4

16.2K 1.8K 2.3K
                                    

Haiii, ben geldiiim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Rezidansın kapısından asansöre girene kadar zıp zıp zıplayıp telefonumu istemiş olsam da beni sınamak ister gibi telefonumu vermemişti.

Asansörde ceketinin yakalarını çekiştirerek dudaklarımı büzüp şirinlik bile yapmıştım. Ama yine de asansör kata ulaştığında doğruca inip kendi dairesine yönelmişti.

"Profesör Kim!"

"Ev sahibi!"

"Komşu."

"Lan Taehyung!" Arkasından kapıya kadar gittiğimde, bana göz kırparak kapıyı suratıma kapattığında histerik bir şekilde güldüm.

"Sen kesinlikle beni kışkırtmaya çalışıyorsun! Arsızlığımı görmek istiyorsun değil mi... Bana deli oluyorsun çünkü..."

Kapısını yumruklayarak bağırsam da ne geri karşılık verdi, ne de kapıyı açtı.

Küfrede küfrede yandaki kendi daireme girip kapıyı hunharca çarparak kapattım. "Sikik profesör!"

"O telefonu götüne sokasım var! Resmen telefonumu cukkalamak bu!"

"O kadar evin araban var benim telefonuma mı kaldın lan!" Öfkeli bir şekilde bağıra bağıra koridorda ilerledim.

Dolaptan çıkarttığım suyu kafaya diktiğim gibi şişeyi kenara fırlattım. Gözlerim buzdolabının buzluk bölümüne kayarken aklıma gelen hinlikle sırıttım.

Buzluk bölümünün kapağını açıp eğilerek rafı çektim. Aldığım koca dondurma kabını çekerek açıp rafı da buzluğun kapısını da ayağımla iterek kapattım.

Kabın içindeki dondurmayı yalayarak terasa çıktım. Terastan hemen yan tarafa baktığımda orada olmamasını fırsat bilerek iki terası birleştiren kısa duvara atlayıp kendi terasımdan onun terasına geçiş yaptım.

Teraslarımız neredeyse iç içeydi ve aradaki tek engel ufak duvardı. O da kısa olduğu için aşması zor değildi. Hop diye geçivermiştim yan tarafa.

Ayaklarımın uçlarında sırıtarak salıncağına doğru ilerledim. Sonra da dondurmayı çevirip salıncağa dökmeye çalıştım. Ama donduğu için altına vurmama rağmen çıkmadı.

Masanın üstünde, muhtelemen dünden kalma yarım şişe suyu alıp dondurmanın içine döktüm. Güneşten ısınan su biraz dondurmayı eritirken şişenin ağzından destek alıp itekleyerek dondurmayı salıncağının koltuklarına dökmeye başladım.

"Kahpe profesör, dondurma götlü gez." diye söylenerek kıkırdadım.

-

Dondurmalar koltuğun kumaşına işlemişti ama şansıma sıçayım ki Taehyung terasa çıkmamıştı.

Plan yattığı ve dondurmam boşa gittiği için üstüme sadece bol bir gömlek giyip altıma hiç bir şey giymeden kapısına dayandım. Madem öyle arsızlık ne demek gösterecektim ona.

Saçlarımı da ıslatmış ve sanki duştan yeni çıkmış görüntüsü vermek için boynumu da ıslatmıştım.

Kapıyı tıklatırken elimi kalçama atarak hafifçe kalçamı yana doğru kaydırdım.

Çok geçmeden kapı açıldığında, Taehyung'un gözleri yüzümden saparak gömleğin düğmelerini bağlamamam sebebiyle yarısına kadar açık olan göğsüme baktı.

Bakışları sonra aşağıya kaydı. Gömleğin açıkta bıraktığı bacaklarıma bakarken alt dudağını ısırarak gözlerini gözlerime tırmandırdı.

YOUNG WILD AND FREE • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin