Pls oy + yorum
İshaktan
Denizin peşinden mutfağa girdim. Tezgaha yaslandım ve Denizi izlemeye başladım. Buzdolabını açtığında şaşırmıştım. Dolabın kapağı şişe şişe alkolle doluydu. Deniz iki tane şişe çıkardı ve "Bardak mı yoksa şişe mi?" diye sordu. "Hangisini tavsiye edersin?" Elindeki şişeyi yukarı kaldırıp "Şişe tercihimdir" "Senin tercihin o zaman " dedim . şişelerden birini bana uzattı. Uzattığı şişeyi aldım ve onun peşinden balkona çıktım. Balkondaki koltuğa kendini attı ve elindeki şişeyi kafasına dikti. "Bak bu iyi geldi" Yanına oturdum ve bende bir kaç yudum aldım. Deniz durmadan içiyordu. Bu kadar hızlı içmesi normal miydi? "Deniz az yavaş ol boğulacaksın" Deniz şişeyi bitirmiş elinde sallamaya başlamıştı. "Ben hızlı içmiyorum sen çok yavaş içiyorsun!" Sesi normalinden yüksek çıkmıştı . Bir süre bekledikten sonra elimle 1 yaparak Denize gösterdim "Bu kaç?" Deniz elime dokunmaya çalışıyordu ama elime değil boşluğa el sallıyordu. "14!" diye bağırdığında sarhoş olduğuna emin olmuştum. Elindeki şişeyi aldım ve yere koydum. Ben bunu yaparken Deniz benim elimdekini alıp içmeye başladı "Deni-" "Sus!" diye bağırdı. Aslında sarhoş olması işime gelecekti.
5 dakika sonra
"Ahtapotların niye 3 kalbi var çok adaletsiz" Deniz benim şişemi de bitirmiş şimdi de saçma saçma sorular soruyordu. "Hatta kedilerin 9 canı olması da adaletsiz. Bizimde 9 canımız olmasın mı İshak" "Olsun Deniz olsun bizimde 9 canımız olsun" "Küstüm sana" Oturduğu yerden kalktı ve içeri doğru gitti. "Deniz dur ne oldu?" Onu kolundan tuttum ve kendime çektim. "Küstüm ben sana benimle konuşma" Kolunu çekiştirmeye başladı. "Deniz küsme tamam hadi bizimde 9 canımız olsun" "Çok konuşuyorum diye benden sıkıldın sen" kolunu elimden çekti. "Deniz ne alaka senden neden sıkılayım" "Çok konuşuyorum" Deniz tam geriye doğru giderken ayağı kaydı ve tökezledi. Tam düşmek üzereyken onu belinden kavradım ve kendime doğru çektim. "Lanet yer çekimi!" Onu kendime daha çok çektim "Deniz küsme bana "dedim. "Deniz bakışlarını bana çevirdi. Ne olduğunu anlamaz gözlerle bana bakıyordu. "Bizimde 9 canımız olsa " dedi "Eee?" "Son canına kadar benimle kalır mısın?" "Sen iste canlarımı senin için feda bile derim Deniz" Deniz sırıttı "O zaman küs değiliz" dedi. Onu kendime çekip sıkıca sarıldım ve kafamı boynuna gömdüm. "İshak" "Efendim?" "Biraz daha sıkarsan 8 canım kalacak" Gülerek ondan ayrıldım. O sırada kapı çaldı. Deniz kapıya doğru adım atınca onun kolunu tuttum. "Sen geç otur ben bakarım" Deniz kafasını sallayıp kendini yüz üstü koltuğa attı.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm yüzlerle şok geçirdim. "Sen kimsin lan Deniz nerde?" diye kükredi Haktan. Haktan ve Aylin karşımda dikiliyordu. Kapıyı kapatmak için hareket ettirdiğimde Haktan kapıya tekme attı. "Deniz nerde lan?" gömleğimin yakasına yapıştı ve beni çekiştirmeye başladı. "Sana ne lan Denizin nerede olduğundan?" deyip Haktanı ittirdim. "Kardeşimin nerde olduğunu tabi bilmek istiyeceğim çekil şu kapıdan!" "Kardeşin mi?" Haktanın yüzüne bir yumruk geçirdim. "Döverken kardeşin değildi ama!" Yere düşen Haktanı yakasından tutup kaldırdım. "Konuşsana lan döverken aklın neredeydi?" diye bağırdım. O sırada Aylin aradan sıvışıp içeri girmişti. Haktanı yere atıp Aylinin peşinden koştum. Deniz ne olduğunu anlamaz bir şekilde Ayline kitlenmişti. "Deniz bak ben geldim Aylin" Aylin Deniz doğru yavaş yavaş adım atıyordu. Deniz ise tepki vermeden Ayline bakıyordu. Aylin Denizin önüne çöktü ve ona bakmaya başladı. Haktan koşarak içeri girdi ve oda Aylinin yanında durdu. Deniz sadece Aylinin yüzüne bakıyordu. Tek kelime bile etmeden sadece boş gözlerle bakıyordu. Aylin ellerini Denizin yüzüne doğru götürünce Deniz ellerini yukarı kaldırdı. Kulaklarını kapattı ve yere bakmaya başladı. Aylin Denizin eline dokununca Deniz bağırdı "Değme bana!" Deniz ellerini kulaklarına vurarak. "Bana değme öl dedin bana değme!" Aylinin gözleri dolmaya başladı. "Ölmedim ben gördün mü ölmedim. Öl dedin ölmedim!" Deniz ayağa kalkarak "Ölemedim yapamadım eskiye dönmek istemedim. Başa sarmak istedim o eziyeti çekmek istemedim!" Denizin sözlerine anlamaz gözlerle bakıyordum. Başa sarmaktan bahsediyordu ama ne başa sarması. "Sen yoktun olma sen bir daha olma İshak vardı o engelledi. Ölmemi engelledi . Ya o olmasaydı? Yine böyle özür dileyebilecek miydin?" Aylin ağlamaya başlamıştı. "Bende öyle düşünmüştüm. Şimdi defol evimden ama ölme. Çünkü ben bunu isteyecek kadar ruhsuz değilim!" Aylin ağlayarak evden çıktı. Deniz ellerini bir kez daha kulaklarına vurmaya başladı. Dışarıda yine yağmur başlamıştı . Haktan ellerini Denizin ellerinin üstüne koydu ve yavaş yavaş ellerini kulaklarına bastırdı. "İçeriden kulaklığı getir hemen!" neden istediğini anlamasam da içeriye gittim ve tezgahtaki kulaklığı aldım. Haktan kulaklığı elimden aldığı gibi Denizin kafasına geçirdi. Deniz hala kulaklarına vuruyordu. Haktan telefondan bir şey açtı ve Denizi yavaşça koltuğa oturttu. Deniz ellerini kulağında çekmiş yere bakmaya başlamıştı. Haktan kanayan burnunu tutarak "Sağlam vurdun lan" Denizi orada bırakarak içeri girdi. "Deniz neyden bahsediyor?" "Sen kimsin?" Derince bir nefes verdim. "İshak Yalçın Denizin arkadaşıyım" "İyiymiş" peçete tuttuğu burnu hala kanıyordu. "Deniz daha önceden de intihara kalkışmıştı" "Ne ?" "Denizin hayatı o kadar renkli değil İshak. Oda zor zamanlar geçirdi halada geçiriyor." bana dönerek "Ve onu kurtardığın için sağ ol" dedi.
Haktan dan
"Sen Denizle nereden tanışıyorsun?" karşımdaki adamın zengin bebesi gibi bir tipi vardı. Denizin böyle biriyle ne işi vardı anlayamamıştım. "Babasının iş ortağıyım" "Ne babası mı?" diye bağırdım. "Bağırmasana duyacak" "Babasını tanıyor musun yani" "İş ortağı olduğuma göre tanıyorum" "İyide Denizin babası olduğunu nerden biliyorsun?" "Çünkü babası Denizi arıyor" "Has siktir sen ciddi misin?" "Evet ama arama sebebi hiç iyi değil" anlamaz gözlerle ona baktım. "Babası Denizi pazarlamak için arıyor" "Ne?" dedikleri karşısında şok olmuştum. " Çağılda bu yüzden Denize iftira attı çünkü babasının bunun için Denizi aradığını bilmiyor ve mirasın kendinde kalmasını istiyor" "Ne yani Denizle Çağıl kardeş mi?" "Çağıl benim kardeşim mi?" Deniz yavaş yavaş yanımıza geldi. "Deniz sen duyuyor muydun?" "3 dakikalık şarkı sonuna kadar çalamaz!" Kulaklık elinde duruyordu ve Deniz titriyordu. "Deniz sakin ol" İshak Denizi kendine çekti ve ona sarıldı. Deniz elindeki kulaklığa bakıyordu. "Sende beni babama götürmek için geldin değil mi?" diye bağırdı. Deniz hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Sende kötüsün değil mi İshak sende kötüsün!" İshak Denizi hiç bırakmak istemiyormuş gibi ona sarılıyordu. " Hayır ben kötü değilim Deniz ben iyiyim onlar kötü ben değilim ben senin için iyiyim" Deniz ağlıyordu İshağa kızıyordu ama yine de ondan ayrılmıyordu. "Hani dokuz canını da benim için feda edecektin? Hani bana sahip çıkacaktın ne oldu o sözlere laf olsun diye miydi?" İshak Denizin yüzüne avcuna aldı ve "Ne olursa olsun dokuz canımı da senin için feda edeceğim sana sahipte çıkacağım yanlışı da doğru yapacağım söz verdim dönmem Deniz ben seni babandan saklamak için geldim onun eline vermek için değil" Ne dediklerini anlamıyordum sanki farklı bir dil konuşuyorlardı. "Dönmezsin değil mi dönmezsin sözünden" İshak Denize tekrar sarıldı ve "Dönmem sözümden dönmem" dedi. Bu sefer Denizde İshağa sarıldı . İshak Denizi kucağına aldı ve "İstiyorsan yat yada git ben onun yanında dururum" dedi. Ne kadar Denizin yanında olmak istesem de İshakla beraber güvendeydi. İshak Denizle yatak odasına giderken bende kapıyı çekip çıktım. Dışarı çıktığımda bir sigara yaktım ve kaldırıma oturdum. Denizin hayatını nasıl toparlayacağımıza dair hiç bir fikrim yoktu fakat bu çocuk artık mutlu olmalıydı.
...
Gecenin üçünde bölüm yazıyorum harikayım değil miii
Denizin hayatının içinden biraz geçmiş olabilirim ama bize olay lazımm
Deniz biraz daha sürünecek ama mutluluğa kavuşturucağım
inş beğenirsiniz
Pls oy + yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dalgasız Deniz
Dla nastolatków"Islak sigaralarda yanar Deniz" hayat bu kadar anlamsızdı işte. Islak sigaranın yanacağına inanmak kadar anlamsız . Kimisi kuruyunca yanacağına inanır. Kimisi de çoktan o sigaradan vazgeçmiştir.