Nasıl Haseki Olunur?/Aidan Ryan Gallagher.

11

Süleyman bayağı şaşkın dı. Nasıl bir şehzade bir cariyeden daha beceriksiz olabilirdi? Aklı almıyordu, hatun resmen kendinden 50 metre uzağına atmıştı oku.

Hürrem de şaşkın dı. Asena böyleyse Ritu nasıldır diyordu. Lâkin bilmediği şey, Asena'nın diğer askerlerden daha iyi bir şekilde eğitilmiş olmasıydı.

Diğer askerler açlığa dayanabilsin diye 10 gün aç bırakılıyorsa Asena 15 gün aç bırakılıyordu.

Diğer askerler 50 metre uzağa atıyorsa Asena 80 metre uzağa ok atıyordu.

Yani diğer askerlerden daha dirençliydi. Ha tabii diğer askerler de iyi eğitilmiş ti. Ritu daha tecrübeliydi ama.

Süleyman: Aidan! Buraya gel.

Aidan: Hünkârım?

Asena: Eğil eğil!

Aidan: Ha unuttum.

Asena: Git hadi.

Süleyman: Yanındaki hatun da gelsin!

Asena: Beni niye çağırıyo ki şimdi?

Aidan: Yürü hadi, eteğini de düzelt.

Asena: He unutmuşum.

Asena eteğini düzeltti ve Aidan'la beraber yürüdü. Aidan yürürken Asena'ya şunları söyledi;

Aidan: Babamın yanına vardığınızda bir daha eğil ve kafanı kaldırma, eğer babam bak derse kaldır tamam mı?

Asena: Tamam.

Süleyman çocuğunun gelmesini bekliyordu. Hürrem de öyle. Zaten yaklaşmışlardı.

Aidan: Hünkârım. -dedi ve eğildi-

Süleyman: Nasılsın oğlum?

Aidan: Sağlığınıza Dua'cıyım Hünkârım.

Süleyman: Yanındaki hatun kimdir?

Aidan:-Annesine kaçamak bir bakış attı, onay alınca da ekledi.- Haremim Hünkârım.

Süleyman: Sizi gördüm, bayağı iyi kılıç ve ok kullanıyor bu hatun.  Annen baban kimdir senin hatun? -Asena'ya bakarak.-

Asena: Annem yok, babam da Rus kralı Alexandr.

Süleyman: Buralara nasıl geldin?

Asena: nişanlımın ülkesine gidiyordum. Gemi ile geçerken türk korsanlar beni yakaladı.

Süleyman: Anladım, baban seni bulmak için birini göndermedi mi?

Asena: Hayır hünkârım.

Süleyman: Nasıl öğrendin böyle iyi dövüşmeyi?

Asena: Nişanlanmadan önce yıllarca eğitimlerden geçtim.

Süleyman: Oğlumdan daha iyisin. Bak ne diyeceğim. Oğluma eğitim ver.

Asena: Nasıl olur Hünkârım? Validemiz ne der? Bir hatun şehzadeye eğitim verir mi hiç?

Süleyman: Yoksa istemiyormusun?

Asena: Hayır tabiki de-

Süleyman: O zaman eğitim vereceksin.

Asena: Siz nasıl isterseniz Hünkârım.

Aidan: Biz izninizle gidelim Hünkârım.

Aidan'ın konuşması üzerine Süleyman izin verdi. Tekrar eğilip has bahçeden ayrıldılar.

Saat 7.32 civarıydı. Neredeyse akşam olmuştu. Asena ve Aidan saraya girmiş ve odalarına ayrılacakları noktaya gelmişlerdi.

Asena: Ben gideyim şehzadem.

Aidan: Nereye?

Asena: Daireme?

Aidan: Gidebileceğini kim söyledi?

Asena: Nereye gideyim?

Aidan: Bu kadar saf olmak zorunda mısın. -Asena'yı kucağına alır-

Asena: Şehzadem ne yapıyorsunuz!?

Aidan: Sana bir şehzadeye sesini yükseltemeyeceğin söylenmedi mi hiç?

Asena: Şehzadem Ama-

Aidan: Aması maması yok, benim daireme gidiyoruz.

Aidan gerçekten Asena'ya aşıktı, Asena o kadar olmasa da alışıyordu ona.

Onlar birbiriyle aşk yaşarken haremin önünde olduklarını fark etmemişlerdi.

E tabii hal böyle olunca da, haremdeki bütün cariyeler, kalfalar, Gül ağa, sümbül Ağa ve Daye hatun onları görmüştü. Cariyeler Asena'yı rahat bırakmayacaktı.

Aidan kendi dairesine geldiğinde, Asena'yı yatağa bıraktı. Kendisi de kapıdaki ağalara gidip akşam yemeği getirmelerini istedi.

Asena: Yani şimdi ne gerek vardı beni taşımanıza.

Aidan: Rahatsız mı oldun?

Asena: Hayır ancak hareminizdeki cariyeler görürse beni rahat bırakmazlar.

Aidan: Birşey mi yaptılar yoksa sana? -telaşlanarak-

Asena: Bu sabah sizin odanızdan çıktıktan sonra bir kaç cariye beni sıkıştırdı, sizden uzak dumamı istediler.

Aidan: Adları ne?

Asena: Sanırım Elena ve Armin.

Aidan: Ağalar! Sümbül ağayı çağırın.

Asena: Neden çağırdınız Şehzadem?

Aidan: Şimdi anlarsın.

Sümbül Ağa: Buyrun şehzaaademm.-eğilerek-

Aidan: Elena ve Armin hatunu haremimden çıkar.

Sümbül Ağa: Ne yapayım onlarıı?

Aidan: Eski hareme geri koy.

Sümbül Ağa: Emredersiniz şehzademmm....

Alın attım işte doya doye okuyunnn💚✨

Yıldızlar parlatilsin yorumlar atılsınnn ✨💚💚✨