RENGİ SOLMUŞ ÇİÇEKLER

307 211 108
                                    

Hepinize merhabalar, Keyifli okumalar dilerim.💞💕
Yorum yapıp, oy vermeyi unutmayın rica ederim...

Önerilen şarkılar/müzikler:

Cem Karaca- içimde ölen biri var
Cem karaca- deniz üstü köpürür
Sezen aksu- kurşuni renkler
Beethoven- moonlight sonata
Evgeny Grinko- Valse
Schubert- serenade
Balmorhea-Remembrance
Hande mehan- bir kızıl goncaya benzer dudağın
Hande mehan- kırılsın ellerim

2. Bölüm:
"Rengi solmuş çiçekler..."

Züleyha.

"Aç şu kapıyı Azad!" Bir yandan kapıya vuruyor, bir yandan bağırıyordum.
"Yeter artık!"

Yere çöktüm, ellerim iki yanıma savrulurken şiddetle ağlamaya başladım.

"Neden? Ne istiyorsun benden? Yeter!" Sayıklarken yaşadığım tüm felaketleri düşündüm, bir yıldır kendi öz abimin bana yaşattığı bu zulmü düşündüm.

Bir yıl önce köy mektebinden çıkmış, bahçede öğrencilerimle vedalaşıyordum.
Bulunduğumuz köy, bir dağ'ın kenarında bulunuyordu.
Köy, ufak bir nüfusa sahip ve yoksul bir köydü.
Hekim ve muallim'e çok ihtiyaç duyuluyordu.
Bu yüzden Ankara'da ki işimi bırakıp, buraya gelmiştim.

Bir sene öncesinde, öğrencilerimle vedalaşmış ve okulun bahçesinin kapısına yönelmiştim
"Öğretmenim!" Diyen minik kız çocuğunu duymamla, ona doğru döndüm.
Sarı saçlarını iki yandan örmüş, kurdele bağlamıştı. "Öğretmenim sizden bir şey isteyebilir miyim?" Dedi çekingen bir tavırla.

"Tabii" dedim, saçlarını severek.
"Benden herşeyi isteyebilirsin, Leyla."

Sözlerimle cesaretlenerek kocaman gülümsedi, "siz çok güzel şarkı söylüyorsunuz, bana da öğretir misiniz? Ben çok seviyorum ama sizin kadar yetenekli olamıyorum." dedi, sesinde artık çekingenlik yoktu ama derin bir üzüntü olduğu barizdi.

"Yarın dersimiz bittiğinde beraber şarkı söyleriz, istersen saatlerce...
Ama eğer sen benden güzel söylersen külahları değişiriz!" Son söylediğimi yalandan bir kızgınlıkla söylemem, Leyla'yı güldürmüştü.

"Kimse sizden güzel söyleyemez ki, merak etmeyin." Bana hayranlıkla bakması ve bunları söylemesi benim de yüzümde en az onun ki kadar büyük bir gülümseme oluşmasına neden olmuştu.
O sırada bir arkadaşı Leyla'ya seslenmişti.

Leyla benimle vedalaşıp, arkadaşının yanına yürüdüğünde, bu vedanın büyüklüğünü anlayamamıştım.
Leyla benden uzaklaşırken, telefonum çalmıştı,
Çantamdan Çıkarıp tuşuna basarak açtığımda duyduğum ses benim için tanıdık değildi.
Çünkü en son çocukken gördüğüm, abimin sesiydi.
En son yedi yaşlarımda duyduğum bu ses, beni derin bir sessizliğe taşıyan o cümleyi kurdu. "Züleyha, az önce vedalaştığın öğrenciye bak." Döndüğümde minik kız çocuğunun, minik kalbinin üzerinde kırmızı bir nokta olduğunu görmek, sesimi soluğumu kesmişti.

Uzunca bir sessizlikten sonra duyduğum ses beni kendime getirmişti, kahkaha sesi.
"Ne istiyorsunuz benden?," ona ilk andan beri sorduğum soru buydu.
"Kimsiniz?!" O sırada okul neredeyse tamamen boşalmıştı, siyah giyimli ve bez parçaları ile suratının bir kısmını gizleyen iki tane adam bahçeye yaklaştı.

BAHAR KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin