Beyefendim: Kimsin?
+0532: İşte yine haklıyım yaaa
+0532: Boşuna agresif demiyoruz yiğidim
+0532: Sence burdan yazmak yerine yanına gelmez miydim eğer kim olduğumu bilmeni isteseydim?
Beyefendim: Amına koyim kimsin dedim?
Beyefendim: Eğer dalga geçi...
Aradan iki hafta geçmişti. Güneş Buse'nin evine gitmiyordu ama Buse onlara geliyordu. Deniz ve Güneş de karşılamışmamıştı o günden sonra. Deniz Güneş hakkında sorular soruyordu, Güneş'in evine gitmek istemişti ama Buse engel olmuştu.
Telefon sesi odayı doldurduğunda Güneş kafasını kaldırıp telefonunu aldı, sevgilisi arıyordu. Açıp kulağına götürdü.
"Alo? Güzelim. Nasılsın?"
"İyi Alper, sen?" Dedi sesini canlı tutmaya çalışarak.
"İyi bende. Ne dersin, bu akşam yemeğe çıkalım mı?" Güneş yattığı yerden kalkıp oturur pozisyona geldi.
"Bilmem ki, benim için farketmez." Derin bir nefes aldı.
"Senin bu gizemli hallerinden bıktım. Hiç heyecanlı davranmıyorsun Güneş. Sorun ne? Sevgili olduğumuzdan beri sana yaklaşmaya çalışıyorum ama senin umrunda bile değil." Güneş'in başı çatlayacak gibiydi sanki, üzerinde nedendir bilmez bir sakinlik vardı. Alper'in dedikleri umrunda değildi aslında. Sadece kafasını meşgul edecek birilerine ihtiyacı vardı.
"Uzatma Alper başım ağrıyor, tamam geliyorum. Saat kaçta?" Dedi kurtulmak ister gibi.
"Bak Güneş'im, bende insanım. Sevgili olduğumuzdan beri böyle. Ya en ufak sevgi gösterisi bile yapmadın. Hayır yani öpmek istiyorum, elini tutmak istiyorum izin vermiyorsun. Bu ilişki böyle yürümez."
"Alper, lütfen sonra konuşalım. Başım çatlıyor." Karşı taraftan birkaç saniye ses gelmedi.
"Tamam, sen nasıl istersen. Saat 6 gibi seni evin önünden alırım." Küçük bir Orkun sorunsalı vardı.
"Olmaz." Dedi. Ardından bir süre düşündü. "Bizim okulun oraya gel. Abim öğrenmesin, seni haşlar." Alper ile kısa bir sohbet edip telefonu kapatmışlardı.
Deniz haricinde başka birini sevmeye ihtiyacı vardı ama olmuyordu. Alper sadık biriydi, iyi çocuktu ama Güneş onu sevmiyordu, sevememişti bir türlü. Yataktan kalkıp saate baktı, 16.42'ydi. Okuduğu kitabının arasına ayraç koyup kapattı ve komidine bıraktı. Ağır adımlarla yürüyüp dolabın önünde durdu, kapağını açıp göz gezdirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dolaptaki V yakalı, eteği dizinin bir karış üstünde olan yazlık siyah bir elbise çıkardı. Alt raftan elbiseye uygun siyah, dantelli iç çamaşırları çıkardı. Bunları yatağının üstüne koydu. Banyoya gidip -biraz- uzun süren bir duşun ardından saçlarını kurutup makyaj masasına oturdu. Saçlarını açıp düzleştirdi, perçemlerine şekil verdi. Ardından sade, özensiz bir makyaj yaparak üzerini giyindi. Makyajını özensiz yapmasına rağmen güzel olmuştu. Parfümünü sıktı ve çantasına gereken şeyleri koyup salona geçti. Televizyon izleyen anne ve babasının arasına oturup babasına döndü.
