Güneş Son Kez Parlayınca (+18)

175 29 92
                                    

15.09.23

Kitap Türü: Dram

Kitap Türü: Dram

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Kendini ruhunu arayan kız çocuklarına,
Güneşi görünce sevinen ruhlara,
Ayın sunduğu ışıkla yetinmeyip, kendi ışığını arayanlara...

-15.09.2001'e birkaç saat kala.-

Ölmek istiyordu. Bugün karar vermişti, ölmek istiyordu.

Ruhunun gökyüzüne karışmasını, bu sayede bedeninden kurtulmayı ve özgür olmayı istiyordu.

Ruh bedeni terk edince, özgür olacağını sanıyordu.

Kağıdı kalemi eline alıp kendine son kez acı çektirmek sonra da acısızca, uykuya dalar gibi ölmeyi istiyordu.

Güneşin son ışıkları teninde dans ederken güneşe bakıp gülümsedi, bu onu son görüşü olacaktı. Son kez teninde sıcaklığı hissedecekti, sabah olduğunda ölü bedeni buz kesmiş, sıcaklığı unutmuş olacaktı.

Gece yarısında 32 yaşında basacaktı. 32 sene boyunca sabah uyanır, her zamanki yiyeceklerle kahvaltısını yapar ve kıyafetlerini giyip babası onu sevsin diye seçtiği işine giderdi.

Daha sonra işten çıkıp eve gelir, akşam yemeğini yer. Bir tane film açar -ki her zaman yarım kaldığı için bu izlediklerinden bir tanesi olurdu- ve izlerken uyuyakalırdı.

Hayatı bu birkaç eylem arasında sıkışıp kalmıştı. Hayatındaki en büyük aksiyon hafta sonu pek de sevmediği iş arkadaşları ile -onları sürekli görmüyormuş gibi- dışarıda yemek yemekti. Onda bile yeniliklere açık değildi. Her zaman aynı soslarla yapılan aynı pişme derecesindeki bifteği söyler yanına da sadece su isterdi. Her zaman aynı sohbetler edilirdi. Patronun ne zaman terfi vereceği, zam oranının ne olacağı, ayın elemanının kim seçileceği vs.

Ona göre yenilikler korkunç dünya düzeninin bir sınavıydı ve o sınavda başarısız olmak yerine sınava girmemeyi tercih ediyordu.

Yaşamı ona artık anlamsız geliyordu.

Babası onu sevmeyecekti.

Annesi dirilmeyecek, kardeşleri onu aralarına kabul etmeyecekti.

Hiç arkadaşı olmayacaktı.

Onu seven bir adam karşısına çıkmayacaktı.

O sadece ruhsuz birisi gibi işe gidecek, işten gelecek ve yorgunluktan sızıp kalacaktı. Bazı günler yatağına gitmeye dahi mecali olmayacaktı.

Penceresi sokağa bakıyordu. Sokaktaki gülen çocuklara, sarılan çiftlere, mutlu insanlara bakıyordu ama onun penceresinde mutsuz insanlara yer yoktu, o boşluğu kendisi kuvvetle dolduruyorken başkalarının mutsuzluklarını görmeye isteği yoktu.

İpi Kesik Uçurtma / HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin