Bir anda beni itince afallamıştım. Ciden hiç mi bir şey hisedmedi bu hödük? Kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Bir daha aynı şeyi yaparsan..." susturdum. Ama dudaklarımla. Geri çekildim de bu kez afallayan oydu
"E sonra?" Diyerek sırıttım. Tamam bu yaptığım hiç doğru değildi ama aması yoktu işte dayanamamıştım
"İğrenç bir insansın. Çok insan tanıdım ama hiç biri bu kadar berbat değildi. Gerçekten merak ediyorum ne zanediyorsun kendini? Çok mu güzelsin? Çok mu zekisin? Çok mu zenginsin? Ya da çok mu havalısın? İnan bana bunlar çok insanda var. Sen kalpsizsin. Kalpsiz bir pislik." Diyip banyoya girdi öfkesini kusmuştu.
Bende merak ediyordum beni kalpsiz bir insan yapan o adam çok mu çok mu yakışıklıydı? Çok mu zekiydi? Çok mu zengindi? Ah evet çok zengindi çünkü bir dava bile açılmamıştı. Ne beklemiştim ki? Suçlular tutuklanır,kötüler ölür,iyiler sonsuza dek mutlu yaşarlar. Bumuydu dünya? Ah hadi ama burası gerçek dünya,zenginsen ceza almasın. Güzelsen-yakışıklıysan- popülersin. Zekiysen en iyisi sensin.
Çok düşündüm gerçekten böyleymiydim? Evet böyleydim? Peki neden kırılmıştım? Neydi klişe? ' gerçeler acıdır' öyleydi. Ama bu sözleri çok duymuştum ben hiç biri bu kadar acıtmamıştı. Barlas'ın söylediklerimi içime attıp odadan çıktım.
Odama gidip üstümü değiştirdime kararı aldım çünkü bu gün hiç dışarıya çıkasım yoktu. Gri bir eşofman altı ve gelime kadar gelen dar uzun kollu beyaz bir badi giyip odadan çıktım.
Mutfağa indiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm ama hiç tadım yoktu.Barlasa haber vermek için tekrar yukarı çıktım kapısını çaldığımda ses yoktu " Barlas beyyy kahvaltınız hazır" ses gelmiyince oda girdim. Oda gri bir eşofman altı ve beyaz bir tişört giymişdi telefonuyla uğraşıyodu. Yatağına oturduğumda konuşmaya başladım " Allah aşkına kaçırıldım ve kimse seni aramıyor. Hadi onu geçtim telefonun bile elinde ama sen kimseye haber vermiyorsun neden Barlas?"
Bağdaş kurup yatağa iyice kuruldum.Bana doğru yaklaşıyığında kaşlarımı çatım "tatil yapıyorum diyelim" ne demek tatil yapıyorum?
Tek kaşımı havalandı " yani istediğin zaman burdan çıkabileceğini düşünüyorsun?"
Kafa salladı keyfi yerindeydi yoksa öğrenmiş miydi?
"Ne oldu sana niye keyiflisin?" Kesin anlamıştı peki ama nasıl?
"Çok mu zekisin sen?" Diyip üzerime eğildi. Sonra öpünce kızıyordu!
"Nasıl anladın çok iyi saklamıştım" bu kadar iyi bir mafya olduğunu bilmiyordum doğrusu.
Gülmekle yetindi.
Ayağı kalkıp odadan çıkacağım esnada kolumdan tuttu. Kaşlarımı çattıp ona döndüm "ne var" kadamı salayıp göz kırpttım 'hayırdır' dercesine
"Alp i görmek istiyorum" anladık onu!
"İyi kahvaltımı yapıtıktan sonra gideriz" diyip odadan çıktım. Kapı kapatıktan sonra ayaklarımı yere vurup çığlık attım nasıl anlamıştı?
Evet Alp i öldürecek kadar cani değildim çünkü o masumdu ve bana bir şey yapmamıştı şuan paşalar gibi bodrum katta yaşıyordu. Kapının arkasından kahkaha sesi gelince iyice sinirlendim.
Normalde kahvaltı yapmiyacaktım ama onunla beraber yapabilirdim.
Tekrar mutfağa indiğimde baş köşeye oturup çatalı tüm parmaklarımlar kavradım. Kaşlarım çattık bir şekilde beyfendinin gelmesini bekledim. Adi herifi kaçırmama rağmen anlamıştı gerçi paşalar gibi yaşıyorduda orası ayrı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık geceler
Teen FictionSahiden neydi en kötü duygu? Fısıldadı kendi kendine 'vicdan azabı'.