Büge Burçin Işılay'dan
Aile sizin için ne ifade ediyor?
Anne,baba,kardeşlerden ibaret mi,yoksa kan bağının olmadığı halde arkanda duran,destek çıkan kişiler mi?
Kan bağı olmadan da,insanlar aileniz olabilir mi?
Bazılarımız hayatta hep şanslı olamıyorduk.Kimi insan ya öksüz,ya da yetim olabiliyor.Kimisi daha doğduğun da kimsesiz kalıyordu,kimiside doğduktan çok sonra kimsesiz kalıyordu.Peki en kötüsü hangisiydi.Aileni hiç tanımadan,hayata kimsen olmadan başlamak mı? Yoksa aileni ve hayatındaki insanları zamanla kaybetmek mi?
Peki bir insan,bir başkasının kimsesi olabilir mi? Hiç kimseyken,her şeyi olmak.Ailesi,yuvası ve evi olmak.Evet ev diye adlandırdığımız şey dört duvar,bir kapı,bir pencere olabilir ama bazen evimiz iki sıcak kol,sert bir göğüs ve bir çift göz olabiliyordu.Ev soğuk olur,evimiz ise daima sıcak.
Bu hayata kısmen şanslı olarak başlayanlardan biri de benim.Büyük bir ailem var.Babam,annem,abilerim ve kardeşlerim.Buna ek olarak da yengem ve yeğenim tabi ki.Peki gerçekten aile gibi hissettiriyor mu emin değilim.Ailevi sıkıntıları çok olan birisi değilim.Kendi halinde bir yaşantım var zaten.Ama ailemden bahsedecek olursam bu hiç de kısa olmaz.Geniş bir aileyiz diyorum ya yahu!
Babamdan başlayacak olursak,kendisi tam bir süper baba! Şaka yapmıyorum.Baba konusunda çok şanslıydım.Bazı kızların ilk aşkı babası olur ya,heh işte o bazı kızlardan biri de bendim.Küçüklüğümden beri savaşçı prensesim diye büyütmüştü beni.Bir erkeğe muhtaç olmadan,nasıl kendi ayaklarımın üstünde duracağımı da o öğretmişti bana.Gelecekte kuracağım ailede,eş olarak ve iyi bir baba olarak,babam gibi birini bulacaktım.Baba olmaya layık,beni seven,çocuklarına nasıl ayakta kalacağını öğreten biri.Zaman geçmiş ve o da tabi ki her şey gibi beklemeyip büyümüştü.Küçükken benim büyüyeceğimi ama babamın hep aynı kalacağını sanmıştım.Öyle olmamıştı tabi ki,50 yaşına girmiş olan babam,aile şirketinde hala çalışmaya devam ediyordu.Zaman bizden belki çok şey götürmüştü ama sevgisini ve şevkatini götürememişti.
Annem de ise durumlar oldukça karışıktı.Annem tuhaf bir insandır,ama anne işte.Ne diye bilirsin ki.Bizi severdi,çoğu zaman sevmediği gibi.Bazen bizi istemediği halde neden yaptığını sorgulardım.Sonra bir cevap bulamayıp boşverirdim.Annem Tülin Işılay,hala tam bir genç kız gibiydi.Kendine ait bir butiği vardı.Hatta bu butikte mankenliklerini yapmışlığım bile olmuştu.O zamanlar annem beni severdi,ya da öyle sanardım.Sonra kara harp kazandığımı ve asker olmak istediğimi söylediğim de büyük bir kavga etmiştik.Bir ay boyunca eve gitmemiş ve bir arkadaşım da kalmıştım.Tabi bir ayın sonun da babam gelmiş ve beni eve dönmeye ikna etmişti.Eve döndüğüm de ise annem de benden özür dilemişti.Samimi olmadığı ise her halinden belliydi oysa.Yine de bir şey demeyip,bende özür dilemiştim.Haklı veya haksız olmam önemli değildi.Bağırdığım kişi annemdi ve bu bana göre saygısız ve kırıcı bir şeydi.Bu olaydan sonra da asla eskisi gibi olamadık zaten.Arada canı istediğinde bana ilgili gibi davranır,sonra tekrardan ebu cehile dönerdi.
Sonrasında ise Yakup abim var.En büyüğümüz olduğundan mıdır bilmem,çokta sıcak biri değildir.Yani bana karşı.Evi terk ettiğim zamanlar onunla da aramız bozulmuş ve eskisi gibi olmamıştı.Ama yine de onu çok seviyordum.Kendisi 32 yaşında bir kalp cerrahıydı.Abim diye demiyorum ama baya da karizmatikti yani.
Yakup abimin eşi Zeynep abla ise,gerçekten bir abla gibiydi.Abimle çok uzun süren bir ilişkileri olmuştu,belki de ondandır kabullenmekte zorluk çekmemiş ve onu benimsemiştim.Kendisi 30 yaşında bir çocuk doktoruydu.Bide 6 yaşlarında dünya tatlısı bir oğulları vardı.Bir insanın en fazla bu kadar tatlı bir yeğeni olabilir diyebileceğiniz bir tatlılıkta Efe.Hala kuzusu olduğunu es geçmeyeceğim tabi ki!Hani şu algı vardır ya halalar kötü,ama teyzeler iyi diye.Yalan,valla yalan.Hala olunca anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIRTICI KIŞ
Fiksi Umum'Her daim döneceğin yer evin savaşçı prenses. Evini bekletme, ben evimizin için de seni kollarımla ısıtmak için bekliyorum.' ECCEDENTESİAST kitabın eski ismiydi değişti YIRTICI KIŞ OLDU