'Her daim döneceğin yer evin savaşçı prenses. Evini bekletme, ben evimizin için de seni kollarımla ısıtmak için bekliyorum.'
ECCEDENTESİAST kitabın eski ismiydi değişti YIRTICI KIŞ OLDU
"Göreviniz basit.Akşam bir davet var,adres,davet listesi ve kimlikleriniz size verilen dosyalarda mevcut."Albay'ın yansıttığı fotoğrafla bakışlarımız bu sefer oraya yöneldi."Adamımız bu,Devran Dağveren.Bildiğimiz kadarı ile uyuşturucu ticareti yapıyor ve örgüt üyesi.Sınır dışından aldığı,yani kaçırdığı maddeleri burada,bizim gençlerimize satıyorlar."Hepimiz dikkatle ona bakıyorduk."Adamı sağ istiyorum.Ona yardım eden birileri var,bir ortağı olduğunu da biliyoruz.Ama kimin olduğuyla ilgili hiç bir delilimiz yok elimizde."Masanın üzerindeki kupadan bir yudum su aldıktan sonra devam etti tekrardan.
"Akşam ki davet kardeşinin doğum günü için düzenlendi,ama arkada gizli bir uyuşturucu ticareti dönecek.Anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı komutanım!"
Derin bir nefes alıp verdi albay."Unutmayın bu görev önemli.Tek bir yanlış hareketinizi görmeyeceğim.Yoksa gözünüzün yaşına bakmam.Şimdi hazırlanın."
Hepimiz birden ayağa kalkıp asker selamı verdik."Emredersiniz komutanım!"Albay odadan çıktıktan sonra,bizde tekrardan oturup plan yapmaya başladık.Diğerlerini dinlerken bir yandan da dosyayı inceliyordum.Kimliğim,25 yaşında ailesinin biricik prensesiydim.Adım İpek Ateş,abim Yavuz Ateş ile yakın bir zaman da,İngiltere'den dönmüştük.Akşama olacak davete ise ailemiz de sağ kimse olmadığı için biz katılmak zorundaydık.
"Herkes dosyaları incelediyse,plana geçiyorum."Tim elindekileri bırakmış,Dikkatlerini Erkut yüzbaşıya vermişlerdi.Oturduğum sandalyeyi döndürerek bende dikkatimi oraya verdim."Dosyalarda her şey yazıyor zaten,bize kalan tek şey bunları oynayıp,adamımızı almak."Hepimiz kafamızı sallayarak onayladığımız da,planı anlatmaya başlamıştı."Tan,Gürbüz ve Kıraç,davet saatinden önce gidiyorsunuz ve görev yerlerinizi alıyorsunuz.Yanlış bir şey sakın yapmayın.Kimseye hissettirmeden etrafı biraz inceleyip bize haber verin."
"Emredersiniz komutanım!"Yüzbaşı kafasını sallayıp devam etti.
"Sonra da ben ve Bahadır gideceğiz.Bizden yarım saat kadar sonra da siz geleceksiniz.Anladınız mı? Büge? Togay?"
"Anladık komutanım."
"Hadi o zaman,herkes işinin başına."Tim ayaklanmış,toplantı odasından çıkıyorlardı.Bende masanın zerinde bana ait olan dosyaları alıp odadan çıkmak için kapıya ilerledim.O sırada daha çıkmamış ve beni inceleyen Togay'ı gördüm.Hiç bir duygu barındırmayan bakışlarımı ondan çekip odadan çıktım.
Hazırlanmam gereken bir görev vardı ve ben giyecek kıyafetimin olup olmadığını bile bilmiyordum.Eve geldiğim de hemen dolabı açmış ve kıyafet aramaya başlamıştım.Büyük ihtimalle süslü ve tatlı bir elbise giyerdim.Çünkü İpek öyleydi.Ailenin ve abisinin tek kızı olunca,prenses gibi büyütülmüştü.Dolabı karıştırırken aradığım elbiseyi bulmuştum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Maşa yaptığım saçlarımı son kez düzelttiğim de,apartmandan çıktım.Arabanın yanında beni bekleyen Togay'ı gördüğüm de inceleme isteği ile doldum.Kara saçlarını hafif dağıtmış,giydiği siyah gömleğin ilk üç düğmesi açık,kolları da dirseklerine kadar katlıydı.Altında siyah kumaş pantolonu bacaklarını sarmış ve hoş bir görüntü çıkarmıştı ortaya.Onun bakışlarını da üzerim de hissedince bakışlarımı çektim ve onu umursamadan arabanın,yan koltuğuna oturdum.
