Ya Kara Delik Bizi Yutarsa?

10 1 0
                                    

10.09.23 (bu tarihte bambaşka bir hikaye olarak başladım)

19.02.25 (bu tarihte şu anki haline evrildi)

Kitap Türü: Bulursanız söyleyin nolur

⚘️

Evren; insanın gözleri ve dudaklarından oluşan bir olguymuş.


Tanrı, her hücremize bir evren yerleştirirken göz harelerimizde galaksileri, dudaklarımızın arasında kara delikleri gizlemiş. Çünkü karşımızdakileri iki dudağımız arasından çıkanla dönülmez bir yola sokup yok edebilirken sevdiklerimizin gözlerinde evrenin en büyük hatırlatıcılarını görürmüşüz.

İşte bundandır ki; insan önce bakmalı, sonra görmeli, daha sonra anlamalı, en son konuşmalıdır. Önce gözlerimiz galaksileri görmeli, onların evrendeki yerlerini anlamalı, daha sonra ise bunu karşısındakine anlatmalıdır. Ama bazılarımız görmeyiz, görsek de anlamaz, anlasak da konuşamayız.

Dünyanın en büyük sorunu ise insanların birbirini görmeyişinden doğar. İnsan, insanı görmez ve pek tabii anlamaz. Anlaşılmayan insan hırçınlaşır.

Dudakları arasında sakladığı kara delikle insanları yok etmeye başlar. Kara deliğe kapılan kişi, hiçbir insanı hatırlamaz çünkü anlaşılmayan insan, anlamak istemez.

Bu bir anlaşılmama hikayesi. Ben tarafından...

Bu bakanların çok, görenlerin az olduğu bir distopyadan küçük bir kare. Ama sadece zihnimde...

Bu hikayenin başı sonu yok, her şey ortasında oluyor, ortasında bitiyor. Tıpkı bir rüya gibi...

Bu hikaye sadece benim zihnimde yaşanıyor. Bu yüzden anlamsızlık çok, mantık ise hiç yok.  

Ben ise bu hikayenin tam ortasında rüzgara rakip olmuş koşuyorum. Nereye koştuğumu dahi bilmeden, nefesim son demlerini ciğerimden söküp götürürken, çıplak ayak tabanlarım koşmaktan aşınmaya başlamışken ben asla durmadan koşuyorum.

Kaçtığım şeyden neden kaçtığımı dahi bilmiyorum. 27 yaşında kalıplı bir adam gece yarısı sokakta yaşlı bir adamdan kaçıyor! Ne kadar da ilginç bir hikâye!

Asfalt çıplak ayaklarımı yakarken ciğerlerime yetmeyen hava ise genzime bir kibrit bırakmış, tutuşmasını bekliyor. Nefes alışverişim sıklaşmış, buz gibi tenime inat terleyen alnım dengeme bir ket daha vurmuş. Vücudum kaldıramıyor. Gözlerim görme yetisini her saniye kaybediyor. Görmek; her zaman, her anlamda en iyi olduğum şey iken şimdi ilk olarak gözlerim bana isyan ediyor.

Ayaklarım kayıyor.

Hemen biraz üzerimde, gökyüzünde, bir yıldız görüyorum. Oldukça büyük duruyor. Galaksi olabilir mi diye şüphe ediyorum ama bundan daha büyük sorunlarım var.

Ayaklarım neden çıplak? Bu karlı havada üzerimde neden bir atlet var? Pantolonumun fermuarı ve düğmesi açık! Nasıl oluyor da belimden düşmüyor?

Havada ay varken neden o da benden ışığını esirgemeye başladı? Daha az önce gördüğüm parlak ve kocaman olan yıldız şu anda neden çok silik gözüküyor? Asfalt neden artık ayaklarımı değil de yüzümü de yakıyor?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 3 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İpi Kesik Uçurtma / HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin