Hürrem Asena'nın odasından ayrıldı ve kendi odasına geçti. Asena ise tek başına kaldı. Hadi dün sarayı gezmişti yorulmuştu, bugün bir işi de yoktu. Ne yapacaktı boş boş.
Aslında kütüphaneye gidebilirdi sarayın bir kütüphanesi vardı ama sadece saygın kişiler girebilirdi. Cariyeler ve daha alt seviyedekiler giremezdi.
Asena da kös kös oturmaya karar verdi, bugün cariyeler gelecekti. Amannn şimdi bunların kibiride çekilmezdi, neyse onlar gelir gelmez gözde olmadılar en azından.
Ritu da biryerlerde saklanıyordu, zaten Asena ile fazla konuşmuyordu. Bahaneside yakalanmak istemediği içinmiş. Asena'nın can güvenliği için miş.
Aman aman kellemi alırlar iki dakkada demi?
Asena:*offfffffffffffff sıkıldımmmmmm. Eskiden bir eğlencemiz vardı oda gitti. Hayır güzel olmam benim suçum mu? Gerçi prenses olduğumu söylemeseydim böyle olmaz dı. Hayır sarayda cariye mi bitti de beni hizmetine aldınız Aidan'ın? Cık! Cık! Cık! Böyle bir şey olabilir mi ya? Allah Allah.
Anlaşılan Asena baya sıkılmıştı, tabii yazar dururmu? Hemen kapıyı birinin çalması lazım dı. Bakalım bu biri kimmiş???
Asena: Geldimm!
Kapının ardındaki kimse alacaklı gibi çalıyordu.
Asena: Alacaklı mısın be kardeş kırdın kapıyı!
Asena kapıyı açtı ve karşındaaaaaaa tabiki Gül ağa vardı. (Aidan var sandınız demiii. Ters köşe yapim dedim ehehehhe. Öhm öhm- neyse devam.)
Asena hemen eğildi ve sordu.
Asena: Ağam noldu? Kapıyı kıracaktın az kalsın.
Gül ağa: Kızım hemen hazırlan halvete giriyorsun.
Asena:Ne!? Ne demek halvete giriyorum!? Daha dün geldim buraya. Olmaz! Hem kim karar vermiş buna!? Asla gitmem!
Gül ağa: Hürrem Sultan! Karar verdi.
Asena: Aaa öylemi tamam, ben hamama gideyim.
Gül ağa: Korktun sanki sen?
Asena: Sultanım dediyse gıkımı çıkarmam ağam.
Gül ağa: Aferin sana. Bu sarayda kime güveneceğini biliyorsun.
Asena eğildi ve kıyafetlerini almaya gitti saat 1.24 civarıydı. Hamamda temizlenene kadar 3 olurdu. Evet 1.5 saat yıkanacak tı. (Niye diye sorarsanız bende bilmiyorum.)
Hamama doğru yol aldı genç prenses. Rus prenses. Prenses de prenses.
(Aidan'ım da Aidan'ım)Bir yandan da korkuyordu beklediğinden erken olmuştu bu halvet işi, biraz tedirgin, biraz stress'li, biraz korkmuş, biraz da mutluydu. Neden mi mutluydu mertebesi yükselebilirdi, yakın zaman da...
Asena hamama gitmişti, birde ne göresin Firuze!! Alaycı bir yüz ifadesi takınıp yürümeye devam etti. Firuze ise bayrağı sinirli duruyordu.
Sinirli olmasına ne yapsın? Düşmanı tarafından azar yemişti, bide üstüne kovulmuştu.
Öyle böyle derken hamama Nigar kalfa da giriş yaptı. Asena ortamın gerginliğinin hafiflediğini hissedebiliyordu. Üzerinden büyük bir yük kalkmış gibiydi.
Asena daha soyunmamıştı. Hamama göz gezdiriyordu. Daha önce bu hamama girmemişti.
Nigar: Asena? Ne işin var burda hamam günü değil?
Asena: Halvete girecek mişim. Hünkârımız için hazırlanıyorum.
Nigar: Ne? Nasıl yani anlamadım?
Asena: İşte hünkârımızın emri.
Asena Nigar kalfa ya göz kırptı ve başıyla hafifçe Firuze'yi gösterdi. Nigar kalfa da hemen anladı tabii.
Nigar: Öylemi ozaman bir kaç kişi çağıralım da seni temizlesinler iyicene.
Firuze: Nigar kalfa! Hünkârımız bugün beni odasına çağırdı! Bu hatun da nereden çıktı böyle!?
Nigar: Fikrini değiştirmiş belli ki? Hem sen nasıl konuşuyorsun benimle böyle? Saygılı ol, alırım ayağımın altına!
Firuze: Sizi söyleyeceğim!
Asena: Kime? Kimin var bu sarayda? Seni seven sadece hünkârımız var? Ona mı şikayet edeceksin? Dene bakalım ne oluyor!
Firuze: Ne yapacaksın öldürecek misin beni?
Asena: Hayır tabiki, benim ne haddime? Farklı bir yöntem uygulayacağım.
Asena meyve konulan tabakların bir tanesini boşalttı ve yere attı. Kırılan büyük parçaların bir tanesi ile elini kesti.
Asena: Yetişin! Öldürüyorlar beni! İmdattttttt!!! Ölüyorum!!
Diyerek kendini yere attı. Düşerken de Nigar'a işaret etmeyi unutmadı tabii. Birkaç hatun içeri girdiğinde Nigar da devreye girdi.
Nigar: Yetişin! Firuze kızı kesiyordu az kalsın bayıldı korkudan kızcağız.
Firuze: Hayır yapmadım öyle birşey!
Nigar: Sus! Yaptın kendi gözlerimle gördüm. Bide inkâr mı ediyorsun!? Sümbül ağayı çağırın çabuk!
Sümbül Ağa'nın hamama girmesi yasaktı tabiki, ancak ortada bir vaka, birde baygın var. Numara yapan bir baygın..
Sümbül Ağa gelene kadar Firuze konuşmaya devam etti. Sürekli yalan söylediklerini ve iftira attıklarını söyledi.
Kim ona inanırdı ki? Masum bir kız ve bir kalfaya karşı tek kişi kalmıştı. Asena biraz drama quinn'lik yapmıştı ama olsun işe yaradı mı? Yaradı.
Konu kapanmıştır.Neyse neyse sümbül Ağa geldi ve Asena yi aldı. Asena daha soyunmamıştı. Bu yüzden diğer kadınlara bakmadan hemen alabildi onu.
Sümbül Ağa: Ne oldu bu kıza Nigar kalfa!?(Kadınlara bakmadan)
Nigar: Bekle bi Sümbül Ağa giyineyim anlatıcam.
Nigar giyinene kadar sümbül dışarıda bekledi. Nigar giyindikten sonra ise odasına götürdüler Asena'yı.
Sümbül Ağa: Noldu anlat şimdi!
Nigar: Ağam Firuze bi anda deliriverdi. Ne olduğunu bende anlamadım, meyve tabağını boşaltıp kırdı. Kırdığı parçayla da Asena'ya saldırdı. Kızcağız da eliyle engellemeye çalışırken kesti elini.
Sümbül:Vah vahhhh, ben hünkârıma ne derim? Bu akşam da halvete gidecekti Firuze.
Nigar: Ağam, bence bu gece Hürrem Sultan gitsin yanına. Ne zamandır görüşümüyorlar zaten. Sen söyle sultana, ben Asena'ya bakarım.
Sümbül: Allah senden senden razı olsun Nigar kalfaa. İyi akıl ettin sağol.
Nigar: Ne demek ağam? Vazifem bu.
Sümbül Ağa gider gitmez Asena gözlerini açtı ve doğruldu.
Asena: Oldu bu iş!
Nigar: Sende az değilsin haaaa.
Asena: Ne sandın kalfa. Bende de var bişeyler.
Nigar: Niye yaptın ki bunu?
Asena: Hürrem Sultan'ıma iyilik olsun diye.
Nigar: sinsi senii. Neyse elin nasıl?
Asena: Sarsak yeter ya.
Nigar: Tamam bekle beni getireyim birşeyler.
Asena: Bekliyorummm....
İvetttttt bir bölüm daha bitti bu sefer biraz uzun yazayım dedim çünkü başlarında bayağı boş yaptim. Neyse neyse.
Yıldızları parlatmayi ve yorum yapmayı unutmayınnnn. Bir sonraki bölüm çok sell olacak çünkü kaç bölümdür Aidan i görmüyoruzzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Haseki Olunur?/Aidan Ryan Gallagher.
Fanfiction"Bu patatesler niye küçük alındı yine!?" "Onlar daha ucuzdu." "Noah! biz sarayda yaşıyoruz! Bunların parası bizden çıkmıyor!" Hikaye 1800'lü yıllarda geçmektedir. Normalde 1500'lü yıllarda yaşayan Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman, onun sarayı...