Ertesi sabah Prens gözlerini açtığında birinin kucağında uyuyordu. Ama bu Reiju değildi. Bu...
"Günaydın, Prensim"
"Günaydın, Uh... Bay Kılıç Ustası?"Sanji'nin kafası allak bullaktı. Kılıç Ustası buraya nasıl gelmişt ki. Ardından Zoro'nun yüzü biraz kızarmıştı.
"Şey... Bayan Reiju uykusu geldiğini söyledi ve... Ben sizi uyandırmak istemedim..."
Sanji kafasını Zoro'nun kucağından kaldırıp doğruldu ve esnedi.
"Sorun değil, teşekkür ederim."
"Rica ederim, Prensim."Şuan ortam biraz gergin ve sessizdi. Ardından sessizliği Prens bozdu.
"Reiju, buralarda güzel bir lokanta olduğunu söyledi. Yani, yemeği orda yemeye ne dersiniz, Bay Kılıç Ustası?"
"Güzel fikir, Prensim."
"O zaman, yarım saat içinde hazırlanıp gelirim."
"Peki, Prensim."
Prens, saraya doğru ilerledi ve odasına çıktı. Ardından dişlerini fırçalayıp duşa girdi, bitirdikten sonra ise bornozunu giyip çıktı. Ve aniden kapısı çalındı:
"Minik Prens, gelebilir miyim?"
"Tabii, abla."Reiju, kapıyı açıp odaya girdi ve arkasından kapattı.
"Senin için bir şey aldım."
"Huh?"
"Gözlerini kapat."Sanji, gözlerini kapattığında Reiju arkasında sakladığı parfüm kutusunu açıp Sanji'ye koklattı.
"Bu koku tanıdık, sanırım..."
"Bu annemin biz küçükken kullandığı parfümdü."Reiju gülümsediğinde Sanji gözlerini kocaman açtı ve Reiju'ya baktı.
"Gerçekten mi?"
"Sence?"Sanji, kokladığı kokuyla birlikte zihnine dolan anılardan dolayı gözleri doldu ve Reiju'ya sarıldı.
"Sen...Sen Dünya'nın en iyi ablasının."
"Teşekkürler, Minik Prens."İkisi gülümsedi ve Sanji gözlerini sildi. Ardından masanın üstünde duran paketi alıp Reiju'ya verdi.
"Bende sana ufak bir şeyler aldım işte."
Elindeki hediye paketini Reiju'ya uzattığında Reiju nazikçe alıp açtı.
"Teşekkürler."
Paketi açtığında bir yüzük kutusu vardı. Yüzük kutusunu açtı. İçindeki yüzüğü alıp baktı. İçinde "Sanji" yazıyordu.
"Benim için, özel yüzük mü yaptırdın?"
"Elbette. Hem de..."Sanji de yüzük parmağındaki yüzüğü çıkarıp Reiju'ya gösterdi.
"Bak, benimkinin içinde de Reiju yazıyor."
"Çok tatlısınnn."Reiju yüzüğü parmağına takarken, ikisi de gülümsedi.
"Bu yüzüğü çıkarmak yok, evlensen bile. Tamam mı?"
"Öyle olsun, Minik ve Kıskanç Prens."
Bir kaç dakika sonra, Reiju odadan çıktı ve Prens üstünü giyindi. Ardından bir kaç fıs Reiju'nun aldığı parfümden sıktı. Sonra saray bahçesine inip Kılıç Ustasını bekledi. Biraz sonra; Kılıç Ustası da geldi. O da duş almıştı ve saçları hafif nemliydi. Yüzünden süzülen su damlaları... Bir çok insanın ona hayranlık duyması normaldi.
"Hoşgeldiniz, Bay Kılıç Ustası."
"Hoşbuldum, Prensim."Ardından ikili sohbet ederekten kasabaya doğru ilerlediler. Yürürlerken, Kılıç Ustası bir şey fark etmişti. Bir şeyler farklıydı. Normalde daha tatlı bir kokuya sahip olan Prens, şimdi keskin bir kokuya sahipti. Ama rüzgarla da birlikte Kılıç Ustası'nın burnuna gelen o koku, beynine yayılmıştı adetâ. Resmen delirmek üzereydi. Kendini sakinleştirmeye çalışırken, Prens'in dediklerini duyamıyordu bile. Sonra Prens aniden durdu.
"Bay Kılıç Ustası?"
"Ha... Prensim?""Bir sorun mu var? Kafanız çok dolu gibi gözküyorsunuz da..."
"Hayır, Hayır... Sadece, dalmışım."
"Peki o zaman, öyle diyorsanız..."
Ardından ortam biraz daha sessizleşti.
Ve sonunda restorana ulaştılar. Garsonlar onları çok iyi karşıladı çünkü bir Prens onların mekanındaydı. En görkemli masaya oturttular. İkisi bir şeyler sipariş verdiler. Kısa bir sürede masa donatılmıştı. Fakat Prens'in tek istediği samimi küçük bir yemekti. Ancak burada bu imkansızdı. Bir süre sonra, Kılıç Ustası; Prens'in gerildiğini anlamıştı. Daha sonra, garsonlardan birini yanına çağırıp kulağına fısıldadı. Bir anda bütün kalabalık uzaklaştı. Prens artık daha rahattı.Kılıç Ustası'nın gözleri Prens'in parmağındaki yüzüğe kaymıştı.
"Prensim... Nişanlınız mı var?.."
Gözleriyle Prens'in yüzüğünü işaret etti.
"Ah, bundan mı bahsediyorsun?"
Kılıç Ustası kafasını evet anlamında salladı. Ardından Prens parmağındaki yüzüğü çıkarıp Kılıç Ustası'nın önüne koydu.
"Kendin bakabilirsin."
Kılıç Ustası, yüzüğü eline aldı ve inceledi. İçindeki Reiju yazısını gördüğünde biraz sakinleşti. Yüzüğü Prens tekrar parmağına taktı. Zoro boşuna endişelenmişti. Dur. Neden endişelenmişti ki? Prens'e olan duyguları arkadaşlıktan öte değildi. En azından o öyle sanıyordu.
Neşeyle sohbet ederlerken; Zoro, her geçen dakika Prens tarafından daha da büyüleniyordu. Sonra, Prens elindeki çatalı düşürdü ve yüz ifadesi bozuldu. Korku ve endişeyle tabağına bakıyordu. Sonra Zoro ayağa kalkıp nazikçe Prens'in yanına eğildi.
"Prensim?"
"O...burada...burada..."
Zoro, elini belindeki katanalarından birine götürdü ve etrafa bakındı.
"Hangisi."
Prens, parmağıyla kapıdan çıkan genç erkeği gösterdi. Zoro aniden oraya gitmek için hızla yeltensede, Prens'in narin elleri Zoro'nun kolunu tuttu.
"Gitme... Gitme Zoro... Korkuyorum..."
Kılıç Ustası, kılıcı kınına geri ittirdi ve Prens'in sandalyesinin yanına çöktü.
"Korkmayın, Prensim. Sizi her daim koruyacağım. Ne olursa olsun."
"Saraya...gidebilir miyiz?.."
Kılıç Ustası, Prens'i nazikçe ayağa kaldırıp; onu kucağına aldı.
"Sakin olun, Prensim."
Sanji, sıkıca Zoro'ya tutundu. Sonra saraya gittiler. Sanji odasına gitti. Zoro da bahçede antrenman yapıyordu. Bir yandan da o piçi Prensinin aklından nasıl sileceğini düşünüyordu. Hava karardığında, Zoro bir duş alıp üstünü değiştirdi ve kendi odasından çıkıp Prens'in odasının kapısını tıklattı. Ses gelmeyince yavaşça açtı. Küçük Prens'i uyuyordu. Çok tatlıydı. Yanına gidip nazikçe başını okşayıp küçük bir öpücük kondurdu saçlarına.
"İyi geceler, Sevgili Prensim."
Sonra yavaşça odasından çıkıp sessizce kapısını kapattı. Tam kendi odasına geçecekti ki, saray personellerinden biri yanına geldi.
"Sayın Kılıç Ustası, Kral sizi odasına çağırıyor."
Zoro personele baktı. Sonra Kral'ın odasına ilerledi. Kapıyı açtı, girdi ve ardından kapıyı kapattı.
"Beni çağırmışsınız?"
"Evet... Senden küçük, ufak bir isteğim var."
Judge, bir gülümseme takındığında Zoro ciddi ve boş yüz ifadesini koruyordu.
Ardından Judge'in söylediği şeylerle beyninde şimşekler çakmaya başladı. Bunu nasıl yapardı... Lakin yapmazsa daha da kötüydü... Nasıl... Nasıl yapacaktı... Ne yapacaktı?..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
KISA BÖLÜM OLDU AMA 6.GÜN ÇOK İYİ OLCAK UZUN DA OLUCAK AZCIK MERAK YAPAYIM ŞİMDİJUDGE ZORO'YA NE DEDİİ
ZORO NE YAPACAK?
JUDGE YINE NE PUŞTLUK YAPTI?
HEPSI YENİ BOLUMDE
DIRIRIRIRIIRIRIIRIRIRIRIRIR
(aksiyonlu gerilim müziği)
