Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
***
Bir elim cebimde diğer elimde sigarayla birlikte mahalleye iniyorduk. Canım hiç istemese de hem Gül teyze hem de Enes için bir iki saat dayanabilirim diye düşünüyordum.
Yanlış anlaşılmasın, asla Barbaros için değil.
"Ya kuzen bu bulgur pilavını ben niye taşıyorum?" Ona bakıp sigarayı dudaklarımın arasından çektim. "İso bunu kim yaptı diye sorsa ben diyeceğin için." dediğimde "Ha.. Mantıklı." diye anladığını belirten mırıltılar çıkarırken varmaya yakındık.
"Yanımdan ayrılmıyorsun." dememe kalmadan başını salladı. "Tamam kuzen, tamam yav. Zaten ben bir yanına otursam diye bir kız diğer yanına oturuyor. Bilmiyormuş gibi konuşma." dediğinde başımı çevirdim.
Haklıydı, umarım bugün böyle bir şey yaşanmazdı.
Veya yaşansındı, yaşansındı ki ben neden tekrar gitmediğine kendimi inandırayım, neden tekrar gelmediğimi soranlara bunları gösterebileyim.
Masalar kurulmuştu, bazı insanlar çoktan yerleşmeye başlamıştı. O insanların içerisinde Gül teyzeler de vardı. Barbaros babasının yanında yine tüm asaletiyle ayakta dikiliyordu. Giydiği bol siyah eşofman ve üstüne giydiği siyah tişörtle yine nefes kesici gözüküyordu.
Bu adam beni öldürecekti.
Etrafta gezinen gözleri beni bulduğunda umursamaz tutmaya çalıştığım bakışlarımı kaçırmak istedim. Ancak bunu yapmayarak gözlerinin içine bakarak sigaramı dudaklarımın arasına götürdüm.
Ateşten dolayı ısınan sigara soğuk dudaklarımı ısıtmaya yetmişti. Sigaramdan bir nefes daha alıp, gözlerinin içine bakmaya devam ederken başımı yana çevirip arkaya sigara dumanını üfledim.
Biten sigarayı yan taraftaki çöp kovasına atarak masaya yürüdüm. Enes her zaman ki muzip tavırla önüne gelene sesleniyordu. "İso nerede İso?"
Mustafa amca elindeki kolalar ile ona vurmaya çalışırken bağırdı. "Lan eşek oğlu eşek başlayacağım şimdi İso'na yardım et alırım ayağımın altına." dediğinde ondan hızlıca kaçan Enes aynı zamanda gülüyordu.
Mustafa amcaya doğru hem bakmaya çalışıp hem de koştururken ansızın bir şeye çarpıp büyük bir şekilde sendeledi.
Çarptığı kişi bağıra bağıra aradığı İso'ydu. Enes başını kaldırdı ve kendisini tutan kişiye baktı. İso'nun olduğunu görünce bize döndü. "Arkadaşlar İso'yu buldum tamam!" diye bağırdığında başımı iki yana sallayıp güldüm. Allahtan pilavı masaya koyabilmeyi akıl edebilmişti.
"Oo kimleri görüyorum, kaçakların gülü de gelmiş.." diye bağıran Yusuf'la birlikte olduğum yerde duraksadım. Sinirle gülüp ona doğru döndüm.
Yusuf, kardeşi Yeliz'in dolduruşlarına gelen bazı abilerden bir tanesiydi. Bu yüzden bana bulaşıyordu. Eski kafalı bir ailede büyümüş olması onun için dezavantajdı.
Ama unuttuğu bir şey vardı.
Salim amca beni çok severdi. Salim amca diye bahsettiğim kişi Yusuf'un sevdiği kız olan Kübra'nın babasıydı. Ve Yusuf'tan hiç haz etmezdi.
Şerefsizlikse şerefsizlik.
"Özledin herhalde Yusuf." diye alayla mırıldandığımda masa da tam karşısına oturdum. Yüzünü buruşturarak "Çok.." dediğinde başımı salladım. "Sende haklısın özlenmeyecek gibi değilim." diyerek geri çekildim.
"Erdem oğlum!" Salim amca'nın seslenmesiyle gözlerimi kapatarak güldüm. Amca senin ben ellerinden öpeyim. Tam zamanında yetişmişti canım amcam.
"Salim amca!" diye bağırdım neşeyle. Hemen oturduğum sandalyeden ayağa kalkarak eline uzandım. Öpüp başıma koyduktan sonra başımı kaldırıp kısaca tokuşturdum. "Hoş geldin oğlum."
"Hoş buldum amca nasılsın?" dediğimde dostane bir şekilde elime vurdu. "Nasıl olayım oğlum, bildiğin gibi sen nasılsın?" dediğinde başımı kısaca eğip kaldırdım. "Aynı be amca."
"Salim babacığım.." diye araya girmeye çalışan Yusuf'a baktık ikimizde. Ayağa kalkmış ellerini önüne bağlamış haldeydi. Ne olmuştu ahkam kesen şu adama.
Salim amca burnunu kıvırarak seslendi. "Bana baba deme." dedi sinirle yanımızdan ayrıldı. Yusuf ise başı eğik bir şekilde arkasına baktı. Onun baktığı yeri takip edip bende baktığımda Kübra'nın dolu gözlerle bizi izlediğini görebilmiştim.
Yapma işte bunu.
Yusuf karşımdan kalkıp gittiğinde ben geri yerime oturdum. Çok geçmeden yanımdaki sandalye çekildiğinde heybetli beden boş alanı doldurdu. "Selam." dedi Barbaros tüm bedenini bana çevirirken.
Kollarımı masaya koyup ona döndüm bende. "Selam." Bana biraz daha yaklaşıp, kalabalıktan sesini duyurmaya çalıştı. "Geleceğini düşünmemiştim." dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Öyle mi?" diye sorduğumda başını salladı. "Oysaki arkanı dönüp giderken oldukça kararlı gözüküyordun."
Başını yan tarafına çevirdi ancak çevirmeden önce dudaklarının kıvrıldığını görebilmiştim. Sonra tekrar bana bakıp gülümsedi. "İşte sözünün eri olmalı insan." dediğinde kahkaha attım.
"Ya ya.." dedim başımı sallayarak. Gözleriyle yüzümü taradığında bakışlarındaki yoğunluğu fark edebilmiştim.
Yapmam guzum yanarız.
"Haydi bakalım afiyet olsun." diyerek bağıran Enes'le, Barbaros kulağıma eğildi. "Kuzenindi dimi?" alayla söylendiğinde tanımıyormuş gibi bir tavır takınarak konuştum. "Ben öyle birini tanımıyorum." dediğimde gülümsedi.
Her gülümsediğinde gözlerinin kısılması ne kadar da hoştu..
Önüme bulgur pilavını koyduktan sonra ona uzattım. Elimden alırken parmakları parmaklarıma değdi. "Teşekkür ederim." diye fısıldadığında gözlerimi kısa süreli kapatıp açtım.
Bulgur pilavına bakıp "Sen mi yaptın?" diye sordu. Salatayı tabağıma koyarken başımı salladım. "Normalde ben ama bu masa da Enes." dediğimde güldü.
Tam o sırada İso afiyetle yediği bulgur pilavını masaya bakarak sordu. "Bu kimin eseri?" diye sorduğunda Enes atladı. "Benim." diye hevesle söylendiğinde İso ona bakarak güldü. "Eline sağlık." dediğinde şu an Enes geberiyordu kesin heyecandan. "Afiyet bal şeker olsun canım benim, lokma lokma et, beline de kuvvet olsun." dediğinde masadakiler gülerken İso öksürmeye başladı.
Helal canım helal.
Güle oynaya geçen yemek uzun süre sonra iyi hissettirmişti. Barbaros'la değen kollarımız ayrı bir heyecanlandırıyordu. Ne o çekiyordu ne de ben..
Ara sıra izlendiğimi hissetsem de bu Barbaros'taki gibi heyecanlandırmıyordu. Aksine rahatsız ediyordu. Başımı kaldırıp etrafa baktım. Göz göze geldiğim kişi Yusuf'tu.
Ve hiç iç açıcı bakmıyordu.
***
Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAZARCI -GAY
NouvellesUzun süredir pazarda, tarlada ektiği sebzeleri satan Erdem, kendisine çok iyi bakan, mahallede sevilen yakın teyzesinin bahsettiği zengin oğluyla tanışması ve sonrasının birbirini ip söküğü gibi takip etmesini okuyacaksınız. İmkansız kelimesinin iç...