5. BÖLÜM : "Yüzleşme"

130 34 3
                                    

Yeni kapağımı ❄️🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni kapağımı ❄️🔥

___________________________________________

Dört elementin anlamını bilir misiniz ?

Elementlerin her biri bir olguyu temsil eder.

ATEŞ.

HAVA.

SU.

TOPRAK.

Bu elementlerin yer yüzünü oluşturduğu gibi yönetip ve düzenlediğine inanılır.

İnsan hayatının en önemli temel taşlarını oluşturur. Hayatlarımızın en can alıcı noktalarında çoğu şeyi bu olgulara göre yönlendiririz , galibiyetlerimizin belkide kırmızı cizgisi bile olabilir.

Tek başımıza varolduğumuz dünya evreninde çok önceden yazılmış kaderimin yalnızlığa terk edilmiş olduğunu bilemezdim. Biz bu yalnızlığın dört elementleriydik ve bir gerçek uğruna bir aradaydık.
Ne demiş empedokles ;

" Gerçeği de hak etmek gerekir, öyle değil mi? "

Küçük bir çoçukken aslında ne şanslıymışız. Anneme sürekli büyüyüp onun gibi olmak istediğimi söylerdim.
Meğer büyümek bir çok yük ile bizi hiç durmadan takip edermiş. Önce o yükleri sırtlanmaya çalışır sonra ağır geldiği için yere çakılırız. Düştüğümüz yerden kalktığımız ilk an çoçukluktan tamamen sıyrılmış şekilde dünya yükü sırtlanıp yola devam ederiz.

Yolun sonuna gelene kadar bir çok secenek çıkar karşımıza bazen bunların en kötü ihtimalinin aslında en iyi secenek olduğunu göremez insan oğlu.

Her her yenilgi ardından umudu da sürükleyerek getirir.

Ciğerlerimin üstündeki ağırlık gittikçe artıyordu. Gözlerimi açtığımda denizin alaca karanlığından sızan ışığı algılamaya çalışıyordum. Ciğerlerimde kalan son nefeside sonsuz karanlığa bırakmıştım. Bilincim daha da derinleşirken denizin dibine doğru çekiliyordum.

Kulağıma dolan tanıdık ses ile gözlerimi açtım anıl tam karşımda duruyordu.

Bizim evin bahçesindeydik. Kumdan kaleler yapıp yıkılmayacak hayeller kurduğumuz anda.

Sağımdan gelen sesle o yöne doğru dönmüştüm. Annem. Başımı dizinin üstüne koymuş anılla tatilimizin ne kadar güzel geçtiğini anlatıyor kahkahalara boğuluyorduk. Gözlerim dolarken hüzünlü bir gülümseme belirtmişti dudaklarımda.

"Alevimmm" Babaamm.

Ona doğru döndüğümde onlu yaşlarımdaydım. Odamı boyuyorduk küçük bir çoçuğun gözlerindeki baba figürünün verdiği mutluluk dünyaları vadediyordu. Babamın yüzü değişirken korkuyla Anıla doğru döndüğümde yüzündeki hayel kırıklığı kalbime okunuyordu.

ARAF 'Sehv'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin