Durum güncellemesi bu evrene Reenkarne olalı neredeyse 2 yıl oldu. Bu evrene alışmaya başladım. Her sabah annem yemeğimi yediriyor. Yemek yedikten sonra Shoto'yla oyun oynuyor ve öğle uykusuna yatıyorduk. Bu rahat hayatı ne kadar sevsem de sonsuza kadar sürmeyeceğinin farkındaydım.
Şu an bedeninde olduğum kişi, Elincia Todoroki. My hero academia evreninin ana kötü karakterlerinden di. Ne kadar Todoroki ailesinin bir ferdi olsa da diğer aile üyelerinden oldukça farklıydı. Burada bahsettiğim şey fiziksel özellikleri değil, kişilik özellikleriydi. Gerçek Elincia acımasız, kıskanç ve kibirli biriydi. Herkesi kendinden aşağıda görüyordu. Aslında bunun babasından gelen bir özellik olduğunu düşündüm hep ancak Shoto'da aynı anneden babadan doğmuştu o zaman o neden böyleydi?
Aslında her zaman böyle değildi. En azından büyüyene kadar. Babası neden olmuştu bunlara, onun kötü biri olması onun suçuydu. Her şey İkizlerin özgünlüklerinin ortaya çıkmasıyla başladı. Elincia babasının kine benzer bir özgünlük almıştı. Shoto ise anne ve babasının karışımı bir özgünlük almıştı. Endeavor'un da istediği buydu, iki özgünlüğe de sahip bir başyapıt All might'ı geçecek bir çocuk.
Shoto ve Elincia babaları tarafından acımasız bir eğitimden geçmişlerdi. Ama Elincia farkındaydı babasının gözü sadece ikizini görüyordu. Elincia babasını gururlandırmak için çok çabaladı ama hepsi boşunaydı. En sonunda Abisi Touya ile ortadan kayboldu. Abisi gibi oda bir villain oldu. Sayısız insan öldürdü ve acımasız bir katil oldu. Savaştan sonra yakalanıp kendi babası tarafından öldürüldü. Bunların hepsini tekrardan gözden geçirince kormadan edemedim. Sonuçta şu an ben onun bedenindeydim ve ölmem an meselesiydi.
Bir plana ihtiyacım vardı. Yaşamak istiyordum ve bunu yatarak yapamazdım. Ben düşüncelerimle boğuşurken annem yattığım beşiğime doğru yaklaştı ve beni kucağına aldı. Duvardaki saate baktığımda çoktan öğleyi geçmiş olduğunu farkettim. Gözüm Shoto'yu aradı ve beşiğinde hala uyuduğunu farkettim. Annem beni odadan sessizce çıkardı ve salona götürdü. Salonda Touya çizgifilm seyrediyordu. Annem Touya'ya seslenerek;
Rei: Touya, kardeşinle biraz ilgilenir misin? Yemek hazırlamam lazım.
Touya kafasıyla onayladı ve beni kucağına oturttu. Ellerimle onun yüzünü okşuyordum. Touya gülerek ellerimi tuttu ve avucuma bir öpücük kondurdu.
Touya: Neden bu kadar tatlı olmak zorundasın?
O benimle oynarken bende plan kurmaya çalışıyordum. En sonund masadaki kağıtları gördüm ve ellerimi çırpıp onları gösterdim. Touya nereyi gösterdiğime baktı.
Touya: Boyama yapmak ister misin?
Ellerimi onaylarcasına çırptım. Yere oturdu ve beni kucağına aldı. Elime kağıt ve boyama kalemleri koydu.
Küçücük ellerimle kalemi tutmaya çalışıyordum. En sonunda başarıp kağıda yazmaya başladım.İlk olarak abim Touya'nın villain olmasını engellemek lazımdı. Bunu özgünlüğüm ortaya çıktıktan sonra halledebilirdim.
İkincisi annemin hastaneye kaldırılmasını engellemekti. Eğer bunu başarırsam Shoto'nun yüzündeki yanığın oluşmasına engel olurdum.
Üçüncüsü Endeavor'a yakınlaşmalıydım. En azından beni bir insan olarak görürse öldürmez diye düşünüyorum. Bunun için biraz yalakalık yapıcam ama olsun.
Dördüncüsü UA' ye gitmeliydim. Bu orijinal zamanda olmadığı için ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum.
Beşincisi UA'ye gittikten sonra olası tehlikelerden onları korumak zorundayım. Usj saldırısında olduğu gibi Aizawa'nın mumya gibi olmasını istemiyorum.
Altıncısı Her şeyi hallettikten sonra kaçmalıydım. Sonuçta ne kadar uğraşırsan uğraşayım ölme ihtimalim oldukça yüksek. O yüzden kendine kaçacak bir yer bulmalıyım. Gerçek Elincia modellikle uğraşıyordu, oradan kazanacağım parayla kaçabilirim.
Zorlu olacak ama imkansız değil. Ben düşüncelerimle boğuşurken odaya Fuyumi kucağında Shoto' yla geldi. Shoto'yu inceledim. Bir insan bebekkendemi bu kadar tatlı olur ya ısırasım var.
Fuyumi yanımıza ilerledi ve shoto'yu yere bıraktı. Shoto'nun elinde oyuncak bir dinazoru vardı onu kemiriyordu biz oyun oynarken kapı çaldı ve babam içeri girdi. Ayakkabılarını ve altosunu çıkarıp bize doğru ilerledi. Shoto'yu kucağına aldı, Shoto onu görür görmez ağlamaya başladı. Ben ve diğerleri buna gülerken babam bana yaklaştı ve bu sefer beni kucağına aldı. Şu an onu ne kadar tokatlamak istesemde planımı hatırladım ve şirince davranmaya başladım. Ona gülümseyip küçük ellerimle yüzünü okşadım bunu yaparken kıkırdıyordum.
Babam şaşkın görünsede bozuntuya vermedi. Ağzımı oynatarak
Elincia: Ba- ba
Babam duraksadı.
Enji: Tekrar söyle!
Beni ne yoruyon ve adam söyledim ya! Hep eziyet hep eziyet!
Elincia: Ba-ba
Touya heyecanla,
Touya: Anne Elincia konuşmaya başladı!
Rei içeriden koşarak gelerek,
Rei: biraz erken değil mi?
Böylece ilk adımımı atmış oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burning Flames
FanfictionBu Hikaye Elincia Todoroki'nin Yaşam Mücadelesidir. Yada Işık Mı Demeliydim?