6. Bölüm : '' Dehliz ''

106 35 2
                                    

❄️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

Anne rahminden ayrıldığımız ilk an dünyanın acı dolu günlerine gözlerimizi açarız. Bir bebeğin ilk hayata tutununması küçüçük soluk borularından geçen oksijenin acıyla çiğerlerine yayılmasıyla başlar. Acı tüm bedenine yayılır. Feryatı hastane duvarlarına satır satır yayılırken doğduğu ilk andan itibaren verdiği hayat mücadelesiyle başlar hayatı.

Büyüyorum ve büyüdüğüm her an hayatımın belirli noktalarında vereceğim zaferler için yıllarımı feda edip tırnaklarımla kazı kazıya o zaferlere yaklaşıyorum. Her zaferin sonunda duyduğum büyük haz beni yılmadan savaşma dürtüsüne sürüklüyor. Sonunda verilen kayıplardan ziyade uğruna savaştığım şeylerin koca bir hayel kırıklığından ibaret olması yerle bir ediyor insanı.

Ölüm sessizliği baş gösterdiği bu gece de sonumuzu kendi ellerimizle yazmaya hazırlanıyorduk. Bulutlar karanlığı iyice yer yüzüne hapsediyor gibiydi. Tüm karanlık ruhların yer yüzünde ortaya çıktığı bu gece kıyametin göstergesiydi.

Başımı cevirip yola doğru baktığımda sisin tüm alanı kapladığını daha net görebiliyordum. Ağlamam durmuş, duygularım çekilmişti. Boş gözlerle ıssız sokakta gözlerimi gezdiriyordum. Bizden başka kimsenin olmadığı bu patika yolda yağmurun sesi denizin dalgalgalarıyla karışıyordu. Eve yönelip yürümeye başlamıştım. Barlas umrumda bile değildi. Şuan tek ihtiyacım olan sesizliğin hakim olduğu bir odada kendimi aramaktı.

" Ne yapıyorsun?" sesindeki bezginliğe karşılık olduğum yerde durmuştum. İçimdeki fırtınalara gök yüzünün ayak uydurmuş olmasına karşılık yüzümü yukarıya doğru kaldırıp derin nefes vermiştim. Yorgun gözlerimle beraber ona doğru yavaşca dönmüştüm.

" Eve gidiyorum "

Adımlarım sokakta yankılanıyordu. Kafamın içindeki sesler iyice artarken evin kapısından içeriye girmiştim bile büyük alandaki tüm yüzler korku dolu bir ifadeyle bize doğru dönmüştüler.

" Alev iyimisin" tedirginlik konuşan alptuğun gözleri önce bana sonrada arkama kaydığında Barlasın da eve girdiğini anlamıştım. Kafamdaki sesleri susturamazken şuan kimsenin ne sesini duymaya nede yüzünü görmeye tahammül edemiyordum.

Koşar adımlarla merdivenlere yönelip odama doğru ilerliyordum.
Kapının koluna uzandığımda hiç beklemeden içeri girmiştim. Odadaki karanlığa inat şekilde yanan bahce ışıkları karanlık odanın içine sızıyordu.
Gözlerim yeniden dolmuştu.

Üstümdeki sweatshirtü çıkarıp odanın kenarına fırlatmıştım. Savaşların bir taraf için her zaman yenilgiyi getireceğini bilmem verdiğim yenilgilerin canımı yakmasını önlemişti. Ama bu yenilginin ailem tarafından olduğu gerçeği kaldıramıyordum.
Gözlerindeki yaşlar ardı ardına yanaklarımdan süzülürken çoçukluğum karanlık odanın içinde çanlanmıştı sanki.

ARAF 'Sehv'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin