"Kan tahlil sonuçlarınız temiz, uzun süre boyunca kan kaybı ve acı olunca ateşiniz yükselmiş olabilir. Reçetenize pansuman seti yazacağım ayrıca ağrı kesici ekleyeceğim. 1 hafta sonra gelin dikişleri alalım gitmeden bir kere daha pansuman yapayım sizi öyle taburcu edelim." Pansuman setini alıp tekerlekli tabureye oturdum.
"İlke burada mıydın?" Arkadan gelen sesle kafamı çevirerek baktım. "Efendim hocam?"
"Tatlım elindeki işi bitirip çıkabilirsin, ben bugünlük erken geldim." Gülümseyerek kafa salladım. Pansuman yaparken telefon çalma sesiyle odada oturan sarışın adam sıkıntılı bir nefes verdi. İsmini henüz yeni öğrendiğim Yiğithan dönerek, "Kim arıyor Ensar?" Dedi.
"Şeyda." Anlık bir duraksama yaşasam da yaptığım işe devam ettim. Eşyaları toplayarak geçmiş olsun dileyip çıktım. Arka taraftaki stajyer odasına gidip eşyalarımı toplayıp çıktım hastaneden. Hava hâlâ karanlıktı ve buz gibiydi. Hastanenin çıkışında arabanın önünde Yiğithan ve Ensar sigara içiyordu. Beni gördüklerinde ben de gülümseyip yanlarından uzaklaştım. Gülümsemese miydim acaba?
"Doktor hanım bırakalım isterseniz." Bunu söyleyen Ensardı, dönüp sadece baktım ve kafamı olumsuz anlamda salladım. "Gerek yok teşekkürler, zaten yolum 15 dakikalık yürüme mesafesinde." Arkamı tekrar dönmemle bu civarlarda takılan bir sokak köpeği paçama doğru geldi. Eğilerek başını sevdim, kedileri pek sevmiyordum ama köpeklere aşıktım resmen. Gülümseyerek ayağa kalktım, "Hadi birlikte gidelim." O da sanki dediğimi anlamış gibi peşimden gelmişti. Birlikte yavaş yavaş yürümüştük. En sonunda Ayazın evinin önüne geldiğimde çantamda nöbet için hazırladığım etli pilav vardı ve acilde nöbetteyken et yemek hiç iyi bir fikir değildi şişkinlik yapıyordu. Sadece pilav kısmını yemiştim tesadüf eseri o et şuan bu tatlı köpüşe nasip olmuştu. Çantamdan çıkartarak önüne koydum, o da bir süre yedi plastik kabımı alıp başını sevip içeri girdim. Anahtarla kapıyı açarak rahat bir nefes aldım Ayazın odasına girdim. Uyuyordu. Kapısını kapatıp misafir odasına geçtim ve uyumaya başladım.
____ o ____
"Entarimi dar biçtim yakasını dar kestim ne talihsiz başım var doktor kıza düştüm." Gözlerimi zorlukla aralayıp tepemde şaklabanlık yapan Ayaza baktım. "Doktor değil asker ve kız değil oğlan olucak." Suratını buruşturup bana baktı. "Ben konservatuvar mezunuyum biliyorsun değil mi, musiki benim işim bebeğim." Göz devirerek tuvalete kalktım. İşlerim bitince masaya oturdum. Ayaz gerçekten mükemmel yemek yapıyordu. Ben saatlerdir uyuduğum için öğleye tekabül ediyordu. Hafif bir şeyler hazırlamıştı.
"Imm bu salata mükemmel Ayaz." Çapkın bir gülüş atarak gülümsedi. Tabağına bir şeyler alırken dün gördüğüm sarışın adamı söylemeliydim bence.
"Ayaz." Kafasını kaldırarak bana baktı.
"Efendim." Boncuk boncuk mavi gözleriyle bana baktı.
"Dün şu Şeydanın sevgilisi var ya o acile geldi." Kaşlarını çatarak bana baktı. "Nasıl anlamadım."
"Ya aslında bunun arkadaşı elini yaralamış. Dikiş attırmak için gelmişler yani." Dalgın bakışları eşliğinde kafasını salladı. Şeydaya olan hisleri bitmişti ama olayı henüz atlatabilmiş değildi. Bunu açık şekilde belli ediyordu. Ah Ayaz ah, bu hayat sana da çok acımasız davrandı.
Bir hafta sonra...
"Bu ameliyata ben de girsem olur mu hocam?" Karşımda yalvaran gözlerle profesörüme bakışlar atıyordum.
"Gelip izleyebilirsin."
"Ama sadece izlemek istemiyorum, en azından bir şeyler yapsam. Ortopediye ne kadar ilgim olduğunu biliyorsunuz." Bana yandan bir bakış atarak önce gülümsedi sonra kafa salladı. Gülümseyerek yerimde zıpladım. Hafifçe koluma vurarak ters bir bakış attı. Hastanede olduğumuzu unutmuştum. Ameliyatta yapacağım şeyleri bana anlatmaya başlamıştı, can kulağıyla dinliyordum. Yanımıza bir hemşire gelerek ikimize de selam verdi. "Hocam merhaba izniniz olursa İlke Hanımı almam gerekiyor. Bir hastanın dikişleri alınacakmış ve illa İlke Hanımı istiyor." Zafer hoca önce kaşlarını çattı ardından bana baktı ve omuz silkti sonra tekrar hemşireye döndü kafa sallayarak ameliyathaneye çıkan asansöre yürüdü. Şuan resmen ağlamak istiyordum. Haftalardır bu tarz bir vaka gelmesini beklemiş, geldikten sonra da ameliyata girmek için 35 saat nöbet tutup vizite gezmiştim. Şimdi paşa paşa o dikişi almak zorundaydım, burası bir özel hastaneydi. Kimseyi reddedemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Peri Masalı
RomanceYaralı kalbi bir intikama kurban gitmişti, oysa onun ne suçu vardı sanki? O sadece güvenmek istemişti, kalbinde çiçekler açsın yüzü gülsün istemişti. Masum kalbine, iyi niyetine rağmen ona kimse acımamıştı. ... "Sen Yiğithan Aksel, sen benim canımı...