Haiii, ben geldiiim. 12 eylülün dünyaya kattığı en güzel şey Kim Namjoon, iyi ki doğmuş bizim gamzeli, eşsiz ve mükemmel, dünyanın en iyi lideri Kim Namjoon'umuz. Gün ışığım, daima yol gösteren kılavuzum, kendimi sevmeyi bana öğreten muhteşem, altın kalpli adam. İyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki! <33
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Muazzam bir şekilde keyiflenmişken, kapıyı çarparak rüzgar gibi esip giden Taehyung'un arkasından kapıya yöneldim.
Doğruca üst kata çıkıp temizlik odasından içeriye girdiğimde karşımdaki masanın yanındaki sandalyeye bacaklarını açarak yaylanmış bir şekilde oturan Taehyung'u gördüm.
Temizlik odasının ışığı açıktı ama, her an lamba yanmaya hazır gibi titreştiği için etraf neredeyse loş ışıkla aydınlanıyor sayılabilirdi.
Taehyung, keskin gözleriyle kapıyı kapatıp kilitleyen beni dikkatle izlerken uyluğuna elinin ayasıyla vurdu. "Gel kucağıma, kalkmıyor mu göstereyim."
Kıkırdayarak itiraz etmeden önüne gidip kucağına tırmanmak için tek bacağımı kaldırdığımda belimden yakalayıp beni kucağına çekti.
Kıkırdayarak üstüne düşerken geniş omuzlarından tutunup destek aldım ve alnımı alnına yasladım.
Burnundan soluyordu ve dişlerini kırmak istercesine sıkmaya devam ederken, alnında dinlenmeme izin verse bile delici bakışlarını gözlerime doğrudan dikmişti.
"Çok mu kızdın?" diye fısıldayıp dilimle çenesini yaladığımda belimdeki uzun ve kemikli parmaklarının tutuşu sıkılaştı.
"Kızdım." dedi ve kalçalarıma asılarak beni kendine bastırdı. "Ben de kızmıştım." diyerek kıkırdayıp alnımızı ayırdım ve onun sıkı tutuşu eşliğinde, kalçalarımı yuvarlayarak ona sürtünmeye başladım.
Alt dudağını dişleyerek bana eşlik edip kalçalarıma yön vermeye başladı. Böylece hamlelerimiz birleşerek üstündeki sürtünmelerim gittikçe hırçınlaşarak hızlandı.
"Eşofmanımın içine girmek istiyorsun, değil mi profesör Kim?" diye flörtöz bir tavırla, arsız gülüşüm eşliğinde ona soru yönelttim.
Kalçalarımla manevralar çizerek kendimi yoğururcasına ona sertçe sürterken, kumaş engellerine rağmen sıcak baskısını hissettim.
Kasıklarını bana iterek kendini bastırdığında uyluklarım deli gibi kasıldı. Soruma cevabını, bana kendini hissettirerek vermişti.
Memnuniyetle kıkırdayarak, "Eşofmanımın içine girmek için neyi bekliyorsun o zaman?" diye soludum.
Bunu söylememi beklemiş gibi kalçama sağlam bir şaplak indirdi. Parmakları doğruca eşofmanımın lastiğine asıldığında keyifle kıkırdadım.
Eşofmanımı ona yardım ederek kalçalarımdan sıyırdım. Taehyung eşofmanımı sökmek istercesine kumaşı dizlerime kadar indirmeye çalışırken diz kapaklarıma abanarak oturduğum kucağından kalktım.
Bunu fırsat bilerek eşofmanımı dizlerimin altına kadar indirdiğinde beklemeden kucağına geri oturdum.
İç çamaşırımın üstünden ona sürtünmeye kaldığım yerden devam ederken, kalçalarımı sıkıca tutup avuçladı.
Bir yandan da tek eliyle kemerinin tokasını çözdüğünde sırıtarak pantolonunun düğmesini açtım.
Fermuarını indirdiğimde, elini iç çamaşırının içine sokup penisini dışarıya çekerek çıkarttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOUNG WILD AND FREE • TAEKOOK ✓
FanfictionJeon Jungkook, Kim Taehyung'un kiracısıydı, aynı katta oturuyorlardı. Aynı zamanda Taehyung, Jungkook'un Anatomi profesörüydü. Jungkook ev sahibinden hoşlanıyordu, ev sahibi Kim Taehyung ise onunla uğraşmaya bayılıyordu. Mini fic bölümler kısa kısa...