Owsey - Thousands Of Summer Twilights🎶Gözlerim yavaş yavaş aralanırken ensemde ki yoğun ağrı ile yüzümü buruşturmuştum. Nerede olduğu bilmiyordum, telaşla yatakta toparlanıp etrafımı incelediğimde odanın tamamamı ahşap mobilyalarla doluydu.
Yatağın hemen yan tarafındaki duvarda iki tane yarım daire şeklinde camlar bulunuyordu ortadaki kapıda cok büyük ihtimalle balkona acılıyordu . Yataktan hızla kalkıp kapıyı acmaya calışmıştım ama kapı kitliydi neyin içine düşmüştüm , neredeydim ve en önemlisi kimin elindeydim bilmiyordum.
Kapıya deli gibi vurup bağırıyordum . Sesim okada gür cıkmıştıki boğazımda hafif bi ağrı hissetmiştim
" Açın kapıyı allahın belaları cıkarın beni burdan bu yaptığınız suç alooo açın kapıyıııı " diyerek kapıyı yumrukluyordum.Yavaş yavş dolan gözlerimle eş zamanlı olarak boğazımda oluşan yumru nefes almamamı zorlaştırıyordu. Bağırıp çağırışlarım bir işe yaramayaçağını anladığımda ağlamaya başlamıştım. Şuan burda olmaktan deli gibi korkuyordum .
Vucudumun titreyişleri hıçkırıklarımla karışıyordu, buradan biran önce kurtulmam gerekiyordu. Nasıl başarırım bilmiyorum ama vakit kaybetmeden birşeyler yapmak zorundaydım. Soğuk kanlı katilin elinde oluşum her gecen dakika ölüme biraz daha yaklaşmam demekti.
En son emrahla odama çıkarken saat gece yarısına çok az vardı ve şimdi günün ilk saatlerindeydik. Ailem yokluğumu çoktan farketmiş olmalarını umuyorum. En azından çağla herkesi ayağa kaldırmıştır diye düşünüyordum. Umarım yanılmıyorumdur.
Bulunduğum odanın önünde araba durdunda hızla göz yaşlarımı silip balkon kapısını aralamıştım kimin geldiğini görmek istiyordum kafamı uzattığım zaman o adamı görmem bir olmuştu. Biraz önceki bağrışlarımı evde olmadığı için duymamıştı. Ufak sesizliğiin ardından konuşmuştu
"Emre gel koçum buraya "
sesindeki otoriterlik irkilmeme neden oluyordu emre yanına geldiğinde konuşmasına devam etti
" Emre evin etrafınd etten duvar örün ama asla görünmeyi. Bir güvenlik sıkıntısı olursa senden bilirim haberin olsun. Ayrıca o iti buldunmu " demişti.Ardından emre hiç beklemeden cevap verdi "evet abi şuanda depoda tutuyoruz senin yarın gelmeni bekliyorum " demişti emre denilen adam bir süre sonra ikiside gözden kaybolduğunda buraya geldiği anlamıştım bir süre ne yapacağım diye düşünürken yatağın yanındaki şişe çekmişti dikkatimi.
Şişeyi kafasına geçirip kaçabileceğimi düşünmüştüm. Şarap şişesine benzemesi işime geliyordu odanın önünde ayak sesleri geldiğinde kapının yanındaki kirişe saklanmıştım. içeri girdiği anda kafasına vurup kaçacaktım.
Bir süre sessizlikten sonra kapının kilit sesi duyuldu heycanım ve korkum bedenimde doruklara ulaşırken kapıyı açtığında kafasına şişeyi geçirmek için atılmıştım taki şişeyi tuttuğum bileğimi, cevik bir hareketle kavrayıp dönderdiğinde azımdan açı dolu cığlık kaçmıştı.
Şuan bir katille duvar arasında sıkışmıştım. Elimdeki şişeyi alıp kenara fırlattığında şişesinin kırılma sesini duymuştum. Diğer kolumuda tutup arkamda birleştirdiğinde yüzümü duvara yaslamış çırpınıyorum.
Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Bedenimi kendi ile duvar arasında hiç mesafe kalmayacak kadar sıkıştırdığında kulağıma eğilip konuşmaya başladı.
" Hayallerini yıktığım için üzgünüm ama bidaha ki sefere biraz daha hızlı olursan belki başarabilirsin " sesi alay doluydu.
Arkamda tüm bedenini hissede bileceğim kadar yakındık ve bu yakınlık benim midemi bulandırıyordu.
Çırpınmaya başaladığımda aynı zamanda konuşmaya başlamışdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF 'Sehv'
Teen Fictionİşlenmiş sayısız günahın gölgesinde büyüyen hayatların bedeliydi Araf. O, aslında vicdanlarımızın susup kaldığı kanlı cennet vadilerinin ta kendisiydi. Belirsiz yanılgıların esaretiyle bezenmiş ruhların esrarengiz ölümleriydi. O, şeytanın ininde yok...