3. Bölüm

124 9 7
                                    

Zaman ne kadar hızlı geçiyordu değil mi? Daha kendi bedenime,aileme ve daha da önemlisi yeni evrenime alıştım sayılır. Bu evrene geleli 5 yıl oldu artık çoğu şeyi yapabilir durumdaydım. Özgünlüklerimiz olması gerektiği gibi çıkmıştı. Orjinal hikayedeki gibi ateş özgünlüğüne sahibim ve bu bence oldukça havalı. En azından saçlarıma şekil vermek istediğimde ekstra uğraşmama gerek kalmıyıcaktı. Ama bunun yanında büyük bir soruna sahiptim evet koca bir sorun! Özgünlüğümün ona benzerliğini farkeden Endavar hazretleri özgünlüğümü aldığımdan beri Shoto ile hayvan gibi eğitiliyorduk buna tabi eğitilmek denirse... Abartmıyorum adam geçende üzerime çıktı! Gencecik yaşta ki okadar gençte sayılmam yaşlandım amk.

Neyse yorucu bir antrenmandan sonra dinlenme zamanımız gelmişti. Shoto'yla beraber ilk önce biraz oyun oynadık daha sonra annemizle breaber biraz çizgi film izlemeye karar verdik. Kahramanlarla ilgiliydi, filmin ortasında annemin telefonu çaldı ve ona bakmaya gitti ve gitmeden önce kısa süre içinde döneceğini o yüzden uslu uslu film izlemeye devam etmemizi istedi. Onu onayladıktan sonra filmi izlemeye devam ettik daha doğrusu Shoto izlemeye devam etti ben Endavarı nasıl gebertebilirim diye düşünüyordum.

Neredeyse yirmi dakika geçmişti ve annem hala dönmemişti açıkçası biraz merak etmiştim ve yanına gitma kararı aldım. Filme odaklanmış Shoto'yu rahatsız etmeden sessizce mutfağa doğru seslerin geldiği yöne doğru ilerledim. Annem biriyle telefonda konuşuyordu. Konuşmayı sessizce dinlemeye başladım.

"Onlara bakmaya dayanamıyorum! Onlara her baktığımda onu görüyorum dayanamıyorum artık! Özellikle Elincia, onun kopyası gibi bakışları hile aynı.."

Oradan çıkıp hadi oradan be diye bağırmak istesemde bu düşünceyi askıya alıp annemin duyabileceği bir ses tonuyla ona seslendim

Elincia- anne burada ne yapıyorsun?
neden yanımıza gelmiyorsun?

Sorabildiğim en masum şekilde sordum soruyu. Annem daha önce görmediği. Bir şekilde telefonu elinden bırakıp doğrudan bana bakmaya başladı, bakışları beni korkutuyordu oradan uzaklaşmak isteyeceğim kadar hemde ama adeta yerimde taş kesilmiştim hareket edemeden benim üzerime atlaması ve beni bogmasına izin verdim... Eli boğazımı sarmış ve sertçe sıkıyordu nefesim tükeniyordu, gözlerimden yaşlar geliyordu bağırarak yardım çağırmak istiyordum ama boğazımdaki eller bana engel oluyordu. Nefret dolu sesiyle konuşmaya başladı

Rei- Sen hiç doğmamalıydın! Aynı ona benziyorsun onun gibi olacaksın hepimizin sonu olacaksın senden iğreniyorum tiksiniyorum senden!

Zamanın durduğuni hissediyordum sanki. Gerçekten o kadar mide bulandırıcı mıydım? O benim gerçek annem bile değildi ama yinede acıtıyordu işte...
O an kendimi koruyabilirdim ateşimi kullanarak elini yakabilir ve tekrar nefes alabilirdim ama yapmadım, yapamadım. Gerçek annem olmasada karşimdaki kadına zarar vermek istemedim her kim olursa olsun yapamazdım o yüzden sadece bekledim elini boğazından çekmesini yavaş yavaş görüsüm kararıyordu kendimi engellemeye çalısıyordum ama çok zor ben kendimi karanlığa tam teslime edecekken onun sesini duydum..
Shoto'nun.

Annem de onun sesini duymuştu ikimizinde gözleri kapının önünde duran shoto'daydı. Gözlerinde yaşlar birikmiş ağlıyordu ağlama demek istedim ama yapamadım. O sırada annem üzerimden kalktı ve ocakta kaynamakta olan demliği eline aldı hayır! diye çığlık attım olamazdı tekrar olmasına izin veremezdim bendenimi hareket etmeye zorladım ama olmuyordu. Ağlamaya başladım ama bı fayda sağlamadı...

Shoto'nun yüzüne çoktan sıcak su gelmişti bile. Annem bir kabustan uyanmış gibi gözlerini açtı elkndeki demliği fırlatarak yere çöktü. Bilincin artık kapanmaya başlamıştı kendimi karanlığa tedlim etmeden önce Endeavor'un geldiğiydi.

Burning FlamesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin