project sekai oneshots

🎈🤖(ruinene) - crime partners

"kıçını kaldır, gidiyoruz."
nene, çantasını toplarken masada uyuyakalmış olan rui'nin kafasına bir su şişesi fırlatıp uyandırıyor. rui, hep filmlerde gösterilenler gibi, tıpkı bir prenses gibi gerilip esneyerek uyanıyor.
"günaydın, baya naziksin."
"evet, çabuk ol."
nene hızlıca toparlandıktan sonra arkasına bakmadan dışarı çıkıp arabaya biniyor ve rui'nin gelmesi için bekliyor.

sonrasında rui geliyor ve nene şoför koltuğundayken o şoför koltuğunun yanına oturuyor.
"keşke size hizmet etmeme izin verseydiniz, madam."
"kapa çeneni."
rui iç çekip somurtuyor ve nene görev verilen yere doğru arabayı sürüyor.

konuma ulaştıktan sonra nene arabayı fark edilmeyecek, kuytu köşe bir yere park ediyor.
"geldik, bundan sonra dikkatli ve tetikte ol."
rui "tamam" anlamında başını sallıyor. ikisi de arabadan iniyorlar ve ellerindeki silahlarıyla yavaş yavaş ilerliyorlar.

"rui, yukarıda."
rui hızlıca yukardan onlara nişan almış adama bir mermi sıkıyor ve tam isabet. bunun olmasıyla birlikte içerdeki geriye kalan adamlar hücum etmeye başlıyor ve devreye nene kılıcıyla birlikte giriyor. rui biraz daha uzaklara gidip yukarda birisi olmadığına emin olana kadar onlarla ilgileniyor ve daha sonrasında hâlâ savaşmakta olan nene'ye yardım etmek için gidiyor.

rui uzaktan yardım etmekte daha iyi olduğu için nene'nin yanındayken biraz dikkati dağılabiliyordu ama nene onun bir hasar almaması için elinden geleni yapıyordu. ayrıca rui arada nene'nin ona ettiği küfürleri duyabiliyordu.
"dikkatli olsana salak!"
nene eğer birkaç saniye daha gecikirse muhtemelen rui buradan 15 parçaya bölünerek çıkardı. bu yüzden işi hem onu korumak hem de önündekilerle uğraşmak olduğu için çok daha zordu.
"beceriksiz adam!"

bütün adamları hallettiklerini düşündüklerinde ikisi de derin (muhtemelen nene daha derin) bir nefes aldı. her yer kan göletleriyle doluydu ve tabii kıyafetleri de kan içindeydi.
"bir daha bana yardım etmeye çalışma, daha çok batırıyorsun."
"üzgünüm leydim, o kadar kötü müydü?"
nene hafiften kızarıyor.
"bana böyle seslenme."
"peki leydim."
"bir gün seni öldüreceğim."
"peki leydim."
bu şekilde atışarak arabayı park ettikleri yere geri gidiyorlar.

fakat beklenmedik bir şey oldu. yukarda onlara nişan alan adamlardan biri rui'den aldığı hasarla hâlâ ölmemişti. adam yaralı hâliyle tekrar nişan aldı. nene silah sesini duyduğu gibi rui'nin üzerine atladı ve ikisi de yere düştü.

rui hızlıca arkasını dönüp adama bir çift mermi daha sıktı ve adamı öldürdü. ne yazık ki rui, nene'ye döndüğünde adamın sıktığı merminin nene'ye vurduğunu gördü. ağzından bir küfür çıkardıktan sonra nene'yi kucaklayıp arabaya doğru hızlıca koştu.

acıdan kıvranan nene'yi arka koltuğa yatırdı ve hemen kendisi şoför koltuğuna geçip hızlı bir şekilde arabayı sürmeye başladı.
"bu kadar hızlı olursan sen de tahtalı köyü boylayacaksın..."
"umrumda değil."
rui şu an nene'nin ağladığına yemin edebilirdi ama arkasına bakıp nene'yi kontrol ettiği gibi arabayı bir yerlere çarpardı.

"rui... eğer öleceksem sana ölmeden önce söylemek istediğim bir şey var."
"kapa çeneni, ölmeyeceksin!"
"tanrım... bir kez bile beni dinleyemez misin?!"
"peki leydim..."
"rui, seni seviyorum."
rui bunu duyduğu gibi ağlayabilirdi ama soğukkanlılığını koruması gerekiyordu.
"ben de seni seviyorum, nene."
"sonunda bana ismimle seslendin..."
nene son sözlerini söyleyip gözlerini sonsuzluğa kapattı, her şey için artık çok geçti.

"HAYIIIIIIRRRRRRRRR!!!!!!!!!!!"
rui çığlık atınca nene oyun konsolunu rui'nin kafasına fırlattı.
"ne bağırıyorsun be?"
"ŞİMDİ ÖLEMEZSİN!!! BUNDAN SONRA EVLENİP ÇOCUKLARIMIZ VE ÜÇ KEDİMİZ OLACAKTI!!!"
nene, rui'nin yüzüne avel avel bakıyor.
"ne kadar dramatiksin..."
"BENİM YÜZÜMDEN ÖLMENİN PİŞMANLIĞYLA NASIL HAYATIMA DEVAM EDECEĞİM???"
"bu sadece bir oyun, ne yapacağım ben seninle?"

MERHABA bu aslında vjnter ile yaptığımız bir rpydi ama ben ultra uykulu olduğum için dünyanın en saçma şeylerini yazdım (uykum varken sarhoş gibi oluyorum o yüzden rpyi hatırlamıyorum bile) ve ona öldün çık diyip uyumaya gitmiştim.
literal ruinene 🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈