Beyefendim: Kimsin?
+0532: İşte yine haklıyım yaaa
+0532: Boşuna agresif demiyoruz yiğidim
+0532: Sence burdan yazmak yerine yanına gelmez miydim eğer kim olduğumu bilmeni isteseydim?
Beyefendim: Amına koyim kimsin dedim?
Beyefendim: Eğer dalga geçi...
2 saattir deniz kenarında oturup ağlıyordum. Yok, bundan sonra Deniz felan yok artık. O defteri kapatacaktım. Beni ne kadar uğraşsam da kardeşi gibi görecekti ve bende uğraşmayı artık bırakacaktım. Hem neyime ki benim sevgili? Aklıma gelen şeyle hızlıca yerimden kalktım. Annemi aradım. Birkaç çalıştan sonra açıldı.
"Anne sana bir şey diyeceğim ama lütfen sorgulama. Kartıma para atabilir misin? Saçımı kestireceğim." Annem birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra onaylar bir mırıltı çıkardı. Bir süre daha konuşup telefonu kapattım.
...
Aynadan kestirdiğim saçlarıma bakıyordum, omzumun biraz aşağısındaydı. Perçem de yaptırmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Açıkçası hiç içimden gelmemişti kestirmek ama eğer kestirmeseydim saçlarıma her baktığımda yine o aklıma gelecekti. Kuafördeki abla bana bir peçete daha uzattı.
"Ay ağlama kızım, ağlama. Geldiğinden beri salya sümüksün."
"Nasıl ağlamayayım ablam, içim yanıyor ya. İçim içim." Bir süre daha ablayla sohbet etmiştim, 300 TL ödeyip çıktım. Cebime sıkıştırdığım peçeteyi çıkartıp burnumu sildim, ne zaman ağlasam hemen akardı ve bu durumdan nefret ediyordum. Telefonumun melodisini duyduğumda cebimden çıkardım ve arayan kişiye baktım, Buse arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim kanka?"
"Ya kızım sen neredesin? Annen aradı iyi mi diye bende dedim kim iyi mi. Meğerse bize geleceğini söylemişsin ama gelmedin. Annene yanımda, uyuyor dedim. Çabuk yanıma gel evdeyim ben." Onun görmeyeceğini bilsem de kafamı salladım. Yönümü değiştirdim.
"O evde mi?" Kimden bahsettiğimi biliyordu.
"Evde evet. Merak etme odasından çıkmaz o bugün." Telefonu kapatıp evinin yolunu tuttum, umarım çıkmazdı.
...
"Ama artık yok, sevmeyeceğim kimseyi bundan sonra. Biri beni mi sever? O zaman tamam, seveceğim." Buse'nin omzuna kafamı koymuş, salya sümük ağlamaya başlamıştım. "Kaç yıldır seviyorum ama sevmedi bir türlü şerefsiz, ben daha ne yapayım ya?" Peçeteye burnumu boşalttığımda Buse yüzünü buruşturdu.
"Ya kanka tamam anladık, buluruz bi' çaresini. Bir saattir aynı şeyi tekrarlayıp duruyorsun."
"Ya Buse okudun mesajları, gördün. Bir de benim olabileceğimden şüphelendi ya bu salak." Yeni bir peçete alıp burnumu sildim.
"E zaten sensin?"
"Sen kimin tarafındasın ığğğıhı." Buse ellerini yanaklarıma koydu ve kafamı kaldırıp yüzüne bakmamı sağladı.
"Güneş, hayatta her şey yolunda gitmeyebilir ama her yolda ben senin yanındayım. Bunu asla unutma. Hem niye güzelim saçlarını kestin ki zaten sen? Sırf o aklına gelmesin diye yaptın tamam da saçlarını kısa görünce o seviyor diye kestirdiğin aklına gelecek bu sefer de." Haklıydı ama iki türlü de o gelecekti aklıma, bu yüzden kestirmiştim. Odanın kapısı pat diye açıldığında içeriye sanki düşecek gibi giren Deniz'i gördüm. Boğazını temizleyip kapıyı kapattı ve yanımıza doğru ilerledi. Yerdeki peçetelerde gezdirdi gözlerini, ardından gözlerime baktı.
"Ne bu senin halin?" Kaşlarımı çatarak ona baktığımda tekrar ağlamaya başlayıp Buse'nin omuzuna kafamı gömdüm.
"Buse ne diyo bu ya? Iğğıhığ." Buse sırtımı ovmaya başladı.
"Ya abi git şurdan! Zaten senin yüzünden ağ- ah! Ne yapıyorsun be!" Bu kız biraz salak mıydı ne?
"Benim yüzünden ne?"
"Senin değil abi. Ayh yeter be! Güneş'in sevdiği çocuk onu sevmiyor bu kadar, seni ilgilendiren bir durum da yok zaten. Hadi git yanlız bırak bizi."
"Güneş, yanlız konuşabilir miyiz?" Onun sesini duyduğumda duraksadım, daha doğrusu dediği şeye. Benimle ne konuşmak istiyordu ki? Anlamış olamazdı... Buse asla söylemezdi zaten.
"Buse, izin verir misin?" Kafasını salladığında son kez bana bakıp odadan çıktı. Deniz bir süre ayakta beni izledi, ağır adımlarla ilerleyip yanıma oturdu.
"Sana bir şey sormam lazım," dedi ve sustu. Konuşmasını bekledim, sustu. Sadece sustu. Belki de anlamıştı. Bunca zamandır sevdiğim adam bana şimdi 'seni kardeşim gibi görüyorum" mu diyecekti? Dayanamazdım, kalbim buna dayanmazdı. Ona baktım, düşündüm. Düşünmek işe yaramadı, susmak işe yaramadı. Dudaklarını aralayacağı sırada onu durdurdum.