💧❄️(shizumafu) - forced marriage

96 6 27
                                    


!! - ftm(trans) mafuyu, şiddet, kan tecavüz, misgendering ve bazı tetikleyebilecek, rahatsız edecek başka içerikler.

boğucu atmosfer, büyük kıyafetler için çok küçük olan ve neredeyse iki adımlık iç daraltıcı gelin odası. mafuyu buraya en son yakın akrabalarından birinin evliliğinde girdiğini hatırlıyordu. muhtemelen o zamanlar en fazla 8 yaşındaydı. küçük odanın bir sürü insanla dolu olduğunu hatırlıyordu ama bu seferki eskiden hatırladığından farklıydı. küçük odada tek başına kirli aynaya bakıyordu. oda önceki gelinlerden ve misafirlerden kalma yoğun bir parfüm kokusuyla dolu.

mafuyu o zaman gördüğü gelinin giydiği tüllü büyük elbiseyi çok güzel bulmuştu. bir gün o da o gelin kadar güzel olacaktı ve o elbiseyi giyinip o kadar güzel olduğunda dünyanın en mutlu insanı olacaktı.

mafuyu bu sefer tüllü büyük elbiseyi kendisi giyinmişti. aynaya baktığında çok ilgi çekici görünüyordu. 8 yaşında olsaydı muhtemelen şu an mutluluktan çığlık atıyor olurdu ama şu an yapabildiği tek şey basitçe yapılmış makyajını akıtmamak için göz yaşlarını tutmaya çalışmaktı. gerçi artık ağlayabilir miydi? o kadar çok ağladı ki göz yaşlarının tekrar ağlamaya yeterli olduğundan bile emin değil, ya göz yaşları tükendiyse? başı feci derecede ağrıyordu. küçük boğuk oda ve sıkan tüllü elbisesi nefes almasını zorlaştırıyordu. yine de mafuyu annesini seviyor, onun istediği her şeyi yapacaktı. her zaman onun istediği gibi "iyi kız" olmak için elinden gelen her şeyi yapardı.

mafuyu aynaya baktıkça kendinden iğreniyordu. saçları uzamıştı, sırf bugün topuz yapabilmek içindi. sıkı elbisenin içinde göğüsleri belirgin duruyordu. görünmek istediği şekil asla böyle değildi. annesi için her şeyden vazgeçmişti, buna kendi benliği ve kendi bedeni de dahildi ama en çok bir daha göremeyeceği sevgilisi dahildi.

ona en son bir daha görüşmemeleri gerektiğini açıklayan bir mesaj atmıştı, sevgilisi zaten mafuyu'nun evlendirileceğini biliyordu ve onu kurtarmak için bir şey yapamadı. en azından düğününe gelmek istediğini söyledi ama mafuyu buna ağır bir şekilde karşı çıktı. ona kendisini unutması gerektiğini söyledi ve bu düğünü her şeyiyle kabul etti. artık bir kaçışı yoktu ve daha 18 yaşına yeni girmişken iğrenç bir hayatın içine atılacaktı. her zaman belli değil miydi bu?

gelin odasının kapısı açıldı. yaşlı adam ona artık gülümsemesi ve salona gitmeleri gerektiğini söyledi. mafuyu kendisini toparlayıp her zaman takındığı gülümseyi tekrar yapıp cenazesine gitmek için yaşlı adamın koluna girdi. garip bir şekilde, mafuyu artık eskisi kadar ondan iğrenmiyordu belki de. bu hayata alışırsa belki her şey daha iyi hâle gelirdi. itiraz etmek yerine susmak her zaman daha iyidir.

düğün salonunun kapısı açıldı, mafuyu yanındaki yaşlı adamla birlikte gürültülü salona girdi. her düğünde yapıldığı gibi ilk önce çift dansı yapıldı. mafuyu belki o adamı sevgilisi yerine koysaydı buna katlanabilirdi. kafasındaki her şeyi bir hayal ürününe çevirmeye karar verdi, artık hayatta değil hayallerinde yaşayacaktı. adamın elinden tutuyordu ve büyük salonun içerisinde dönüyordu. herkes mutluydu, bugün mafuyu'nun ölüm günü.

gece boyunca herkes dans etti, mafuyu nefret ettiği akrabalarının yüzüne gülümseyerek bakıyordu. akrabaları onu alkışlıyordu, bazıları ise ölüm gününde onu yalnız bırakmamak için dansa katılıyordu. herkes çok mutlu, bugün mafuyu'nun ölüm günü.

gecenin sonunda mafuyu'nun bedeni takılarla dolmuş hâldeydi. korktuğu kısıma yaklaşıyordu ama karşısındaki sevgilisi olsaydı bunun için heyecanlanırdı. düğün bittiğinde konukları gülümseyerek selamladılar.
düğün arabasına tekrar bindi ve yaşlı adamla ömrünün sonuna kadar yaşayacağı küçük evlerine gitmeye koyuldular. herkes çok mutlu, bugün mafuyu'nun ölüm günü; bu fiili bir ölüm değil.

eve vardılar, annesi ona görüşürüz dedi ve mafuyu ilk defa annesini özlediğini fark etti. yaşlı adamla yaşamak yerine ömrünün sonuna kadar manyak annesiyle yaşamayı tercih ederdi. annesini ne kadar seviyorsa tanımadığı yaşlı adamı da o kadar sevecekti artık.

herkes gittiğinde ve mafuyu hayatında ilk kez yapayalnız kaldığında mafuyu yeni evinin kapısından içeri girdi. ilk gideceği yer oturma odası, mutfak veya lavabo değildi. ne olması gerekiyorsa, direkt olarak yatak odasına gidecekti. yaşlı adam ona birazdan geleceğini söyledi ve mafuyu yatak odasına gitti. hiçbir şeye artık müdahale edilemeyecekken son bir kez telefonuna bakmaya karar verdi.

shizuku: bana ne kadar gitmem gerektiğini söylediğini biliyorum ama nerede olduğunu biliyorum mafuyu. sen kendini ne kadar buna hazırlamış ve kabullenmiş olsan bile buna izin veremem. dışarıda bekliyorum, bu gece o ihtiyar horul horul uyuyacaktır. çıkıp gel, seni asla tekrar bulamayacakları bir yere götüreceğim.

mafuyu mesaja cevap vermedi, her şeyi görmezden geldi. shizuku gidecekti ve bir daha mafuyu'yu tanımayacaktı. mafuyu kendisine böyle söylüyordu.

yaşlı adam yatak odasına girdi. pis kokuyordu, mafuyu'ya yaklaştı. mafuyu gülümsüyordu. "kadınlık" denilen şey her neyse bugün onu yerine getirecekti, kendisini zaten ne kadar iğrenirse iğrensin bir kadın olduğuna inandırmıştı. adam mafuyu'nun boynunu öpmeye başladı, muhtemelen ağzı da kokuyordu. mafuyu'nun beynine kan sıçradı, o kadar rahatsız ediciydi ki. adam ellerini mafuyu'nun göğüslerine götürdüğünde mafuyu aklını yitirdi. çoktan cenazesi kalktı.

adam ona dokunmaya devam ederken mafuyu adamın kolunu sıkıca tuttu, gülümsemiyor ve eskiden herkesin korktuğu şekilde ona bakıyordu. adam bunu umursamayınca mafuyu dayanamaz hâle geldi.

mesajı gördükten sonra içine doğan umut yüzünden elbisesinin arkasında sakladığı küçük bıçağı adamın karnına sapladı. adam acıdan geri çekildi ve küfürler yağdırmaya başladı. adam geriye doğru yürüdükçe mafuyu adamın üstüne yürüdü. bıçağı bir kez daha sapladı, artık adam dayanamayıp yere düştü. mafuyu'ya yetmedi, bir kez daha sapladı. bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha ve bir kez daha.

adam çoktan öldüyse bile umursamadı ve bıçağı saplamaya devam etti, onun bağırsaklarını deşecekti. bugün kendisinin cenazesi değil, onun hayatını mahvedenin cenazesini kaldıracaktı.

mafuyu kaç kere adama bıçak sapladı bilmiyordu. beyaz, tüllü ve büyük elbisesi kırmızı renge bürünmüştü. mafuyu aklını toplandığında ayağa kalktı ve yatak odasının kapısını açtı. üstünden kanlar damlıyordu, evin kapısına doğru gitti ve görünüşü umrunda olmadan kapıdan çıktı.

kapıdan çıktığı gibi karşısında sevgilisini gördü, shizuku onu kanlarla kaplı bir şekilde görünce çok korktu ama artık sorun yoktu. kanlar yerine gelinliğin içerisindeki mafuyu'nun güzelliğine odaklandı. sevgilisini çok geç olsa da kurtarabilmenin sevinciyle ona sımsıkı sarıldı. artık korkacak bir şey yoktu.

merhaba mental sağlığım yok evet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

merhaba mental sağlığım yok evet

project sekai oneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin