"Hermione! Sabah sabah ne olduda beni çok sevdiğim yatağımdan kaldırdın?!"
Yarı uykulu sesimle konuşurken kaşlarım çatık bir şekilde kolumdan zorla tutmuş beni bir yere sürükleyen Hermione ile birlikte Hogwartsın koridorlarında yürüyorduk.
"Ah,Adele bunu ben söylemek istemiyorum.Kendi gözlerin ile görsen iyi olacak."
Bu cümle beni daha da meraklandırıken en sonda kütüphanenin önünde yürümemizi durdurmuştuk.Hermione kesik nefesler verirken neden haftasonu burada olduğumuzu sorguluyordum.Bir kaç saniye soluklanmanın ardından kütüphanenin kapısını açtı.
"Küçük Potter da geldiğine göre bence gösteriye başlaya biliriz,değil mi?"
İçeriye girdiğimizde kütüphanenin yarısını kaplayan kalabalıkla neler olduğunu anlamaya çalıştım.Sonra iğrendiğim sesi duyunca kesin yine bir şey olduğunu fark ettim.'Ah,olamaz! Gerçekten benim haftasonu sinirlerim ile mi oynayacaktı ?!' Yatağımdan sırf bunun için kalkıp geldiğim için Hermione'ye sinirleriniyordum.
"Gerçekten şu an seni hiç çekemiyeceğim.Ne yapacaksan yapta bitir şu şovunu."
Draco'nun yüzündeki sinsi gülüşü görünce gözlerimi devirdim.Etraftaki kalabalığa baktığımda bazıları gergin bir şekilde ne yapacağımıza bakıyor,bazıları kavga olacağını sezip arkadaşlarını çağırıyordu.İğrenç bir ortamda olduğumun farkındaydım.
"Peki şunu görünce de aynı şeyleri söyleye bilecek misin acaba?"
Kafamı kaldırıp elindeki şeye baktığımda kaskatı kesildim.Sanki o an tüm beyin devrelerim yanmış gibiydi.Hermione beni sarsıp Draco'yu uyarsada ben sadece onun elindeki günlüğüme odaklanmıştım.O günlük benim için çok özeldi hatta benim bir parçam bile sayıla bilirdi.Kimseye anlatmadığım dertleri,sürekli gördüğüm kabusları,hayallerimi ve daha bir sürü şeyi sanki bir arkadaşım mış gibi o günlüğe aktarmıştım.Şu an ise o günlük benim zorbam olan Draco'nun elindeydi.
"Bu gerçekten eğlenceli olacak!Hadi okumaya başla Draco."
Slytherin erkeklerinden biri sessizliği bozarken bakışlarımı elindeki günlüğümden çekip onun nefret dolu bakışları ile buluşturdum.
"Hemen o günlüğü bana ver."
Gözlerimin dolacağını hissetdiğimde içimden bir küfür savurdum.Gerçekten ne zaman sinirlensem olup olmadık yerlerde gözlerimin dolmasından ve insanların bana küçümseyici bakışları ile altında ezilmekten nefret ediyordum.
"Ne o? Küçük Potter ağlayacak mı yoksa? Gerçekten çok güçsüzsün.Seninle aynı yerde olduğum için kendimden iğreniyorum!"
Sinirle cüppemin ceplerini asamı almak için karıştırken Hermione Draco'yu ne kadar uyarıp bağırsada işe yaramıyordu.
Asamı bulamayınca ne kadar içrenç olup olmadığını umursamayıp burnumu çektim ve ona doğru bir adım attım.O ise hâlâ yüzünde solmayan sırıtması ile günlüğü karın hizasına kadar kaldırdı."Günlüğümü hemen bana ver Malfoy!"
Sesimin yüksek tonunu ve sertliğini umursamayıp alayla güldü.Gerçekten sinirimi bozuyordu.Ne olursa olsun o günlüğün içindekileri kimsenin okumaması lazımdı.Hiç beklemediğim anda birden günlüğü açtı.
"Sevgili günlük!"
Diye bağırdı kalabalığa bakarak.Sinirle bir kaç adım daha atınca Hermione kolumu tutarak beni engelledi.Ona doğru dönüp çatık kaşlarımla ona baktım.Tekrar Draco'ya doğru dönünce çoktan özelimi yaymaya başlamıştı bile..
"Bu gün rüyamda yine Annemi gördüm."
Açtığı sayfayı görünce o sayfayı benim ağlayarak uyandığımda yazdığımı hatırladım tekrardan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Part of the plan/Draco Malfoy
Fanfiction"Bir görev üzerinden sana aşık olacağımı asla düşünemezdim." ..