2|kuzularda vahşileşir

700 47 11
                                    


(Bu bölüm; şiddet, cinsel taciz, zorbalık, manipülasyon ve yalan, içeriyor.)

Tom Marvola Riddle; Juliet'inde onun gibi aykırı olduğunu biliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tom Marvola Riddle; Juliet'inde onun gibi aykırı olduğunu biliyordu.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

"Gitmeliyim.." dedim gergince. Kaşları şaşkınlıkla çattı. "Nereye?" diye sordu.

"Eve dönmeliyim."

Alayla güldü. Hareketleri oldukça karmaşıktı, genelde ciddi olduğu için dalga geçtiği anları çözemiyordum.

"Seni oraya göndereceğimi falan mı sanıyorsun.." bunun bir soru olmadığını biliyordum.

"O evde gördüğün muamele için hepsini öldürmem gerek. Öyle değil mi benim küçük sevgilim?" Sakinliği beni oldukça korkuturken, tepkisiz kalmaya çalıştım.

Parmakları yine yüzümdeki yarayı buldu. "Dahası varsa söyle.. söyle ki onları daha acı verici şekilde öldüreyim."

"Yok." dedim hızla. Yalandı, biliyordu.

"Üzerinde doğruluk iksiri mi kullanmalıyım küçüğüm?"

Dudakları dudaklarımı bulurken gergince gözlerimi kapattım. Zihnimdeki anılara girmeye çalıştığını adım gibi biliyordum.

Derine gidemeyeceğini düşündüğüm için anılarımı kurcalamasına izin vermiştim ama o anıyı bulabileceğini düşünememiştim..

Zihnimde, unutmaya çalıştığım, ama beni asla bırakmayan silik bir adama sahip o anı.

Tekrar canlanan acı verici an ile onu itmem bir oldu.

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken göz ucuyla ona baktım. Anlamsızca bana bakıyordu, gerçek olmamasını diliyor gibiydi.

"Özür dilerim.." dedim korkuyla. "Lütfen beni bir daha o eve gönderme..."

Öfkeli olsa bile, benden saklamaya çalıştığı apaçık ortadaydı.

"Seni o kadar uzun süre bekledim ki küçüğüm, aptalca bir neden yüzünden senden vazgeçebileceğimi sakın düşünme."

Güven veren sözleriyle beni kolları arasına aldı. "Kimdi o?" diye sordu tedirgince.

"Benim dokunmaya kıyamadığım tenine dokunan herkesi öldüreceğim."

Parmakları usulca, boynumdan sırtıma doğru uzanan yara izine dokununca gözlerimi kapattım.

"Odaya geçelim, bana yaralarını göster."

Toplantı salonundan çıkarken, hızlı adımlarına yetişmeye çalıştım. Uzun ve loş ışıklı koridorda yürüdük.

Sonunda kimsenin girmeye cesaret edemediği odaya geldiğimizde, kendimi kaçıp kaçmamak arasında sorguladım..

Karanlık bir atmosfere sahip olmasına rağmen iyi bir aydınlatması vardı.

İçimdeki korku, onun yanında hissettiğim güven duygusuyla kayboldu.
"Üzgünüm.." dedi fısıltıyla. "Korkutmak istememiştim."
Zihnimi okumuş olmalıydı.

"Elbiseyi çıkar." dediğinde, ses tonu her ne kadar yumuşak olsa da bunun bir emir olduğuna emindim.

Çıkarmayacağımı anladığında arkamda yerini aldı. Fermuarı aldığında utancımdan ona bakamadım bile.

Eski yara izleri ve yenileri.

Boynuma kondurduğu öpücükler ile sarhoş gibi hissettim. "Karım olduğunda, insanlar adını bile ağzına almaya korkacak."

Dudakları dudaklarıma değdiğinde, tüm günahlarımdan ve acılarımdan arınmış gibi hissettim.

En sonunda, sadece ben ve o olduğumuzda, beni tüm kötülüklerden çekip kurtaracaktı..

Malevolent |Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin