YABANCI UYKULAR -23

829 80 20
                                    

Kıymetlilerini korur insan, en değerli olması gereken kişilerin bile elini uzatmasına izin vermez

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıymetlilerini korur insan, en değerli olması gereken kişilerin bile elini uzatmasına izin vermez. Bir mana yükler eşyaya, zamana, mekâna. Sahibini bekler örtüleri kaldırmak için. Kokuların silinip gitmesinden korkar. Başkasının dokunuşuyla kirleneceğini düşünür en narin dokuların. Kapı açıldığında ve beklenen geldiğinde, işte emanetine sahip çıkabildim diyebilmek için yapar bunu. Bir görev değildir, minnettir ve sevgidir.

Azize beş yıldır odaya kimseyi almıyordu. Büyük bir inatla halasının yatağına kimsenin yatmasına izin vermiyor, Çiçek dönene dek orayı koruyacağına dair kendine söz veriyordu. Gülcan'ı odaya sokmaya çalışmıştı Emine. Fakat Azize'nin inadına yenildi. Rahime hanım da o yatağın boş kalmasına razıydı. Torunları arasında ayrım yapmak için değil de, Azize halasına böyle sahip çıkıyor diye kızı içten içe tebrik ediyordu. Gülcan için eskiden bebek odası olarak kullanılan odayı boşalttılar. Küçük Hüseyin'le uyumasına karar verdiler. Mustafa salonda yatıyordu, bir odası yoktu. Çocuklar büyüdükçe yeni bir eve ihtiyaç duyulduğu konusu sıkça gündeme gelmeye başlamıştı artık.

Bu gece, evdeki tüm odalar doluydu ve bir de misafir vardı. Dışarıda sigarasını içmiş, kalacağı yerin gösterilmesini bekliyordu Lisette. Azize kaidesini bozmadı. Çabucak yatağındaki çarşafları değiştirip yenisini serdi ve annesine burada uyumasını söyledi. Bu odada sigara içmemesini ve halasının yatağına yatmamasını da tembihledi. Kadın, kızının huyunu suyunu bilmiyordu, onu fazla kuralcı buldu ama ilk günün hatırına ne denilirse yaptı. Yatmadan önce konuşacağı kimse yoktu ve Mehmet'in burada olmaması yüzünden hayal kırıklığına uğramıştı. Tek başına bir odada uyumak fikri bunaltıcıydı. Yol yorgunu olmasa çıkar dolaşırdı. Kahve içmek istiyordu. Valizindeki kavanozu çıkartıp komodinin üstüne koydu ama yapacak takati yoktu. Hoyratça yatağın üzerine saldı bedenini. Azize her şeyin tamam olduğunu görünce iyi geceler bile demeden yatan annesinin yüzüne baktı. Derin bir nefes verip ışığı kapattı ve odadan çıktı.

Babaannesinin yanında yatacaktı. Akşamdan sonra bir yağmur başlamıştı. Geceyi aydınlatan şimşekler çakıyor, çatı saçaklarında biriken sular betonun üstüne dökülüyordu. Işıkları kapanmış odaların önünden geçti. Herkes erken kalkmıştı bu gün. Küçük kızın da gözlerinden uyku akıyordu. Hamur yoğurmak için günün ilk ışıklarıyla mutfağa girmişti. Babası poğaçaları beğenmiş miydi acaba? Gelince soracaktı. Bu fikir sıkıntı doldurdu içine. Mehmet döndüğünde Lisette'yi görecekti ve bundan hiç hoşlanmayacaktı. Azize olacakları ve nasıl tepkilerle karşılaşacağını bilmiyordu. Bir şimşek daha çakınca karanlık koridora ağaç gölgeleri düştü.

Hızlanıp babaannesinin odasına doğru yürüdü. İçeriden sesler geliyordu. Konuşanlar Rahime hanım ve Selvi'ydi. Azize, yengesinin uyuduğunu zannediyordu ama demek hâlâ ayaktaydı. Kapının kenarına yasladı omzunu. Özel bir mesele konuşuyorlarsa girmeyecekti. Anlamak için bekledi. "Zeynep yukarda tek kaldı ana, birimiz çıksak yanına. Korkmasun. Ben çıkayım derum ama Hüseyin gece altına edersa diye kontrol ediyorum." Halinden mustarip olduğunu belli etmek için başını salladı iki yana.

AZİZE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin