22. BÖLÜM

515 38 21
                                    




İyi okumalar...

Yelda'dan...

Bugünün bu şekilde bitmesini hiç istemesem de salak Koray yüzünden yine sinirlerim bozulmuştu. Ceylin ve Serhat abiye ayıp olduğunu bilsem de onun olduğu ortama giremeyecek kadar sinirlenmiştim.

Hep yaptığı gibi karşısındakinin duygularını görmeye çalışmadan, kendi egosunu tatmin etmekten başka bir halt yapamayan bir adam başıma dert olmuştu. Arkamı dönüyorum o, soluma bakıyorum yine o. Hayır, kurtuluş da yok heriften. Nereye gitsem burnumun dibinde bitiyor.

Kına gecesinin yapıldığı yerden epey uzaklaşmış eve doğru gidiyordum. Çantamdaki anahtarı çıkartmaya çalıştım ama ellerimin titremesi işimi oldukça zorlaştırdı.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışırken yine o salağın sesini duydum.

"Kıvırcık!"

"Ya def ol diyorum sana, kıt mısın?"

"Böyle sinirle gitme eve. Gel konuşalım." Arkamdan koştuğu için nefes nefese kalmıştı.

"Yine bağırttırma beni Koray. Yürü git."

"Bağırma sende."

Benim suyuma gitmesi gereken yerde bile hâlâ uyuz uyuz konuşuyordu ya!

"Biliyor musun hayatım boyunca senin kadar aptal bir insan görmedim." Tekrar önüme dönüp anahtarı çıkarmaya çalıştım ama küçücük çantada anahtar hariç her şey bulmuştum.

"Kıvırcık gel konuşalım diyorum işte. Neye sinirlendiğini anlat bana."

"Konuşmak istemiyorum Koray."

Şu an onun da kalbini kırdığımı hatta sonradan çok pişman olacağımı biliyordum ama ağzımdan çıkan kelimelere engel olamıyordum.

"Bıraksana şu çantayı." Elimdeki çantayı aldı.

"Ver şunu!" Zaten sinirliyken elimdeki eşyayı çekmesi iyice gıcığıma gitmişti.

"Bu tavırların ne? Anlatsana sen bir?"

"Bir de soruyor musun sen bunu ya?" Ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Şaka mısın sen Koray. Bana sınav olarak mı gönderildin!"

"Bu kadar sinirlenecek ne var kıvırcık anlamıyorum."

"Sen hiçbir şeyi anlamıyorsun zaten. Bunu da anlamanı beklemezdim." Elindeki çantaya uzandım. "Ver çantamı eve gireceğim."

"Anlatmadığın için anlamıyor olabilir miyim acaba? Bir iyisin bir kötü. Sana nasıl davranacağımı çözemiyorum," dedi.

"Bundan sonra bana hiçbir şekilde davranma Koray. Seninle alakalı bir çöp bile görmek istemiyorum."

"Kıvırcık niye bu kadar bozuldun anlat işte. Bekliyorum."

"Beklemene gerek yok Koray. Ben kapılarımı kapattım. Artık senin rüzgarın bile sızamaz içeri."

"Yavrum." Ellerini omzuma koydu. "Bir sakin ol. Öyle konuşalım, olur mu?"

ZEVÂHİR (Mahalle hikâyesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin