tamer'in bakış açısından:
çağrı'nın babanesi ondan uzak durmam için teklif ettiği ödememi yapmadığından ve çağrı keşfeti kapatılan çalınmış hesabımı geri almamı sağladığından ona yanaşacaktım. ama labneci otuz birci sapığımla tam dudaklarımız buluşacakken kaşmer bolom gelmişti. midem bolonmıştı. zaten çok çirkindi. sapık ismetle olanlar kulağıma çıtlatıldığından öfkem onu gözümde daha çok çirkin yapıyordu.
insanlar tipiyle dalga geçmesin diye elinden tutup midpointten çıkarttım ve en yakın barınağa bırakıp labnelerimi ve askımı almaya midpointe döndüm. çağrı'ya gidip "take me to fucking church yani beni ayasoyfa camiine götür" diyecektim ve sonra da... bilmemki.
midpointe arkadan girdim, labnelerimi aldım. hızlıca etrafı yokladım. lucifer tiktok çekiyordu, hülya mizgin maşrapadan bergamotlu çay yudumluyor yayın yapıyordu ama çağrı etrafta yoktu. elimi çabuk tutmam lazım geliyordu yoksa labnelerim yine viskozitesini kaybedecekti ve onları çağrı'ya kakalamak zorunda kalacaktım.
ön kapıya yöneldim ve midpointten çıkış yaptım. çıkış yapmamla karşıma çıkan manzara şok getirtmişti. omege ceneme olmuştum. fatıkla çağrı finkirdiyordu. neyvahlar olsun diye kükredim. tavuk dürüm param muhafazakar fatıkla gözlerimin önünde raks ediyordu. dikenlerim tüy tüy olmuş, kalbim 2'ye parçalanmıştı ama 2 sadece bir rakkamdı. ben ne olduğunu anlamadan çağrı'nın kafası bir anda bana döndü. çip mi takmıştı yoksa bana? nasıl anlamıştı burada olduğumu? avına kitlenmiş aslan gibi bana bakış atıyordu, sosyopatlık babaneden toruna nesil herhalde diye iç geçirttim.
ama gördüğüm manzara midem bulanmıştı. biri saçımı tutsundu geviş getirtecektim. çaktırmadan öğürmek yapıp kendimi toparladım.
"akşam nişo'da buluşalım çogicim" dedim ve ekledim "sapık ismetin arkasına saklanmak yok adamım." ardından cevabını beklemeden topuklaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tssigalko (+18)
Fanfictiontssigalkookula giderken bi çocuk gördüm saçı rampalı,kafasında obey cap'li çoook tatlı bi çocuk.