Keyifli okumalarrr dilerimm💓8. BÖLÜM/
ÖZGÜRLÜK MASKESİ TAKMIŞ ESARET."direniştir, özgürlük maskesi takmış esarete..."
ZÜLEYHA ÇAKIR
Bir vedanın hüznü, birçok ömüre iz bırakmıştı.
Güneş ışığı odanın tamamını istila ederken, Ali ve Piraye bize veda edeli saatler olmuştu.
Bu adaletsiz dünyadan, ellerinde çaresizliklerin dolu olduğu bir bavulla beraber çıkıp gitmişlerdi.Arkalarında ise sadece Ali'nin mektubunda söz edilen al bayrak kalmıştı, Ali'nin deyimiyle, İnsana ölümü bile sevdiren o bayrak, onların ölümü olmuştu.
Bizi hâlâ bulamadıkları için, Mehmet'in nabzının durduğuna emin olmuştum.
Bir gün, üç şehit.
Bir gece, üç ağıt.Onlar bunu hak etmemişlerdi.
Bu yapılan zulümü nasıl gizleyeceklerdi, gizleyebilecekler miydi bilmiyordum.Yaptığımız planla, hükümet yanlısı kanalların kameraları ve kahramanları 'hain' olarak yazan gazetecilerin arasına kendi kameramızı yerleştirmiş, canlı yayın yapmıştık.
Büyük bir ihtimalle ilk dakikadan ülkenin elektriği veya televizyon yayınları kesilmişti.
Saatlerin ardından tekrar o dar ağacının olduğu taraftan sesler geldiğini fark ettiğimde, ıslak yüzümü dizlerimden kaldırdım.
Yorgun gözlerimi havaya kaldırdım, ellerimi yavaşça yere yerleştirerek kalktığımda, arkamı dönüp pencereden dışarı bakmak korkunç bir fikir gibi geliyordu.
Gözlerimi her kapattığımda, aklıma o sahne geliyordu.
Bacakları havada sallanıyordu, kurtulmak için değil, yaşamak için hiç değil.
Yaşatmak için onları tutmaya çalışan insanları uzaklaştırmak için.Onlar da aslında yaşatmak için değil, bir kez daha öldürmek için tutmaya çabalıyorlardı.
İnsanca değil, hiç değil.Ayaklarının altındaki tabureyi kendileri çekemedikleri için, en korkunç canavarın sesleri doluyordu kulaklarıma.
Bana "kızım," demek için değil, hiç değil.
İnsanlar, birbirlerinin celladı olma yarışına girmişlerdi artık.
İnsanlar, İnsanlıklarıyla savaşa girmişti.Kazanan yok, kaybeden vicdan.
Kaybeden vatan, kaybeden insan.
Bazı savaşların kazananı olmaz, yalnızca kaybedeni olur.Biz bunu anlamadığımız için kaybetmeye mahkumduk.
Masum insanların kanının döküldüğü toprak, bir vatan parçası değildi artık.
Onu kazanmak, bir zafer değildi.
Her zafer de, doğru değildi.Şimdi o pencereden dışarı baksam, belki de bir hayatın daha yok olacağını görecektim.
Oraya hiç bakmasam, gözlerimin önünde çalınan hayatlarımızı görecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR KOKUSU
Historical FictionDÜZENLENİYOR... Bölümlerimiz hâlâ yayında fakat düzenlenme aşamasındadır. 30/03/2024 tarihinde ilk kitap finali verilecek, Nisan ayında özel bölümler paylaşılacak, Haziran ayına kadar kitap düzenlenecek ve Haziran sonunda ikinci kitap başlayacaktır...