24.BÖLÜM

518 34 3
                                    




İyi okumalar...

Önüme döndüğümde takım elbisenin içindeki Boran'ı gördüm. İçime su serpilirken hiç beklemeden ayağa kalkıp onun yanına gittim. Kollarımı onun beline sardım ve kafamı göğsüne yasladım.

Az önceki telaşlarım yerini saf mutluluğa bıraktı.

"Geç kaldım özür dilerim." Bir eli belimdeki yerini alırken diğer eli saçlarımı okşuyordu.

"Niye haber vermedin?"

Saçlarımın arasına öpücük bıraktıktan sonra benden ayrıldı.

"Gel dışarıda konuşalım." Elimi tutup peşinden gitmemi sağladı.

El ele salonun kapısından çıktık ve otoparka doğru ilerledik.

Kimsenin olmadığına emin olduğumuzda ise durduk.

Boran arabanın kaputuna yaslandı ben ise hemen önünde durdum. Büyük elleri parmaklarımın etrafına dolandı.

"Benim balım ne güzel olmuş öyle?" Güldüğünde kısılan gözleriyle bana baktı. "Dön bakayım." Eliyle kendi etrafımda dönmeme yardımcı oldu ardından da yanaklarımdan sertçe öptü.

"Sende çok yakışıklı olmuşsun. Kafana kese kağıdı falan geçirelim."

"Onun yerine kırmızı rujunun izlerini bırakmaya ne dersin?" Dedi gözleri dudaklarıma kayarken.

Kalbimin hızı son sürat artarken ellerimle omuzlarından destek alarak yüzüne eğildim ve yanağını upuzun öptüm.

"Şifam mısın sen?" Bana hiç de iyi gelmeyen bakışlarından birini attığında konuyu değiştirmek amacına sordum:

"Ee hadi anlatmayacak mısın?"

Boran'ın yüzü aniden asılırken sıkıntılı bir sesle konuştu. "Mahalledeki uyuşturucu satıcılarının evine baskın yaptık."

Kaşlarım hayretle havaya kalktığında zihnimde yeşeren soruyu dudaklarımın arasından aktardım.

"Yakaladınız mı yani?"

Yüz hatları gerildi.

"Hayır." Çenesinin kasıldığını fark ettim. "Şerefsizler bizim geleceğimizden haberdar olmuşlar. Temizlemişler her yeri."

"Evdeler miydi peki?"

"Değildiler."

Biraz düşündükten sonra sordum.

"Her şey başa mı döndü yani?"

"Bu sefer elimden kaçamayacaklar. En kısa sürede o itleri yakalayacağım." Kararlılıkla çıkan ses tonu bunu gerçekten başaracağını düşündürüyordu.

"Ben sana inanıyorum, başaracaksın. O yüzden yakışıklı sıratını asma. Bugün keyfimize bakalım olur mu?"

"Olur bal kız." Boran elimi tuttu ve birlikte salona döndük.

Bizimkilerin oturduğu masadaki boş sandalyelere kurulduk. Adil'in yanına ben benim yanıma da Boran oturmuştu. Adil hiç vakit kaybetmeden hafif tonda çalan müziğin eşliğinde Boran'ı azarlamaya koyuldu.

"Telefon denen alet boş yere mi icat edilmiş göt herif! Niye kızı meraklandırıyorsun?"

"Sana da selam Adil. Ben de seni çok özledim."

ZEVÂHİR (Mahalle hikâyesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin