BASİT ŞİİR - 42

646 65 34
                                    

Beklenmedik sürprizler beklenmedik anlarda ve beklenmedik kişiler tarafından yapıldığında insana en iyi gelen şey, ona durumu idrak etme fırsatı veren şaşkınlığıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beklenmedik sürprizler beklenmedik anlarda ve beklenmedik kişiler tarafından yapıldığında insana en iyi gelen şey, ona durumu idrak etme fırsatı veren şaşkınlığıdır. Azize bir eliyle sandalyeyi tutuyordu hâlâ. Notu aldığından beri karşısında göreceği kişi hakkında bir tahmin yürütmek yerine onu nasıl azarlayacağını tasarlamıştı zihninde. Kadın, erkek, akraba, arkadaş olması mümkün şahsın karşısına geçip bu gerginliğin hesabını soracaktı. Ama şu an için ne sakin kalmak ne de kızmak mümkündü. Kocaman açıldı gözleri. "Yasemin..." Bu isim bir fısıltı gibi döküldü dudaklarından.

"Azize, beni tanımadın mı kızım? Ne bu hal dakikalardır? Hayde sarılsana!" Azize'ye doğru bir adım attı yüksek sesle konuştuktan sonra. Kolları açıktı ve olabildiğince cömertti gülümsemesi. Gün içinde gergin dakikalar yaşayan ve bu aralar sırlardan pek hoşlanmayan arkadaşına hazırladığı sürprizin büyük bir yıkıma sebep olmayacağını bildiğinden rahattı. Gerçi Yasemin genel olarak rahattı. "Hayalet miyim ben? Öyle korkmuş bakıyorsun! Bir şaka ettuk da, kendine gel."

Bu ihtardan sonra Azize geç de olsa toparlandı. Sandalyeden elini çekip arkadaşının yanına yürüdü ve sarılmak yerine omzunu dürttü. "Hemen hoş geldin diyemeyeceğim! Niye direkt sağlık ocağına gelmedin de beni böyle oyunlarla uğraştırdın?"

"Geçen gün izlediğim filmde gördüm. Adam kızı not yazarak çağırıyordu yanına. Ben de öyle yapsam heyecanlı olur diye düşündüm. Oldu mu?"

"Hem de nasıl!"

"Gerçi başrol adam yerine kısmetine ben düştüm. Bozulmadın inşallah?" Muzır bir gülümsemeyle mahcup olmuş gibi bakışlarını yere indirdi. Başına sardığı lacivert bandananın püskülü saçlarını aşıp alnına düştü. İnce kavisli kaşlarını, gülmemek için verdiği mücadelede çattığından ve elmacık kemiklerini hareketlendirecek büyük ağzına ait dudaklarını bir türlü sabit tutamadığından sahte üzüntüsü komik görünüyordu.

Azize derin bir of çekti. Aslında bir yabancıyla, ona zarar verecek bir sırla karşılaşmadığı için mutlu olduğundan da yapmıştı bunu, Yasemin'in yaramazlığına kızdığından da. Ama daha fazla tutamadı kendini. Aklı film senaryolarında kalan arkadaşının, af bekleyen yalancı boyun eğişine merhamet etti. Yaklaşıp sıkıca sarıldı. "Bozulan tek şey kalbimdeki ritim. İyi ki gelmişsin. Ben de seni özledim" dedi samimi bir sevinçle. Bir müddet sarıldıktan sonra geriye çekildi. Parmağını havaya kaldırıp şart koştu. "Sakın bir daha böyle bir şey yapma ama tamam mı?"

"Söz veremem" derken ayağıyla yere bir daire çizdi Yasemin. Narçiçeği bluz, üstüne de bir bahçıvan pantolon giyiyordu. Saçlarını kıvırcık yapmayı denediği ama beceremediği belli oluyordu. Başına taktığı bandana inatçı ve dağılmaya müsait kahverengiye çalan saçlarının firar etmesini engelleyemiyordu. "Hadi oturalım da, ağaç olduk ayakta."

"Doğru diyorsun. Bir arkadaşım aklımı uçurdu da şaşkınlığımı mazur gör lütfen."

"Arkadaşın senin aklını yer yer..." Kızın yanağından bir makas aldıktan sonra gürültülü bir kahkaha attı. Yasemin'in bu hareketleri kontrolsüzdü ne yazık ki. Çocukluğundan beri içinde gezinen serbest ruha bir had ve kota koymak aklına gelmiyordu. Şehre taşınmıştı, çevresi değişmişti ama kafasına estiği gibi davranmanın zevkinden vazgeçemiyordu. Annesi hayıflanıyordu onun bu haline. Uyarıyor, dürtüyor, akşam karşısına alıp konuşuyordu ama nafile. Yasemin'i gölgesiyle bile kavga edecek, sorumluluk almayan ve evde durmayan kızdan başkasına çeviremiyordu.

AZİZE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin