Sizler için TANITIM videosu yaptım. Hikayemin tüm ayrıntıları bu video içeriğindedir. İzlemeden geçmeyin lütfen...
***
Sadece bu bölüm uzun, diğer bölümler bu kadar uzun olmayacaktır. Hikayeyi daha iyi anlayabilmeniz için birinci bölüm uzundur. Ancak okuduğunuzdan asla pişman olmayacaksınız.
Hikayemin karakteri erkektir.
Her bölümde koyacağım müzikleri dinleyin lütfen.
Şarkı: Imagine Dragons- Monster
İyi Okumalar :)
***
***
-Canavarların dünyasına giriş yaptınız.
Dikkat. Çıkış. Yoktur-
***
Dört köşeli ringde rakibimden kaçarken bir yandan da vurmak için fırsat kolluyordum. Hızlı hareketlerle yumruklarından kaçtım ve bir yandan da bulduğum fırsatı değerlendirmek amacıyla dirseğimi kırıp aparkat için hamle yaptım. Burnuna özenle attığım yumruk sayesinde geriye doğru yalpaladı. Ringin içinde dans hareketleri yapıp sevincimi kutluyordum çünkü rakibim gülle gibi yere düşmüştü.
Hakemin saymasını bitirmeden yerden kalkmasıyla gözlerimi devirdim. Uzun ve bana göre daha kaslı olan rakibim ayağa kalktığında "Bittin sen oğlum!" eşliğinde üstüme atıldı, attığı yumrukla başım geriye düştü. Diziyle attığı bir başka yumrukta karnıma geldi. İki büklüm yeri boyladığımda nefes almak için acıyla kıvranıyordum. Benden uzaklaşmadan önce ayağıyla attığı bir başka tekmeyle kalkmak için tüm benliğimle verdiğim çabam boşa gidip, tekrar yeri boyladım.
Hakem saymaya başladığında nefessizlikten öksürüyordum, çok fazla karnıma darbe almıştım. Ellerim üzerine kalktığımda nefes almak için büyük çaba harcıyordum. Duyduğum "8" sayısıyla tüm gücümü kullanarak ayağa kalktım. Gözlerimin içinden geçen beneklerle kararan görüşüm iyileştiğinde gözümün önüne gelen rakibimden kazandığım ölümcül bakışlarla gülümsedim. Çok seviyordum bu öküzü. Elimle gel işareti yaptıktan sonra yüzümü korumak için yumruklarımı havaya kaldırdım. Sağ kroşesinden kaçarken aniden gelen sol kroşeyle iplere doğru uçtum.
"Siktir!" acıyla kanayan dudağımı elimle yokladıktan sonra yere tükürdüm. Tekrar atak yapan rakibimle yana kaçıp, sol dizinin arkasına ayağımı geçirdim. Yere diz çökmesiyle çevresinde dolanıp, iki elimle başını tutup burnuna dizimi geçirdim. Geriye doğru düştüğünde hakem saymaya başlamıştı. İlk saniyeler kendine gelemedi, ortalara doğru yerden kalkmak için kıvrandı ama son saniyeye gelindiğinde kalktığı yere geri düşmüştü.
Ben kazanmıştım.
"Kazanan Gece evi kickboks antrenörü Dominic oldu." öğrencilerimin alkışları beni gururlandırırken yerde yatmaya devam eden patronumun yanına gittim. Elimi uzattığımda tuttu, kalkmasına yardımcı olurken omzuna dostça vurdum. O da aynısını yaparken güldük. "Fena geçirdin, piç." diye sitem ettiğimde elimi dudağıma götürdüm. Sebastian'ın tek kaşı havalanırken "Diyene bak, burnumu hissetmiyorum, it." diye o da sitem etmişti. Sebastian, kısa kesimli kahverengi saçlarının arasından elini geçirdi. Terleri eliyle sildikten sonra tişörtüne sildi. Bu hareketle midem bulanırken bana bakıp kahverengi gözlerini devirdi. Aynı benim gibi köşeli yüz hatlarına sahipti ve bu yüzden ifadelerimiz sert duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ BEKÇİ
Fantasy**TANITIM VİDEOSU VARDIR.** Binlerce yıldır, nesilden nesile aileye geçen bir lanet. İki dünya arasındaki kapının koruyucusu olmaya zorlanan bir Bekçi. İki dünyayı birbirinden ayıran perdeyi korumak zor olamazdı değil mi? Tabii yaklaşan bir savaş ol...