Kalkan

12 2 12
                                    

Metin'den..

- Dinliyorum?..

Derin bir nefes aldım önce, sonra saçlarımı karıştırdım ve ağzımı havayla doldurup üfledim.

Tam konuşmaya başlayacaktım ki Aslı gülmeye başladı. Bu kız niye her şeye gülüyordu? Çok da güzel gülüyordu.. Yani gülüşü güzeldi, mesela Belinay'ın gülüşü de güzel, anneminki de güzeldi.. Neyse konumuz bu değil.

- Ne oldu?

Dedim neden güldüğünü anlamak için.

- Ne?

- Neden gülüyorsun? Yani gülmemen için değil, gülmek sana yakışıyor. Yani güzel bulduğumdan değil, yani aslında güzel buluyorum ama..

Ne diyordum ben? Konuştukça batıyordum ve bu onu daha da güldürüyordu. O gülünce de ben afallıyordum ve kelimeler birbirine giriyordu.

Hayır, bunun gülüşünün güzel olmasıyla alakası yok, sadece ne diyeceğimi unutuyordum.

Sonunda durabildiğinde derin bir nefes aldı ama yüzüme bakınca parmağıyla işaret edip gülmeye başladı. Ne? Ne vardı yüzümde? Karşıdaki aynaya baktığımda kıpkırmızı kesilen bir Metin Surman'la karşı karşıya kaldım.

- Do-
Bir şey diyecekken gülmekten söyleyemedi ve ben de espriyi patlattım.

- Re mi fa sol la si

- Do-
Dedi yine gülüşünün arasından.

- Aferin kızım, otur, 100!

En sonunda soluklandı.

Şükür..

- Domates gibi olmuşsun.
Dedi sırıtırken.

- Bana diyene bak!
Dedim tam yatağının karşısındaki aynayı göstererek.

- Benimki gülmekten oldu! Sayılmaz!

- Benimki de sıcaktan oldu.

Tek kaşını kaldırdı ve gözleriyle bir yeri işaret etti. O tarafa baktığımda klima bana 'yemezler kardeşim' bakışı atıyordu.

- Neyse, ne diyordum ben?
Dedim Aslı'ya dönerken. O ise ağzı açık bana bakıyordu.

- Klima sana ne bakışı attı dedin?

Ne yani? Sesli mi düşünmüştüm?
"Shit.." dedi içimdeki Amerikalı.

- Ben onu sesli mi söyledim ya?

Dedim elim istemsizce enseme giderken. O ise elimi takip etti, yüzümü inceledi ve yutkunup başını salladı.

- Ne bakıyorsun öyle? Tamam yakışıklı olabilirim ama yiyecekmiş gibi de bakma korkuyorum.

Dedim konuyu kendimden uzaklaştırmak için.

- Ne yemesi be? Üzgünüm, odun tüketmiyorum.

- Ha tüketsen yersin yani?
Dedim sinsice sırıtarak.

- Ha odunsun yani?

Dedi o da sırıtarak. Kendi ellerimle topu ona verip kalemi boş bırakmıştım resmen! Gülüşüm anında silinirken o ise zevkle zaferinin tadını çıkarıyordu. Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı.

- Neden papatya?

- Bilmem seni anımsattılar bana.. Papatyaların ayrı bir aurası var, senin de öyle..

Birden kapı sertçe açıldı, bilin bakalım kim geldi? Ya da durun bilmeyin, dinleyin anlarsınız!

- AURA MESELESİ BU ŞEKERİMMM TUTARIM İSTEDİĞİM ANDA HÂLÂ TEK ELİİİİMMM BEN TEKİM VE HEPİNİZE YETERİMMM GEREKTİĞİNDE BETERİMMM

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güçsüz Kalpler & Ruhsuz BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin