Prens başını salladı.
"Evet, sorun ne?"
Zoro sıkıca Sanji'nin omzunu tuttu.
"Yani... Beni böyle çağıran tek kişi o'ydu... Küçük Aşçı'ydı. Yani... Sen..?!"
Sanji kıkırdayıp başını salladı.
"Yeni mi hatırlıyorsun, marimo"
"Siz... Başından beri biliyor musunuz?"
"mhm"
Zoro, sıkıca Sanji'ye sarıldı. O, Küçük Aşçı'yı kaybettiğini sanıyordu. Belki de onların kaderleri kırmızı bir iple bağlıydı. Her şey şuan yerine oturmuştu. Prens, Küçük Aşçı'ya çok benziyordu zaten. Tek sorun, Zoro'nun bunu fark edemeyecek kadar aptal olmasıydı. Lakin, şuan arkadaşının sağ olmasının verdiği mutluluk bütün vücudunu sarmıştı. Sonrasında, Sanji odayı göstermeye devam etti. Nihayetinde, odadan çıkarken Zoro onun kolunu tutmuştu.
"Prensim..."
"Uykum var, Zoro. Sonra konuşsak olur mu?"
Zoro'nun kavraması yavaşça gevşedi ve Zoro başıyla onayladı. Sonra Prens odadan çıkıp kapıyı kapatmadan önce fısıldadı:
"İyi geceler, Bay Kılıç Ustası"
"İyi geceler, Prensim"
Prens usul adımlarla odasına ilerledi. Ardından odaya girip kapıyı örttü yavaşça. Yatağına uzandı ve gözlerini kapadı. Sonra yataktaki peluşlardan birine sarıldı. Nedensizce Zoro gelmişti aklına. Açık bir Pembe tonuna büründü yanakları. Sonra o düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştı zihninden. Fakat yapamıyordu bir türlü. Sonunda uykuya daldığında; rüyasında Kılıç Ustası da vardı. Sanji kafasını Zoro'nun omzuna koymuş, beraber günbatımını seyrediyorlardı. Sonra aniden Kılıç Ustası kaybolmuştu. Onun yerine babası vardı. Sanji ayağa kalkmış, geri doğru yürüyordu. Sonra birden karanlık bir odaya girdiler, odadaki su Sanji'nin bileğine geliyordu. Birden herkes üstüne yürümeye başladı Sanji'nin: Abileri, ablası ve de Zoro ile Zeff. En kötüsü de eski koruması da oradaydı. Sanji hakkında bir şeyler mırıldanarak üstüne doğru yürüyorlardı. Sonra Annesi de geldiğinde Sanji dayanamıyordu artık. Başını duvara çarptığında geriye de gidemiyordu. Su bütün odayı doldurmaya başladığında hepsi daha da üstüne geliyordu. Ardından hepsi karardı. Sadece su ve Sanji vardı. En sonunda su bütün odayı doldurduğunda gözlerini açtı. Ellerini boynuna götürmüş sıkıca kavramıştı orayı. Yanaklarından süzülen gözyaşları boynuna doğru ilerliyordu. Yutkundu, sonra da ellerini boynundan çekti. Yastığı ter ve göz yaşlarından dolayı ıslanmıştı. Ayağa kalktı usulca. Banyoya gidip bir duş aldı ardından kıyafetlerini giydi. Odasından çıkıp Reiju'nun odasına girdi, odasında yoktu yani çoktan uyanmıştı muhtemelen. Sonrasında Kılıç Ustası'nın odasına doğru gitti. Hâla uyuyordu. Sessizce kapıyı kapatıp odadan çıktı ve alt kata indi, sonrasında ise personellere selam verip mutfağa attı adımlarını.
"Günaydın Abla, Günaydın Moruk"
"Günaydın, Minik Prens"
"Günaydın, salak çocuk"
Sanji ellerini yıkayıp büyük tezgahın başına geçti. Zeff ve Reiju ile de birlikte kahvaltı için bir şeyler hazırladılar. Masayı da hazırladıktan sonra; Prens, Kılıç Ustası'nı uyandırmak için üst kata çıkıp kapısını araladı tekrar. Ve seslendi ona usulca.
"Kahvaltı Hazır"
Fakat Kılıç Ustası'ndan ne bir ses ne de bir hareket yoktu. Sonra Prens sessizce yanına yaklaşıp tekrar seslendi.
"Sabah oldu, Uykucu"
Hâla ses ya da hareket yoktu. Normalde en ufak seste uyanırdı. Lakin, Sanji onun yorulmuş olabileceğini düşündü. Yatağın yanına gidip çöktü ve Zoro'ya baktı. İlk önce gözleri kolyesine takıldı. Yavaşça tişörtünden dışarı çıkarıp baktı kolyeye. Bu Sanji'nin ona verdiği; yüzük takılı olan kolyeyi. Sonrasında elini yanağına götürdü yavaşça ardından okşadı. Fakat Zoro'nun yüzü yanıyordu âdeta. Sanji elini çekecekken Zoro elini tuttu ve gözlerini açtı yavaşça.
"Prensim?.."
Kısık ses tonundan ve gözlerinden bir şeyler olduğu anlaşılıyordu. Zati, yüzü de ateş gibi yanıyordu. Muhtemelen hastalanmıştı.
"Ateş gibi yanıyorsun, Zoro"
"Tabii, ateşli olduğumu bende biliyorum Prensim."
Zoro sırıtırken Sanji'nin endişeli yüz ifadesinin yerini "ciddi misin" der gibi bir ifade almıştı.
"Ondan mı bahsediyorum ben. Ateşin var senin"
Elini yanağından çekip alnına götürdü. Orası da ateş gibi yanıyordu. Sanji ayağa kalkıp Zoro'yu yatakta doğrulttu. Sonra söylendi.
"Ben sana dedim yağmurda durma üşütürsün diye. İnat şey. Küçükken de böyleydin zaten."
Sanji söylenmeye devam ederken, Zoro lafını kesti.
"Hastayım ben yüklenme bana"
"Sus hem suçlusun hem güçlüsün. Kalk revire gidiyoruz"
"Of hadi öyle olsun"
Zoro ayağa kalktı ve sarayın revirine doğru gittiler. Doktor görür görmez şaşırdı:
"Bu ateş normal midir ki. Nasıl duruyorsun sen, yanıyorsun resmen"
Doktor, arkadaki dolaplardan birine gidip iki kutu ilaç aldı. Sonra hapları Zoro'ya verdi.
"Bunu içersen en azından bir süreliğine düşer ateşin"
"İçmem ben hap felan"
"İçmek Zorundasın"
Zoro direnmeyi bıraktı, hapı ağzına atıp su içti ve ilaçları alıp revirden çıktı. Sanji'de yanındaydı. Revirin kapısını kapattıklarında, Zoro ağzında beklettiği hapı eline çıkardı.
"Yuh nasıl yaptın onu"
"Boş mu sandın bizi"
Sonra Sanji, Zoro'nun elindeki hapı aldı.
"İçmek zorundasın bunu"
"İçmem"
"Mecbursun"
"Yo"
Sanji ne kadar zorlasa da Zoro içmemekte kararlıydı. Sonra Sanji iç çekti ve sırıttı.
"İçersen öperim"
"Ben kabulum"
İkisi de güldüklerinde, Sanji; Zoro'nun da şaka yaptığını düşünmüştü. Ama Zoro ciddiydi. Aşağı kata, mutfağa indiler. Sonra Zoro hapı içti ve Sanji'ye baktı sırıtarak.
"Ne sırıtıyosun 32 diş"
"Öpücüğüm nerde"
"E."
Zoro sırıtırken, Sanji aniden yanağına bir öpücük kondurdu ve mutfaktan çıkarken konuştu.
"Kahvaltıya gelirsin"
Zoro kıpkırmızı olmuş, elini Sanji'nin öptüğü yere koymuş öylece donakalmıştı.
"Beni... Öptü."
"Arkadaşça" bir öpücük olduğunu bilse de yine de kıpkırmızıydı Zoro. Hemen yüzünü yıkayıp yemek masasına gitti o da. Bütün saray sakinleri birlikte masadalardı. Sonra yemekler bitince, masayı topluyorlardı. Kapı çaldı. Sanji'nin asistanı gidip kapıyı açtığında; karşılarında Pembe Saçlı bir kız, Siyah saçlı ve kırklarında olan bir adam vardı.
"Buyurun?"
Sanji de kapıya doğru ilerleyip onları içeri aldı. Zoro şaşırmıştı. Ailesini burada görmeyi beklemezdi.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
MILLET 1 HAFTA DA 1 BOLUM ATIYO BEN HER GUN ATIYORUM DEGERIMI BILIN 🥰🤭Bi dahaki bölümde de aralarını yapıyorum hadi bakayım 🥰
(ama unutmayın Sanji benim karım)
850 kelime
