"Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni..."
~W. ShakespeareBizim eve vardığımızda annem çığılık atıp Ekin'e sarıldı. Babamsa gülümseyip ayağa kalktı sakince. Bir baktım da erkekler hep böyle.
"Oğlum, niye haber vermedin? Alırdık seni." Ekin gülümseyip kafasını iki yana salladı, annemin yanaklarına sıkı birer öpücük kondurdu. Bu tabloyu gülümseyerek izledim. Ekin ile çocukluğumuzdan beri arkadaştık, annemi annesi bellemişti. Bazen onları kıskanmıyor değildim.
"Sabaha Güneş'i aradım Birgül teyze, o aldı beni. Sürpriz olsun istedim." Annem gözleriyle bana bavulu işaret ettiğinde kafamı salladım. Ekin ne zaman buraya gelse aynı odada kalırdık zaten, bu yüzden bavulu sürükleyip kendi odama götürdüm.
(...)
Ekin ile odamda otururken sormayı unuttuğum bir şey sordum. "Karnın aç mıydı? Unutmuşum sormayı." Eh yani o kadar yol geldi, tabiki de açtır.
"Açıkçası sırf tok olsam bile senin elinden bi' mercimek içerim yaparsan." Kafamı sallayıp ayağa kalktığımda telefonumun sesini duydum. Ekin direkt eline alıp bu kim der gibi bakışlar atmaya başlamıştı. Hemen üstüne hoplayıp telefonu kaptığımda ona bakışlarımı kısarak alttan alttan baktım. Kendimi düzeltip aynaya baktım, tamam her şeyim düzgündü. Derin bir nefesle beraber görüntülü aramasını cevapladım.
"Selam." Yine o harika gülüşlerinden birini bahşetti bana.
"Nasılsın?" İyiyim der gibi baktığımda garip bakışlar atmaya başlamıştı. "Ne diyorsun bücür, anlamadım."
"İyiyim yani. Sen nasılsın?"
"İyi ne olsun." Arkadan Ekin'in sesini duydum.
"O şey değil mi ya sesinden tanıdım, Deniz?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp telefonu yatağıma kurulmuş, bacak bacak üstüne atmış bir adet Ekin'e çevirdim. Parmaklarının üstünde duran telefon kucağına düşecek gibi duruyordu. Kamerada sadece yatak ve yatağın yanında olan şeyler görünüyordu. Bavul da dahil.
"Evet, Deniz... Abi." Yatağa doğru ilerleyip yanına doğru ilerledim ve oturup Ekin'in kafasını göğsüme çektim. Yanağını sıktım. "Bu şapşalın aklına buraya gelince düştük." Deniz gülüp tehditvari bir şekilde işaret parmağını salladı.
"Bana bak oğlum, bir daha gidersen bu sefer Orkun ile beraber dalarız." Dedi. "Hem siz niye dip dibe oturuyorsunuz? Ayrılın." Kaşlarını çatıp ekrandan sinirle baktığında ne olduğunu anlayamadım. Aklına bir şey gelmiş gibi gözleri parladı. "Yani abin kızar demek istedim. Evde değil mi?"
"Hayır, değil. Çıktı biraz önce." Deniz kafasını salladı.
"Annem ile baban da görebilir sizi, yani yanlış anlar." Kirpiklerimi kırpıştırıp aklım durmuş gibi baktım ekrana. Beni kıskanıyor olamazdı, öyle değil mi?
Hayır beni kardeşi gibi gördüğü için öyle diyordu.
Kendimi kandırmamalıydım.
"Bir şey olmaz ya, yanlış felan anlamazlar. Ekin ile biz küçüklüğümüzden beri böyleyiz ya."
"Doğru," dedi sadece ve bön bön baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı •Yarı Texting•
RandomBeyefendim: Kimsin? +0532: İşte yine haklıyım yaaa +0532: Boşuna agresif demiyoruz yiğidim +0532: Sence burdan yazmak yerine yanına gelmez miydim eğer kim olduğumu bilmeni isteseydim? Beyefendim: Amına koyim kimsin dedim? Beyefendim: Eğer dalga geçi...