Derin bir nefes alarak küçük kek parçasını zorlukla ağzıma attım.
Çok gergindim...
Zorla çiğneyerek kek parçasını mideme yolladığımda başımı yavaşça kaldırıp masada oturan herkese bakmaya başladım.
Bugün nişanın olacağı günün sabahıydı ve herkes kahvaltı masasında oturuyordu. Şövalye Eres yoktu.
Ayağım masanın altında ritim tutuyordu. Gerginlikten midem bulanıyordu ve her an zorla yediğim herşeyi masaya çıkarabilir haldeydim.
Derin derin nefesler alıyordum. Kalbim sıkışıyordu.
Herkes yine her zamanki halindeydi, bir kaç dakika sonra ise karışıklık çıkacaktı.
Bakışlarım masanın en başında oturan babama kaydı. Bana sakin olmam gerektiğini hatırlatmaya çalışır gibi güvenle bakıyordu.
Bakışlarımı ondan kaçırıp tekrar derin bir nefes aldım.
Olmuyordu işte! Gerginliğimi bir türlü üzerimden atıp sakinleşemiyordum.
Babam bir an önce artık söylemeliydi yoksa gerginlikten bulanan midem her an kendisini boşaltabilirdi.
Babama kaçamak bir bakış attım. Yemeğini bitirmişti ve mendille ağzını siliyordu.
Masadaki bir çok kişide yemeğini bitirmişti fakat babamın emri üzerine hiç kimse salondan çıkmamıştı. Babam çünkü bir şey söyleyecekti.
Titrek bir nefes aldım. Babam ile göz göze geldiğimizde artık söyleyeceğini anlamıştım.
Herkes yemeklerini bırakmış babamın diyeceklerine odaklanmıştı.
Babam derin bir nefes alarak dirseklerini masaya koyup ellerini birleştirdi.
"Biliyorsunuz ki bazılarınızın evlenme yaşı çoktan gelip geçiyor." Dedi imalı bir şekilde Nora ve Lucas'a bakarken.
Nora boğazını temizleyerek ağzını zarifçe bir mendil ile sildi.
Lucas ise sadece bakışlarını kaçırmakla yetindi.
"Liris bazılarınızdan daha önce davranarak evlenmek istediğini söyledi. Bende bu isteğini kabul ettim." Dedi pat diye.
Solandaki herkesin bakışları şaşkınlıkla bana döndü.
Babam gerçeği anlatmamıştı. Belkide böylesi daha iyi olurdu.
Sarah kahkaha attı.
"Kimle evleneceksin?" Dedi kahkahasının altında bir küçümseme vardı.
"Şövalye Eres ile." Dedi babam benim yerime cevaplayarak.
Salonda derin bir sessizlik oldu.
Sarah donup kaldı.
"Ha?" Dedi sadece.
Yüzündeki sırıtış bir anda düştü.
Bir kahkaha sesi yükseldi. Bu sefer gülen kişi Diana'ydı.
Drew gülmemek için ağzını çaktırmadan kapatmaya çalışıyordu.
Lucas boğazına bir şey kaçmış gibi öksürmeye başladı.
Annem, abim Derek ve ablam Nora ise şaşkınca bize bakıyordu.
Aren ise saf saf bizi seyrediyordu.
Abim Derek'in karısı bile bir an gülmemek için kendisini tuttu.
Derin bir nefes aldım.
Sarah'ın bakışları bir benim üzerimde bir babamın üzerinde gidip geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Bağı
Romance" Umarım daha sık görüşürüz. " dedi prenses. Erkek çocuğu yine hiçbir şey söylemeden önüne döndü. Erkek çocuğunun bakışları ve sert görünümü hâlâ kızı korkutup, çekindirsede bunu bir kenara atıyordu. Erkek çocuğundan cevap gelmedi, kız çocuğu ise...
