🎨🍑(enairi) - break up

112 9 18
                                    


!angst

-airi pov-
ena'yla her zaman buluştuğumuz kuytu köşe sayılacak yerdeyiz. yüzü biraz düşük görünüyordu, birkaç haftadır yoğun olduğundan (veya öyle olduğunu düşündüğümden) doğru düzgün konuşma fırsatı bulamamıştık. aslında onu gördüğüm anda sarılacaktım ama aramız biraz limoni olduğundan yapmaktan vazgeçtim, doğru düzgün konuşmamamızın nedenleri arasında bu da vardı.

ena bir sigara yaktı. ona içmemesini defalarca söylemiştim ama ena benim dışımda herkesin sözünü dinler.
"bunları söylemek istemiyorum ama..."
biliyordum, belliydi değil mi? başından beri biliyordum hatta, eninde sonunda bu gün gelecekti. ena normalde kızgın olduğum zamanlarda gelir kendini bir şekilde affettirirdi. bu sefer benimle uğraşmadı bile çünkü aptal triplerimle onu çok yordum.
"boşversene, uzun bir konuşma yapmayacağım. ayrılmak ikimiz için de en iyisi olacak."

yine de itiraz etmem gerekiyormuş gibi hissediyorum, ena'yı yıllardır tanıyorum. çabucak bırakabileceğim ve hayatıma onsuz devam edebileceğim birisi değil çünkü benimle konuşmadığı zamanlar bile kendimi yiyip bitiriyorum.
"ena... üzgünüm, fazla ileri gittim bu sefer değil mi? bu kadar uzattığım için özür dilerim. sanırım her şeyi fazla sorun yapıyorum... mizuki senin en yakın arkadaşın, boş yere kıskançlık yapmamam gerekiyordu. bu yüzden mi ayrılacağız? kendi aramızda düzeltebiliriz."
bunları söylerken ena'yla eskiden yaşadığımız şeyler gözümün önüne geliyor, benim için neler yapabileceği ve beni ne kadar sevdiği... istersem herkesten vazgeçeceğini söylediği zamanlar, şimdi ise bir arkadaşı yüzünden beni bırakmak üzere. sevgi gerçekten yalan, değil mi?

"mizuki benim arkadaşım değil."
"ne?"
"mizuki ve ben, dün birbirimizden hoşlandığımızı itiraf ettik."
"n-ne? ama... rui? mizuki'nin zaten sevgilisi yok muydu?"
"o artık rui'yi sevmiyor ve ben de artık seni sevmiyorum."
kalbim bin parçaya bölünmüş gibi hissettim.

pekâlâ... mizuki'yle aralarında bir şey olacağını biliyordum ama her zaman mizuki'nin rui'ye karşı olan sevgisine inandım, ena'nın bana karşı olan sevgisine inanmasam bile. zavallı rui, aynı benim gibi olacaktı...
beynim bunları kabul etmeyi reddediyor çünkü ena'yla birlikte olduğumuz zamanlar bana insanların nasıl çok sevdiği insanları aldattığını anlamadığını, sonsuza dek bana aşık olacağını ve beni asla bırakmayacağını söylerdi. benden nasıl bu kadar çabuk vazgeçebildiğini merak ediyorum, söylediği her şey yalan mıydı? pes etmem gerekiyordu, ena'yı nasıl mutlu olacaksa öyle bırakmalıydım ama ena'nın mutluluğu için kendimi bu şekilde feda edebilir miydim? ena benim için bunu yapmazdı, ena şu an sadece yoluna çıkmamamı ve hayatından defolup gitmemi istiyor... kendimi bir çöp parçası gibi hissediyorum.

"söylediklerin... beni asla bırakmayacağın ve sonsuza dek bana aşık olacağın... hepsi yalan mıydı ena? benimle birlikte kurduğun onca hayal, seninle birlikte geçirdiğimiz yüzlerce gün, gün boyunca bana yağdırdığın binlerce iltifat ve bunları yaparken başkasına mı aşıktın?"
"sana aşıktım ama artık sana karşı bir şey hissetmiyorum. kendimi hissetmek için çok zorladım ama kalbim her zaman mizuki'nin tarafında attı. biliyorum, bunların hepsi benim suçum ve sen hiçbir şey yapmadın. şu an haklısın ama buna karşı yapabileceğim bir şey yok, sadece ayrılmak istiyorum. uzatmayalım."

gözyaşlarımı tutamıyorum. sonuçta ena'yı tekrar görmeyeceğim değil mi? ağzıma geleni söylersem en fazla ne olabilir ki?
"mizuki... mizuki... her zaman o, değil mi? sana karşı sevgisi gerçek bile olmayan, seninle eğlendikten sonra seni terk edecek olan ve senin bunu gerçek sevgi sanıp onun arkasından üzüleceğin birisi olduğu için mi ona aşık oldun? gerçekten senin yanında sonsuza dek kalacaktım ena, sana olan sevgim bir gün bile değişmedi. her zaman seni bırakacağımdan korkuyordun ve ben bunu bir kere bile aklımdan geçirmemişken sen hep bunu düşünüyordun. sana sevgimi vermekten başka bir şey yapmadım ama şimdi sadece sana sevgi kırıntıları veren ve bu yüzden çekici gördüğün birisini bana tercih ediyorsun."
"neden sadece medeni bir şekilde ayrılamıyoruz?"
"çünkü istemiyorum, hiçbir zaman istemedim. beni öylece bırakıp sonrasında mutlu olmana katlanamayacağım. ben üzgün olduğumda üzgün olacağını söyledikten sonra ben üzgün olduğumda, sen beni hiç umursamadan, hiçbir şey olmamış ve hiç hayatına girmemişim gibi gülmeye devam etmene katlanamam. acı çekmeni istiyorum ena. şu an beni dinlemiyorsun ve söylediklerimin hiçbir anlamı yok ama en azından kalbini kırmak istiyorum. seni öylece mutlu olmaya bıraktığımda içim içimi yiyecek, günlerce hatta haftalarca bunu düşünüp deliye döneceğim. ah tabii, ben bunları yaparken sen o sırada yeni sevgilinle eğleniyor olacaksın ÇÜNKÜ SENİN HAYATINA HİÇBİR ZAMAN GİRMEDİM VE HİÇBİR ŞEY YAŞAMADIK."

ena ifadesizce karşımda hiç pişmanlık duymadan ve beni umursamadan, hatta yüzüme bile bakmadan dikiliyor.
"bitti mi?"
düşündüğüm gibi, beni dinlemedi bile. boşu boşuna kendimi yoruyorum ve sadece kendime üzülüyorum.
"bitti."

arkasına bile bakmadan gidiyor.

project sekai oneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin