BÖLÜM 2

188 60 252
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Şarkıyı dinleyin lütfen. Müzik görsel şeklindedir. İyi dinlemeler.

Şarkı: Ruelle- Madness

***


Tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum. Kulaklarım çınlıyordu ve midemin acıyla kasılması yüzünden tüm bedenimin kasıldığını hissediyordum. Vücudumun bulunduğu yerden yükselip, titremesiyle uyandığımda yine mide bulantısıyla kustum. Sürekli kusmaktan boğazım acıyordu ve bundan nefret etmiştim. Gözümün içine giren ışıkla kafamı ışıktan kaçırdım. "Duyuyor musunuz?" diyen kadın sesiyle acıyla inleyerek başımı salladım. Gözlerime tekrar giren ışıkla, "Çekin şunu!" diye bağırdım. Sesim arka fonda çalan cızırtılı radyo gibi çıkmıştı. O kadar çok canım yanıyordu ki tükenmiştim. Sadece bedenim yanıp titriyordu. Sağ koluma baktığımda isin gittiğini ve siyahlığın yok olduğunu gördüm. Onun yerine boydan boya ağacın damarlarına benzer şimşeğin izleri vardı ve omzumdan işaret parmağıma kadar uzanıyordu. Dövme gibi duruyordu ve siyah renkteydi. Yaptırmak istesem güzel dövme olurdu ama ben iğnelerden korkardım.

"Bu da ne böyle?" fısıltım sadece benim kulaklarıma ulaştı. Tedirginliğin ve korkunun tüm bedenime yayıldığını hissediyordum. Yutkunduğum zaman bir an nefes alamamıştım.

"Hey?" kafa karışıklığıyla sesin geldiği yöne doğru başımı çevirdim.

Netleşen görüşümle sarı saçlı, orta yaşlarında görünen kadın bir doktor bana tuhaf gözlerle bakıyordu. Sanki deliymişim gibi bakıyordu, ve haklıydı. Kesinlikle aklımı kaçırıyordum. Tekrar kusma isteğiyle midem bulandığında kendimi tutmadım. Hemen yatağın kenarına benim için koymuş oldukları kovaya kustum. Kovayı buraya bıraktıklarına göre uykumda bile kusmuş olmalıydım. Terli ıslak saçlarımla bitkinlikle kafamı tekrar yastığa koyduğumda kadın "Size ne oldu böyle?" diye sordu.

"Yıldırım çarptı." kendimde inanamaz bir sesle soludum. Hem de tam yedi kez yıldırım çarptı dersem ne yapardı acaba? Deliliğime yine güldüğümde sesim tribünlerde uzun süre bağıran biri gibi çıkmıştı. "Sizi nasıl yıldırım çarpıp hayatta kalmışsınız anlayamadım. Vücudunuzda hiçbir ciddi zarar yok ama buraya geldiğinizde her yeriniz kanlar içindeydi ve sürekli istifra ediyordunuz." dedi. "Zarar yok mu?" diye tek kaşımı havaya kaldırıp, fısıltıyla sorduğumda kolumu gösterdim. "Bu ne o zaman, bu dövmeye benzer şey yüzünden tam yedi kez çarpıldım ben." sinirimden dolayı çarpılmış bir yüzle onu sorguladığımda bana bir deliyi anlamayan gözlerle baktı. Deli olduğumu düşünüyor olmalıydı. "Biliyor musunuz, her neyse sikimde değil. Beni buraya getiren kadınla konuşmak istiyorum." dedim sabırsız bir şekilde. Şu Vampir midir canavar mıdır nedir onunla konuşmam gerekiyordu. Önce gerçek mi diye dişlerine bakacaktım.

Neden mi bu kadar sakindim, fırtına öncesi sessizlikti bu ve ayrıca deli bir babayla yaşamış ve silahlarla birlikte büyümüştüm. Hayatım boyunca hatırlamadığım kadar sorunlarla da uğraşmıştım. Sonunda ise yıldırımla başa çıkmış ve belamı da bulmuştum. Sırf biri vampir, biri kurt diye gerçeği öğrenme zamanımı boşa harcayamazdım çünkü bana neler olduğunu biliyor gibiydi. Kolumdaki dövmeyi fark edip, bana 'Avcı' demişti. Ayrıca koca dünyada yalnız yaşamadığımız hakkında sürekli babamdan bir şeyler duyardım. Babamda biliyor olmalıydı ve ben bunca zamandır gerçek olmadığını düşündüm. Ona deli dedim. Bana neler olduğunu da biliyordur ama içimden bir ses söylemez diye düşünüyordu. Emin değilim?

LANETLİ BEKÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin