7. Bölüm : " KAYIP "

104 31 3
                                    

Her hafta pazar günü 20.00 da  bu satırlarda buluşalım.  ⏳🕯️

                                  ❄️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                  ❄️

Gecenin ahles vaktindeydik. Gökyüzünün sıkıca tuttuğu karanlık usulca dağılmaya başlamıştı. Saatler birbirini takip etmesiyle yeni güne adım atıyorduk. Kar taneleri kararmış şehri beyaza boyuyordu. Asfalt yol gözlerim önünde kayıyor kartaneleriyle bütünleşiyordu.

Birkaç saat önce bulunduğumuz mekandan hiç konuşmadan çıkmıştık.
Şimdi ise 3 saattir yolda olmamıza rağmen hala kaldığımız evin istikametine girmemiştik.

Barlas sert yüz ifadesini hiç bozmamış yola bakıyordu.

Aklın baş gösterdiği bu savaşta kalbimin verdiği acı tüm cevreye yayılıyordu.

Yıllarca Anılın katilini aramak için bir çok şeyden vazgeçmiştim. Her gece o kişiyi bulduğumda nasıl hesap soracağımı düşünerek uykunun kollarına teslim olmuştum. Şimdi ise karşımda tüm benliğiyle varlıma karşıt tüm heybetiyle duruyordu. Elim kolum bağlı hayatlarımızda bizden akdıklarıyla varoluşunu izliyordum. Ellerimden bir bir aldığı şeyleri toplasak onun hayatından kopan değerlerin yarısı bile etmiyordu. Ölümün bizde bıraktığı iz hiçbir zaman geçmiyordu yıllandıkça daha da  büyüyordu.

Yani yıla sadece birkaç gün kalmıştı. Bir seneye daha sensiz başlağım. Şimdi açın diğerlerinden farklı olarak ihanetle bezenmiş bir durumda. İnsan oğlu her ne olursa olsun kalplerimizdeki iz bırakan güzellikleri hangi durumda olursa olsun unutamıyor. Evet bende unutamıyorum. Bir çok ihanetin içinde olsam da bir tarafın ailem bir tafın ise kalbimin derinliklerinde sakladığım saf sevgiydi. Babamın günahlarına bulaşmış olması o uğurda ölmesinin gerekçesi değildi.

Bana anlatsaydın farklı bir sonumuz olurmuydu bilmiyorum deniz gözlü çocuk. Artık birbirimizden çok uzağız eskiden aramızda sadece kalp mesafesi varken şimdi vicdanlarımızdan oluşan büyük engebeli dağlar var. Saatler, günler aylar ve yıllar geçti üstümüzden. Sevgimiz, üzerindeki kalın toz tabakasıyla beraber karanlık boşlukta süzülüyor. Zihinlerimizde kaybolmaman için çok uğraşmıştım fakat şimdi yürüdüğüm bu yolda kendimi bile hatırlayamıyorum. Seni ilk gün ki gibi sevemiyorum yada sevgimin bunca şeye rağmen azalmamasını kabullenemiyorum. Tek bildiğim şey hala kilometrelerce uzaktan buram buram sen koktuğum.

Kalbim sıkışıyor düşüncelerimle gözlerim doluyordu. Etrafıma baktığımda dağın eteğindeydik.
Sesiz gecen saatlerin ardından konuşmuştum.

" Neden geldik buraya?."
Sesim ruhsuz çıkarken yüzündeki ifade bir an olsun değişmemişti.

Kontağı kapattıp arabanın kapısını açmıştı. Vakit kaybetmeden bende arabadan inmiştim. Karın getirdiği soğukluk vücudumda yayılmaya başlamıştı. Sessizliğin ortasında kendini belli eden tek şey ayaklarımızın altında ezilen karın sesiydi.

ARAF 'Sehv'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin