"Beni uzun süre yalnız bırakma, sıkılırım!" Göz devirerek kafasını sallamasıyla koluna vurdum. "Ciddiyim Ayaz, geçiştirmesene!" Yanağımdan makas alarak gülümsedi. "Tamam gülüm tamam sahneden sonra direkt gelicem." Onun kulis tarafına gitmesiyle ben de içeri adımladım. Etrafa bakarak boş bir masa seçtim kendime. Burası meyhaneydi ama biraz bar havasında döşenmişti. Galiba sadece orta ve orta üstü yaş kesimine hitap etmemek için biraz spor bir hava katmışlardı. Saat eğer 12 den önceyse daha slow veya hareketli şarkılar çalıyordu ama 12'yi bir geçtiğinde burada sigara yakmamak için kendinizi zor tutarsınız! Kendi kendime düşündüğüm şeylerle kafamı sallayarak etrafa göz gezdirdim. Her yerde cebi kabarık olduğunu belli eden tipler vardı, etraflarında bir iki kadın bulunuyordu, bazıları ise sadece arkadaşıyla dertleşmeye gelmiş gibi hiç kadın yoktu masasında.
Daha fazla etrafa göz gezdirmeyip sahneyi izledim bir süre, en sonunda Ayaz çıktı sahneye. Herkesten yüksek sesli bir alkış geldi. Gülümseyerek ben de alkışladım gözleri beni bulunca daha çok gülümsedi. Bir kaç tane şarkı söyledi, en sonunda sahneden inerek yanıma adımlayacaktı ki gözleri bir yerde takıldı. Baktığı yere baktığımda elimdeki soda bardağının masaya düşmesi bir oldu. Çıkan sesle çoğu kişinin gözü bana dönmüş sonra umursamayarak önlerine dönmüşlerdi. Ayaz yeri döven adımlarıyla bana doğru gelerek kolumdan kaldırdı ve kulise doğru sürükleyip içeri sürükledi. Sinirden bir o tarafa bir bu tarafa gidiyordu. Ben sadece koltuğa oturmuş yeri izliyordum. Açılan kapıyla ikimizin de gözü o tarafa kaydı. Kızıl saçları, uzun boyu, manken gibi fiziği, yine bütün ihtişamıyla Şeyda karşımdaydı.
Topuklularıyla içeriye adımlayıp önce beni sonra Ayazı süzdü. "Ne yüzle buraya geliyorsun lan!" Ayazın öne atılmasıyla kolundan çekiştirdim. "Hadi gel gidelim, tatsızlık çıkmasın." Ayazın elinden tutup dışarı sürükledim dar koridorun yarısına gelmeden Şeydanın sesi duyuldu. "Yine iyilik meleğini oynuyorsun İlke, aman tadımız bozulmasın Ali Rıza Bey." Şuh bir kahkaha atarak bir kaç adım attı. Ayazın elini bırakarak derin bir nefes aldım. Şeyda Ayaza doğru adım attı. Sırtımı duvara yaslayarak kollarımı önümde bağladım ve ne yapacağını izlemeye başladım. Ayaz öldürecek gibi bakan gözleriyle Şeydaya bakıyordu. Şeyda elini tuttuğunda sinirle elini çekti. Şeyda tekrardan gülümseyerek elini ensesine dolayıp dudaklarını öptü, göz devirerek oradan bir kaç adım uzaklaştım. Anca kadınlığını kullanırdın zaten gerizekalı.
"Ne yapıyorsun lan!" Ayazın bağırmasıyla bakışlarım onlara döndü, Ayaz Şeydanın kolunu sıkarak kendinden uzaklaştırdı. "Şeyda!" Bağırık sesiyle herkesin bakışları koridorun sonuna döndü. Uzun boylu, sarışın bir adam sert bir surat ifadesiyle bize doğru geldi. Adam Ayazı yakalarından tutmaya çalıştı, aynı zamanda var gücüyle bağırıyordu.
"Sen benim sevgilimi nasıl öpersin?" Ayaz sakin kalmaya çalışarak ellerini ittirdi. Ben donmuş şekilde bakıyordum. Adamın Ayaza doğru yumruğunu kaldırmasıyla öne atılarak adamı ittirdim.
"O yumruğunu suratına indirirsen burayı senin başına yıkarım." Adam şaşkınlıkla bana baktı, onun kenara çekilmesiyle Şeydaya doğru baktım, korkulu gözlerle sarışın adama bakıyordu. Yanına giderek suratına okkalı bir tokat attım. Ensesindeki saçlardan tutup suratına tükürürcesine konuşmaya başladım.
"Anlatsana sürtük, gelip senin dudaklarına yapıştığını anlatsana senin orospuluğun yüzünden daha başımıza neler gelecek? Nasıl bir orospu olduğunu bahset sevgiline, Ayazla sevgiliyken en yakın arkadaşının sevgilisinin altına kendini nasıl attığını anlatsana. Evlilik hayalleri kurduğum sevgilimin seni nasıl becerdiğini anlatsana. Anlat hadi, sana sonsuz güvenip sevgilimi sana emanet ederken nasıl seviştiğinizi anlat. Sen var ya hayatımda tanıdığım en kötü insansın Şeyda, sırf Ayazla olan samimiyetimi kıskandığın için kendini sevgilime siktirmekte buldun ama sana bir sır vereyim. Ayazla olduğumuz her an Ayaz seni bana anlatıyordu, köpek gibi aşıktı sana sen onun gibi bir sevgiliyi benim gibi bir arkadaşı kaybettin sen sana yakışanı yaptın, şimdi bir daha aynı sokakta karşı karşıya gelsek bile başını eğip gidiceksin. Yoksa daha beterini yaparım sana!" Elimde yolmaktan kopmuş saçlarını silkip hafif sendeleyerek yürümeye başladım. Ayaz gelip koluma girerek yürüttü, sessiz hıçkırığımla Ayaz başımı göğsüne saklamamı sağladı. Oradan olabildiğince hızlı adımlarla çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Peri Masalı
RomanceYaralı kalbi bir intikama kurban gitmişti, oysa onun ne suçu vardı sanki? O sadece güvenmek istemişti, kalbinde çiçekler açsın yüzü gülsün istemişti. Masum kalbine, iyi niyetine rağmen ona kimse acımamıştı. ... "Sen Yiğithan Aksel, sen benim canımı...