Yoongi
Jungkook'la son görüşmemizin üzerinden iki gün geçmişti bu süreçte Jungkook ne aramış ne de mesaj atmıştı. Şu an arkadaş gurubumla birlikte dışarıdaydım ve Jungkook'la olan son mesajlaşmalarımıza bakıyordum. Akşam olmak üzereydi şimdiye kadar Jungkook'dan en az dört mesaj almam gerekirdi. Her gün aksatmadan attığı; "Günaydın." , "Kahvaltını yapmayı unutma!", "İyi öğlenler." , "Öğle yemeğini aksatma!" mesajlarının hiçbirini atmamıştı ve bu biraz tuhaf gelmişti bana. Sanırım mesajlarına iki günde alışmıştım. Yani ben değil kurdum alışmıştı tabii ki!
"Pişt kedi niye öyle kara kara telefonuna bakıyorsun?" konuşan Jackson'la kafamı kaldırıp yanmış suratına bakmıştım.
"Jackson güneş kreminin ne olduğunu biliyor musun?"
"Şu doğum günümde koca bir koli dolusu aldığın o iğrenç şeyleri diyorsan biliyorum." iğrenç şeyler mi? Onlara ne kadar verdiğimden bu hayvanın haberi var mı acaba?
"Evet geri zekalı onları diyorum. Sana o kadar aldım niye sürmüyorsun? Şeyin küçük olmasa tam Afrikalılar gibi olacaksın." dememle yarım saattir çimleri yolan Vernon elindeki çimleri havaya fırlatıp omzuma vura vura gülmeye başlamıştı. Daha çok bir hayvan can çekişiyormuş gibi sesler çıkarıyordu.
"Kolumu çürüttün hayvan yeter anırma artık!" sızlanıp bana vuran ellerinden tutup itmiştim. Gülerek yerde yuvarlanmaya başladığında bir yarım saat daha güleceğini bildiğim için odağımı üzerinden çektim.
"Öncelikle son dediğin cümleyi görmezden geliyorum ve kırılma ama o aldığın şeyleri ben Sun'a verdim yavrum."
"Sun kim be?" diye aklımdaki soruyu sormuştu Hoshi.
"Geçen haftaki sevgilim işte." diye cevap veren Jackson'a üçümüzde garip bir şekilde bakmıştık.
"Jackson geçen haftaki sevgilinin adı Danieldi?" dediğimde Jackson beyninde bir şeyleri oturtmuşçasına gülümsemişti.
"Haaa demek o yüzden sevişmenin ortasında bana tokat atıp gitti."
"Sevişmenin ortasında sana tokat mı attı?" Diye gülerek sormuştu Vernon.
"Ya çarşamba mıydı perşembe miydi hatırlamıyorum benim salonda sevişiyorduk ben çocuğun adını Sun sanıyordum espri yapayım dedim 'Sun çok iyi hissettiriyorSUN' deyip güldüm. Çocuk bana boş boş bakınca anlamadı sanıp 'Adın Sun ya kafiye yaptım anlamadın mı?' diye çocuğa mal muamelesi yaptım. O da birden kalkıp bana tokat attı 'Ne Sun'ı be!' diye bağırıp çekip gitti. Bir hafta boyunca düşünmüştüm niye bana vurdu diye meğer adını yanlış söyledim diyeymiş."
"Hani biliyorum malsın falan ama çocuğun adını nasıl unuttun Jackson?" Hoshi'nin sorgulamasıyla Jackson boş yapmaya başlamıştı.
"Ya bir ilişkide önemli olan isim mi? İster Sun olsun ister Daniel! Önemli olan bizim içimizdeki aşk değil mi Yoongs?" ciddi ciddi benden mallığını onaylamamı bekliyordu. Şükür ki bana gerek kalmadan Hoshi kafasına bir tane vurmuştu.
"Bırak boşu gerzek. Adını bile bilmediğin çocuğa o güzelim kremleri vermişsin."
"Ne güzeli be? Suratıma sürünce biri suratıma boşalmış gibi hissettiriyordu." demesiyle bir tanede ben vurmuştum kafasına.
"Ya vuruyorsunuz vuruyorsunuz sonra sen niye malsın diyorsunuz. Beyin mi bıraktınız adamda." Kafasını tutarak söylenmesi beni sadece güldürmüştü.
"Ulan kedi benim götümün yanığını boş ver de soruma cevap ver. Telefona niye öyle bakıyordun? Derdin nedir Eyşanım?" tekrar kafasına vurmak için yaklaşan tokatçı Hoshiyi görüp benim yanıma kaçmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille
Fanfic-Yoongi, benimle evlenir misin? -Ben çok nazlıyımdır iki gün sonra boşanmak istersin. -İstemem. -Düğünde 30 katlı pasta isterim. -Yaptırırız. -Yatlar, katlar isterim. -Hepsi var bende. -Bir sürü mücevher isterim. -Alırız. -Çok gezerim ben, olmaz. -B...