5.Bölüm

17 1 0
                                    

İstanbul'a vardığımda etrafıma baktım ve hâlâ aynı olduğunu anladım. Sanırım tek değişen şey bendim. Hemen bir taksiye atlayıp kampüsün bulunduğu yerin tarifini verdim. Daha varmadan arabayı bir büfenin önünde durdurttum ve parayı ödeyip arabadan indim. Büfeden bir paket sigara aldım. Alırken adamın tuhaf aynı zamanda üzgün bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Ardından adam"Kızım gençliğinede saçlarınada yazık etmişsin." Dedi. Bende"Herkesin kendi tercihi." Diyerek cevabımı verdim. Eğer eski Gece olsa büyük ihtimalle 'herkesin hayatına kimse karışamaz' deyip kahkaha atarak büfeden çıkardı ama o şu anda aramızda değil. Çünkü vefat etti. Neyse artık kafamı boş bırakmayı öğrenmiş bir insan olarak düşüncelerimi uzaklaştırdım. Malesef akşama bilet bulabilmiştim. Ve bu yüzden şu anda saat 12 idi. Yaz olduğu için şehir merkezi deli gibidir ama burası merkeze bayağı uzak. Buralarda genelde karanlık ara sokaklar vardır. Ki şu anda buralardan korkucak bir halde değilim. Büyük ihtimal bu siyah kıyafetlerle ancak benim karşıma çıkan kişi korkar. Sokaktan sessizce ilerliyordum. Aslımda burası çok sessizdi. Ta ki arkamdaki ayyaşların sesini duyana kadar. Saçma sapan bağırışıp öğürüyorlardı. Hiç takmadan yoluma devam ettim ama malesef beni gördüler. "Şişt çıtır çıkar şu siyahları ve önünü dön bize, senin gibi bir sürtüğe parlak pembe sütyen ve tangalar yakışır."  İşte beni çileden çıkaran sözler. " Kimsin lan sen pezevenk, anası olmadığı halde kendisi bir orospu çocuğu olan piç kurusu." Tabiki onlarda durmadılar ve üstüme yürümeye başladılar. Bana bir şey yapmaya kalksalar karşı koyardım belki de onlara zarar bile verirdim ama bu düşüncem bir tanesinin  cebinden bir çakı çıkarmasıyla son buldu. Mecburen koşmaya başladım. Ama nasıl bir inatsa arkamdan koşuyorlardı. Neyse ki sarhoştular ve hızlı koşamıyorlardı. Bir az daha koştum ve nefesimi zor almaya başladığımda arkama dönüp baktım gelmediklerini gördüğümde önüme dönmüş biraz yavaşlıyordum ki birden dün yağan yağmurun eseri olan çamura bastım ve kaydım. Arkaya düstüğümü anlamamla güçlü kollar tarfından tutulmam bir oldu. Herşey o kadar çabuk olmuştu ki gözlerimin kapalı olduğunu anlamam bir kaç saniyemi aldı. Gözlerimi açtığımda koyu sarı - kahverengine dönük- gözlerle karşılaştım. Dizinin biri yerdeydi ve diğeri sırtımda. Hızla doğruldum ve tekrar adamların gelip gelmediğini kontrol ettikten sonra ayağı kalkan çocuğa döndüm. " Biraz dalgındım üzgümün ama düşmemi engellediğin için eyvallah." Suratı birden şaşkın bir hâl aldı. Bunun nedeni kesinlikle giydiğim kıyafetler  (siyah heryeri yırtık taytım,saçım,gözlerimin kapkara olmasını sağlayan makyajım, dizlerimin dört parmak üstünde biten siyah üstünde ingilizce wh- soru sözcüklerinin yazılı olduğu kısa kollu arkası düzgün kesilmiş yırtıklarla dolu olan tişörtüm,siyah ayak bileğimi geçen botlarım.) Ve söylediğim   'eyvallah' sözcüğüydü. Biraz kendini toparladı ve " Önemli değil ama bu saatte bu halde yalnız başına burada yürümesen daha iyi olabilir senin için." Dedi. Boş gözlerle ona bakıp cevapladım."Okuluma gidiyorum. TEVİTÖL'de okuyorum ve geç otobüs bulabildim o yüzden şu an bu yoldan yürümek zorundayım. Hem kendimi koruyabilirim." Geciktirmeden cevap verdi. "Bu saatte orası kapalıdır giremezsin." Alayla-tek gülüşüm bu- güldüm. "Öğrenci kartı canım bu günlerde istediğim zaman girme iznim var." Bir iki saniye bekledi ve " Peki,ama yinede seni bırakmama izin verir misin?" Diye sordu. Bende "Gerek duyucağımı sanmıyorum ama keyfin bilir, ne yaparsan yap, beni ilgilendirmez." Diyerek konuyu kapayıp yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini hissettim. "Ben Rüzgâr bu arada." Dedi. Tanışmak istediğini anladım. "Ben de Gece." "Neden simsiyah olduğun belli."diyerek kısa bir gülüş attı. "Onunla bir ilgisi yok kendi seçimim. Hem ben her zaman ismimden nefret ederim,geceleri sevmem."Dedim acıklama gereği duyarak. Bir şey demeden yürümeye devam etti. Bu sefer yanımda yürüyordu. 'Şimdi nerden çıktı bu çocuk' diye düşündüm bir an çünkü ben herşeyden,herkesten  soyutlanmayı kendime hayat felsefesi bilmiştim. Çok üstünde durmadım. Zaten bir daha görüşmeyecektik.

Yolda bir daha hiç konuşmadık. Aslında o arada bir ağazını açıyor ve birşeyler diyecek gibi oluyordu ama sanırım ne tepki bereceğimi bilmediğinden vazgeçiyordu. Ehh benim de işime geliyordu. Kapının önüne geldiğimizde bir şey söylememi bekler gibiydi ama ben hiçbir şey demedim,kendi istemişti yanımda yürümek. Heey taş avcısı Gece çoktan gitti şimdi erkekler umrumda değil. Güvenlik kapıyı açtı bende içeri girdim. Arkamdan bakakaldığını güvenliğin orada ki tümsek aynadan görmüştüm. Yine alaylı bir şekilde sırıttım ne olacağını sanmıştı ki. Sonunda evimin-ben ve sınıfımda ki diğer kızların- önüne gelince durdum. Evet,hâlâ aynı. İçeri girdiğimde gördüğüm manzarayla ilk önce annemlerle olanlar aklıma geldiğinde dehşete kapılıcaktım ama yapmadım çünkü bu benim tatlı sürtük arkadaşım ve büyük ihtimalle yeni avıydı. Zeki erkeklerin çoğunun hormonları çok uslu ama onları baştan çıkaran zeki ve sinsi sürtükler yok değil. Kapıyı henüz kapatmadığım için beni duymadılar ve ön sevişmelerine devam ettiler. Yazın okulda çok fazla kişi olmazdı öğretmenler zaten gece yoktu. Bu yüzden kameralara yakalanmadıkları sürece sorun yaşamıyorlardı. Kapıyı hızlıca kapattım böylece ara verip suratıma baktılar. Ezgi ilk dönen olmuştu ben ona elimi ağzımın önüne getirip dilimi hafifçe çıkarıp 'böee' diye bir kusma taklidi yaparken o ise bana baktı gözlerini açtı ve daha sonra altındakinin üstünden kalktığı gibi yanıma gelip beni yukarı sürüklemeye çalıştı. Ve sadece çalışmakla kaldı. O kadar spor yaptım biraz kas yapmışta olabilirim dimi? Çocuğa kaş göz işareti yapıp 'git' derken bende "ahh Ezgi rahatsız olmanızı gerektiricek bir sey yok siz devam edin" dedim sesimi sonlara doğru kısarak. Hemen atlayıp"şu haline bak tabiki bu işi bırakabilirim ne oldu sana böyle birden nasıl punkçı olmaya karar verdin."Bu arada çocukta kalkıp pantolonunun fermuarını çekmiş ve evden çıkmıştı. Bende sözlerime devam ettim." Zaten her zaman böyle olmak istemiştim ama ailem izin vermedi 18'imden sonrada aynı şeyi yapıcaklarını bildiğimden bende onların hatalarını kendime bir avantaja çevirdim. Aynı zamanda zayıfladım." Başka hiçbir şey sormadı zaten bende sormasını istemiyordum. Odama geçtim, siyah şortumu ve siyah kalın askılı tişörtümü giydikten sonra yatağa uzandım. Beynim bomboştu uyuması kolay olmuştu....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DEĞİŞTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin