önemli bir bölüm bu yüzden tek bir satırı bile atlamadan okumanızı rica ediyorummmmm
bölümde geçen şarkılar;
halsey-nightmare
halestorm- i miss the miseryiyi okumalarrr
⭐️⭐️⭐️
nightmare, soyoon'un sesinden ancak bu kadar güzel duyulabilirdi. saçlarını arkadan dağınık bir topuz haline getirmiş ve perçemlerini elektro gitarın tellerine her kuvvetli asılışında yüzüne dağılmasını sağlamak için serbest bırakmıştı. iki eli birden ayaklı mikrofona sarılıyordu ve şarkının ön nakaratını söylüyordu tatlı sesiyle. birazdan o tatlı ses, içindeki doyumsuz canavarı serbest bırakmasıyla vahşileşecekti. onun arka çaprazında baterisinin başında oturan namjoon'un sevgilisine göz ucuyla attığı bakışı seyrettim. sahiden, sevgilisiyle aynı sahneyi paylaşmaktan delice bir keyif alıyordu. soyoon olmasaydı şuan ülkenin taşaklı şirketlerinden birinde halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışıyor olacaktı. ancak üniversite son sınıfta müzik okuyan soyoon'la tanışıp iki arkadaşlarıyla daha birlikte bu grubu kurup hatrı sayılır mekanlarda sahne almaya başladıklarında işler bir hayli değişmişti. mezun olana dek bunu hobi olarak sürdüreceğini düşünmüştü kıymetli dostum. fakat gerek hayatının aşkını gerek de gerçek arzularını bulmuştu namjoon. müzikten vaz geçmek istemiyordu artık.
sahneyi orta sıralarda bulunan bir masada yan yana oturmuş seyrediyorduk hoseok'la birlikte. o sık sık bizimkilerin fotoğraflarını ve videolarını çekiyor ve okuduğu bölümün hakkını vererek bazen ayağa fırlayıp muazzam dans figürleri sergileyerek başka müşterilerin odağının bizim masamıza çevrilmesine neden oluyordu. onu dans ederken gören namjoon ve soyoon'un yüzlerinde oluşan tebessüm güzeldi. mutsuzluğun içine hapsolmak bana özeldi. tam o an elektrogitarın tellerine asıldı soyoon. eş zamanlı olarak namjoon'un davulları hararetli bir şekilde dövüp bas sesini beynimize vurmasına şahit olduk. nakaratın ilk cümlesi. epeyi can yakıcıydı. viski bardağımdan kocaman bir yudum aldım.
bakışlarım sol taraftaki hareketliliğe kaydı ve tanıdık üç bedenin art arda mekandan içeri girip bar tezgahına yanaştığını gördüm. yoongi hyung'un yanındalardı. tezgahın üzerinden samimi bir biçimde selamlaştıklarını gördüm. yoongi hyung uzun süredir burada çalışıyordu. ancak gündüz vardiyasında çalıştığı için namjoon ve soyoon'u seyretmeye geldiğimiz akşam vakitlerinde onunla pek karşılaşmıyorduk. haliyle jungkook ve diğerleriyle de. jungkook'la tanışmamı sağlayan da bu mekandı. ve bu bağlantı yoongi, soyoon ve namjoon'dan kaynaklanıyordu. bunun yanında hoseok ve jin'in liseden arkadaş olmaları da bizim bağlantımızı kuvvetlendiren bir başka etkendi.
jin, jimin ve jungkook tezgahın önündeki bar taburelerine yan yana sıralanıp bize tamamen arkalarını döndüler ve önlerine bırakılan üç fıçı bardak birayı aynı anda kavrayıp iddialaştıklarını belli edercesine süratle kafalarına diktiler. ilk bitiren jungkook olmuştu. koca 50'lik bira bardağını indirip süratle tezgaha çarptı ve keyifle gülerek yanındaki ikiliye orta parmak çekti. yoongi hyung onun bu haline gülerken kokteyl hazırladığı matarayı sallamaya bir son verip jungkook'un önüne ikinci dolu bardağı bıraktı. jungkook benim nefret ettiğim birayı çok severdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reckless | taekook
Fanfictionüniversitede farklı bölümler okuyan taehyung ve jungkook ortak seçmeli derslerinde bir araya gelirler. yarım kalan aşkları ise bu durumu oldukça zor bir hale getirir.