6.Gün

216 19 135
                                    

Bütün gece Zoro'nun gözüne bir gram dahi uyku girmemişti. Sabaha karşı; yastığı terden ıslanmıştı. Beyninde binden fazla senaryo vardı resmen. O orospu çocuğunun söyledikleri sabaha kadar aklını yemişti. Sinir krizleri geçirecekti adetâ.

Flashback:

Kılıç Ustası odaya girdikten sonra, yatakta yatan kral öksürmüştü. Sonra Zoro'ya seslendi:

"Senden bir isteğim var."

"Dinliyorum."

Bir kaç sözcük daha sıralarken, Judge'in yüzünde kocaman bir tebessüm vardı. Tam aksine, Zoro ise şok içindeydi.

"Senden Sanji'yi öldürmeni istiyorum."

Judge öksürürken konuşma sırası Zoro'daydı.

"Bunu yapamam."

"Nedenini sorsam?"

"Buraya birini öldürmek için gelmedim. Lütfen böyle kirli bir teklifte bulunmayın."

Judge öksürmeyi kesip sinir bozucu bir gülümsemeyle Zoro'ya baktı.

"Duygusuzun teki, Cehennem'in Kralı, Merhametsiz Adam; Roronoa Zoro'nun düşüncelerini ne değiştirdi?"

"Şuan ki görevim, Prens'i korumak ve öyle kalacak. Bunu en başından söylemeliydiniz."

"En başından beri buraya gelmenizin amacı o veledi ortadan kaldırmaktı zaten."

"Onu öldürmeyeceğimi gayet net belirttim."

Zoro, odadan çıkmak için elini kapı kulpuna koyduğunda Judge kaşlarından birini kaldırdı.

"Peki ya, eğer reddersen çok değer verdiğin aileni öldüreceğimizi söylesem? Fikrin değişir mi?"

Zoro, fal taşı gibi açılmış gözlerle Judge'e baktı.

"Bende öyle düşünmüştüm."

Sonra, Judge'in gülümsemesinin yerini ciddi bir ifade aldı.

"24 saatin var. Prens'i öldürmezsen, Ailene veda et."

Zoro odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Halâ şok içindeydi. Ne yapacaktı?

Kendi odasına girip kapıyı kilitledi ve yatağa oturdu. Deliye dönecekti. Nasıl bir istekti bu böyle... Ailesini nasıl bulmuşlardı? Onları özenle saklamıştı halbuki... Bu düşünceler aklında dolaşırken gün doğmaya başladı.

Flashback Sonu

Bunu Prensine yapamazdı. Onu öldürmesi imkansızdı. Peki ya ailesi? Prens'i öldürmekten başka şansı var mıydı ki?

Yüzünü yıkayıp saray bahçesine çıktı. Yine adetâ güneş gibi parlayan Prens oradaydı. Utançtan yüzüne bile bakamıyordu artık. Prens'in; onun gibi iğrendirici birinden nefret etmesini istiyordu...Sonra o düşünürken, Prens de Zoro'nun yanına ilerledi.

"Günaydın, Bay Kılıç Ustası"

"Günaydın..."

Sanji, Zoro'nun ses tonu ve tedirgin yüz ifadesinden dolayı bir sorun olduğunu sezmişti bile. Ancak onu anlatmaya zorlamak istemiyordu. Neşelendirmeye çalışmalıydı onu.

"Pekii, Beraber ilk gece gittiğimiz odenciye gitmek ister misin?"

"Hayır. Antrenman yapacağım."

Zoro sert bir yüz ifadesiyle konuşuyordu. Evet. Bir sorun vardı. Ama Sanji onu zorlamayacaktı. Kılıç Ustası'nın daha sonra anlatacağından emindi.

My Prince | ZosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin