Parti alanına doğru sürmeye başladım.
Taylor: Fondoten mi sürdün yoksa iyi mi değilsin? Bembeyazsın bildiğin vampir.
Carmen: Çok kötü hissediyorum.
Taylor: Ne dedi? Anlatsana
Arabayı kenara çektim ve ellerimle başımı direksiyona dayadım. Taylor , ben ve arabanın hafif ışığı vardı. Taylor bana doğru döndü.
Carmen: Sanırım Gerçekten Benden Vazgeçiyor...
Taylor: Anlamıyorum, istediğin bu değil miydi?
Carmen: Bende anlamıyorum, istediğim buydu ama neden bok gibi hissediyorum Taylor?
Dedim ve başımı kaldırıp ona baktım.
Taylor: Sana ne dedi?
Neler dediğini tek tek anlattım.
Taylor: Tanrım...
Carmen: Off
Taylor: Neler hissettiğini çok iyi anlıyorum.
Carmen: Taylor, Cidden bok gibi hissediyorum.
Taylor: Carmen...
Bana sarıldı gözlerim doldu ama akmadan ve makyajımı bozmadan peçeteyle sildim ve yola devam ettim.
Carmen: İşte geldik.
Taylor: Hadi dağıtalım.
Carmen: Tamam, ihtiyacım var.
Eve girdik, Gözüm Tom'u arıyordu, sonra aklıma Tom'un dediği geldi.
~Beni bulmaya çalışma.
~Gidersem anlarsın...
Gözlerimi kapattım, ne yapıyorum ben ya, siktir et. Gördüğümüz boş bir masaya ilerledik. Diğer kızları bekliyorduk, Tom'u gördüm. Gayet mutluydu ve arkadaşlarıyla konuşuyordu, kolundada Lia vardı. Lia onlara çok güzel ayak uydurmuştu, iyi anlaşıyorlardı, Gözlerim doldu.
Carmen: Tanrım..
Diye mırıldandım.
Taylor: Kendine gel. Bak kızlar geldi.
Birlikte oturmaya başladık ama ben sessiz ve dalgındım.
Lina: Ah carmen
Dedi ve bana sarıldı.
Carmen: Noldu?
Gözlerimi sigara küllüğünden ayırıp konuştum.
Lina: Ne demek noldu? Anlattı ya daha demin Taylor.
Barbara: O şuanda Tom'u düşünüyor.
Carmen: Düşünmüyorum ben kimseyi
Dedim ve Ellerimle saçımı düzeltim şarap istedim.
Barbara: Carmen, Jason'da geliyormuş. Bundan sonra kendi hayatına bak.
Carmen: Anlamıyorsun... Tom benim tam anlamıyla her şeyimdi. Günlük rutinimin bir parçası olan birisini kaybetmek çok zor bir şey, bundan sonra normal davranmamı beklemeyin benden.
Barbara: Özür dilerim, ne desen haklısın gerçekten.
Bill, Tom ve arkadaşlarının
masası...
Tom: Hayırdır nedir bu surat.
Bill, Tom'a kötü kötü baktı.
Tom: Ne var ya?
Bill: En ama en yakın arkadaşımı KAYBEDİYORUM SENİN YÜZÜNDEN.
Tom: Ah Bill, ikimizide istemiyor anla.
