13.Bölüm:Ateş ve Toprak'ın Dönüşümü

13 7 0
                                    

Üç Gün Sonra

"Üç gündür kayıplar. Nasıl hala herhangi bir iz yok." dedi Edvin.

Günlerden pazartesiydi ve onlardan bir haber almak umuduyla ekipten kimse okula gitmemişti. Üç gündür kimseden iz yoktu. Karanlık Kraliçe bile herhangi bir hamle yapmamıştı.

"Edvin bizde kayıp olduklarının farkındayız ama kimse senin kadar telaşlı değil." dedi Masal sakin bir şekilde.

"Ya başına bir şey geldiyse!" dedi Edvin.

"İki kişiler yalnız." dedi Toprak.

"Dilim sürtüştü." dedi Edvin.

"Kesin dilin sürtüşmüştür. Yoksa asla sadece Selin'i saymassın, asla." dedi Ateş şakacı bir tavırla.

"Bakın! Habere bakın!" diye bağırdı Rüzgar.

Haber:
"İstanbul sokağında görülen gizemli yaratık. 52 araba, 13 bina ve 8 insanı yok etti. Bu canavar kim, neler oluyor ve en kötüsü bu insanlığın sonunun geldiğinin bir işareti mi?
Canavardan bazı görüntüler şimdi canlı bir şekilde elimize ulaştı sayın seyirciler o görüntüleri sizde görün."

"Bu Oyganten." dedi Ateş.

"Kostümleri getirin, Ateş sende hazırlan biran önce oraya gitmeliyiz." Toprak soğuk kanlılığını korumuştu.

"O hayvan kostümlerini mi?" dedi Ateken  yüksek kahkaları ile.

"Boğularak ölmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemiyorsan sus!" dedi Toprak.

"Alın kostümleriniz." Masal kolidordaki askılıkta takılı olan kostüm ve maskeleri  getirmişti.

"Burası size uzak bir nokta çok hızlı olmanız lazım." dedi Rüzgar.

"Işınlanma iksiri ile." dedi Toprak ve iksirin kapağını açarak içti. İçtiğinde kalbinden omuzlarına kadar yeşil renkte ışıklar yayıldı. Toprak'ın gözleri yeşil olduğunda yanına bir sincap ışınlandı.

"Merhaba ben Işınlanma iksirini muhaffızıyım. Işınlanma iksiri sadece nasıl gidildiğini bildiğiniz yerlere sizi ışınlar. Gitmek istediğiniz yerin bütün yollarını iyi bilmeniz gerekir. Farklı bir gezegen, boyut veya evrene ışınlanamassınız. Işınlanma gücü sadece bir kişiyi ışınlar eğer ki benim kullanıcıya verdiğim özel gücü kullanırsanız birden fazla kişiyi ışınlaya bilirsiniz. Işınlanma diyerek benim size verdiğim gücü kullanabilirsiniz. " dedi muhafız.

"Peki o zaman ışınlanma!" diye bağırdı Toprak. Daha sonra Ateş ve kendisini ışınladı.

Işınlanma bir saniye  sürmüştü. Gitmek istedikleri yere vardıklarında o oradaydı. Oyganten dünyaya gelmişti. Yaptığı tek şey ise etrafa bağırarak insanlara huzursuzluk vermekti.

İnsanlar ne yaşadıklarını anlamazken Ateş "Oyganten buradayız insanları rahat bırak ve bizimle uğraş!" diye bağırdı.
Ateş bağırması Oyganten'in dikkatini çekmişti. Ateş kişisel gücünü kullanarak Oyganten'e doğru uçtu. Uçtuğu sırda Oyganten Ateş'i eliyle tutarak Toprak' ın yanına fırlattı.

İnsanlar Ateş ve Toprak' ın süper güçleri olduğunu anlayınca aralarından bir kaç kişi bağırmaya başldı:
"Madem süper güçleriniz var biraz işe yarayın."

"Böyle kahraman mı olur?"

"Bu güçleri size kim verdi? Daha bir yumruk atamıyorsunuz."

"Aptallar."

Bu bağırışmalar Toprak ve Ateş'e bazı insanların gerçekten çok kendini beğenmiş ve yüzsüz olduklarını anlatmış oldu. Toprak ve Ateş insanların bağırışmalarını dinlerken Oyganten ikisinide yakaladı. Oyganten ikisini avuçlarının içinde sıktırırken ikisinin yaşama şansı hiç yoktu.

Oyganten avuçlarını biraz daha sıktırırken sağ elinde kahverengi sol elinde kırmızı  ışıklar yandı. Işığın parlaklığı artarken Oyganten'in karnındaki ışıkta arttı. Işıklar artmaya devam ederken güneşin ısısıda artmıştı. Yer titremeye başlamış sağlıksız toprak sağlığını kazanmıştı. Zeminde ısınmaya başladığında Oyganten şişerek patladı ve hayvanlar kurtuldu.

Hayvanların kurtulmasıyla beraber Ateş ve Toprak kostümlerini kazanmıştı. Kıyafetleri, eldivenleri ve pelerinleri  siyah deriydi. Kostümün kol, bacak ve göğüs kısmında Ateş'in kırmızı Toprak' ında kahverengi ışıklar vardı. Toprak'ın gözü kahverengi Ateş'in gözü de kırmızı olmuştu. Bir büyü sayesinde gizli kimliklerini bilmeyen kişiler elementlerin yüzünü sansürlü görüyordu.

---------------------------------------------------

Aradan üç gün daha geçmişti Selin ve Buse' den hiç bir iz yoktu. Karanlık kraliçe günlerdir hiç bir hamle yapmazken Toprak ve Ateş'in eli ayağı bağlanmıştım sanki.

"Bu gün kendinizi iyi hissediyor musunuz?" diye sordu Toprak.

Hayvanlar elementlere bağlı olduğu için onların nerede olduğunu, ne durumda olduğunu ve neler gördüğünü onlar gibi hissediyolardı ancak hayvanlar uzun zamandır Oyganten'in içinde olduğu için güçleri tamamen azalmıştı. Yeniden eski formlarına kavuşmaları için elementlere ihtiyaçları vardı. Ateş ve Toprak hayvanı eski formlarına kavuşsada Su ve Hava hayvanı gün geçtikçe kötüleşiyordu.

"Bu günde deneyelim ama fazla umutlu olmayın." dedi Su hayvanı. Su elementinin hayvanı bir kuştu.

Hava ve Su hayvanı zar zor ayağa kalktı. Karşı karşıya geçtiler ve gözlerini kapadılar. İkisinin de kendi etrafında mavi çember oluştu ve iki çemberin ortasında bir pusula oluştu.
İkisi aynı anda " Sahibi bulmak için sorumu soruyorum; ne görüyorlar, ne duyuyorlar, ne hissediyorlar acı mı çekiyorlar yoksa mutluluk mu? Su ve Hava Element hayvanının istediği soru  elementim şu anda nerede?" dedi. Sihirli sözcükleri söyledikten sonra çemberler kapandı pusula yok oldu.

" Onları bulduk Birleşik Krallık Taş Şehrindeler. " dedi Hava hayvanı

" Taş Şehri mi? " dedi Ateş.

" Çiçeği getirin rotamız belli oldu. " dedi Toprak.

Bütün ekipte onların yerini bulmanın mutluluğu vardı. Koca bir haftanın ardından sonunda bir adım ata bilmişlerdi.

Ateş ve Toprak güçlerinin önemli adımlarından biri olan dönüşümü başara bilselerde buna hiç sevinememişlerdi. Onların üstünde kısa sürede hayatlarının bir parçası olan en yakın arkadaşlarının üzüntüsü vardı. En azından hayvanları kurtararak güçlerini öğretebilecek canlılar bulmuşlardı kendilerine.

Ama ikiside çok iyi biliyorlardıki Karanlık Kraliçenin uzun zamandır bir hamle yapmamasının sebebi şu anda çok büyük bir plan hazırlamasıydı. Hayatlarının birde tamamen değiştiren Element güçleri onları o kadar değiştirmiştiki artık başlarına ne geliceklerini düşünerek telaşlanmak yerine sadece olucakları bekliyorlardı.

4 ELEMENT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin