Oy verip yorum yapmayı unutmayalımmm ♡
—
Zehra'dan
Eve geldiğimizde olan biten her şeyi Ebrar'a anlattım. ''Koruyucu Melek'' kısmını atlamış olabilirim belki. Atlamakta sonuna kadar haklı olduğumu iki saattir ürettiği komplo teorileri sayesinde kanıtlıyor.
''Ya Zehra sen saçma buluyorsun belki ama o kadar emin olma. Koskoca Hande Baladın'ın bu zamana kadar bir sevgilisi olmaması saçma değil mi sence de?''
Evet bu saçma teoriler işte. Neymiş Hande bana bir farklı bakıyormuş, beni koruması da benden hoşlanma ihtimalinden dolayıymış falan da filan. ''Ebrar'ım herkes hayatını sosyal medya üzerinden yaşamıyor. Belki gizli tutmak istiyordur. Bunlar normal şeyler.'' Sanki iğrenç bir şey söylemişim gibi yüzünü ekşitti. ''Hadi ama Zeze öyle bile olsa illa bir yerden bir şeyler çıkar ya da duyulur bu kadarı normal değil. Ya bir manyak bütün sevgililerini ilk buluşmadan sonra öldürüp cesetlerini yok ediyor ya da benim gibi eşcinsel. Bence ikinci seçenek daha mantıklı. Hem gözlemlerimde de kolay kolay yanılmam bilirsin.''
''Ebrar seni hayretle dinliyorum şu an farkındasın dimi. Kız sevgilisini paylaşmıyor diye ayak üstü katil bile olabileceğini dedin.'' Dediklerime omuz silkmekle yetindi. Akıllısı beni bulmaz ki. Ebrar telefonuna gelen bildirimle önce telefonuna sonra bana sonra tekrar telefonuna baktı. Her kim yazdıysa karşımdaki pembelinin sırıtmasını sağlamıştı. Sırıtmak demişken esas konumuzu unuttuk. ''Telefonunu bırak da şu Saliha mesel-'' cümlemi bölen kapı sesiyle duvardaki saate baktım. Akşamın 11'inde kimin ne işi var benimle. Bir şey de sipariş etmemiştik. ''Kapıya bakıp geliyorum sonra şu meseleyi konuşacağız bekle beni.'' Başıyla beni onaylayıp tekrar telefonuna dönünce kapıyı açmak için kalktım. Kim geldiyse alacaklı gibi vuruyordu kapıya.
''Eren?''
Kapı deliğinden gördüğüm kişi yerimde donmamı sağladı. Biraz fazla sesli söylemiş olacağım ki Ebrar salondan koşarak yanıma geldi. ''İçeride olduğunu biliyorum Zehra aç kapıyı da konuşalım. Sabah söyledim sana konuşmadan bitmeyecek bu mesele.'' Korkuyla Ebrar'a baktım. ''Zeze'm sen içeri geç şimdi ben kapıyı açıp yollayacağım tamam mı?'' Başımla onaylayıp geri salona döndüm. En fazla ne olabilirdi ki iki bağırır çağırır Ebrar da yaka paça tu-
''ZEHRA!''
Gözlerimi kapatıp arkamı dönmemle alnımda bir soğukluk hissettim. ''BENİM DÜŞÜNCELERİMİ NE ZAMAN UMURSAYACAKSIN SEN. İLLA BU DURUMA MI GELMEM LAZIMDI KONUŞMAMIZ İÇİN.'' Gözlerimi açtığımda anlımdaki silahın namlusunu göğsümün üzerine indirdi. Konuşamıyorum. Nefes alamıyorum. ''Eren saçmalıyorsun şu an bırak onu.'' ''KES SESİNİ. ZATEN BÜTÜN GAZI SİZ VERİYORSUNUZ BU KIZA BENİMLE İLGİLİ. SİZİN YÜZÜNÜZDEN SÜREKLİ KAVGA EDİYORUZ.''
''Eren.'' Kısık çıkan sesimi düzeltmeye çalıştım. ''Sakin ol lütfen tamam konuşacağız.'' ''BU SAATTEN SONRA NEYİN KONUŞMASINDAN BAHSEDİYORSUN SEN. DELİ ETTİN BENİ GÖRMÜYOR MUSUN? SENİN İÇİN NELER YAPTIM, NELERDEN VAZGEÇTİM BEN. BU KADAR KOLAY MI BENİ BIRAKIP GÖRMEZDEN GELMEK ZEHRA HANIM? CEVAP VER BANA!'' Titrememi durduramıyorum. ''Eren kendine gel böyle yaparak hiç bir şey kazanamazsın.''
''SANA KES SESİNİ DEDİM!'' Silahın namlusunu göğsümden çekmeden yüzüme yaklaştı. ''Ben seni çok sevmekten başka hiç bir şey yapmadım Zehra.'' İstemsizce gözlerimi kapadım. ''GÖZLERİME BAK. KAPAMA GÖZLERİNİ SON GÖRDÜĞÜN KİŞİ BEN OLMALIYIM. BAK BANA!'' Kulağıma yaklaştığında gözlerimi açtım. ''Seni çok seviyorum. Hep sevdim ve seveceğim.'' Uzaklaştığında bakışlarımı Ebrar'a çevirip burukça gülümsedim. Ebrar başıyla kapıyı işaret edince Eren'in bana bakmasından yararlanıp göz ucuyla kapıya baktım. Gelmiş. ''Koruyucu Melek'' derken ciddiymiş galiba. Elleriyle bana sakin kalmamı işaret ettiğinde Eren'e döndüm. Sol gözümden düşen bir damla yaşla beraber tekrar burukça gülümsedim
''Maalesef şimdi veda vakti benim güzel Zehra'm. Gittiğin yerde tekrar görüş-'' Eren'in başına aldığı darbeyle cümlesi bölündü ve yere düştü. Ebrar koşarak yanıma gelip bana sarılırken Hande yerdeki silahı ayağıyla uzağa itip Eren'in elinin üzerine bastı. Yüzüne eğilip iki eliyle boğazını tuttu. ''Ben sana sabah ne dedim it herif!'' Ebrar başımı okşarken hiç bir şeye tepki veremiyordum. ''Hapishane köşelerinde çürü de belki aklın başına gelir.
Polis sirenleriyle beraber bir anda birden fazla polis eve girdi. Hande'nin Eren'i bırakmasıyla polislerden biri Eren'i yerden kaldırıp kelepçeledi ve dışarıya doğru sürükledi. ''BİTMEDİ ZEHRA ANLADIN MI BENİ BİTMEDİ!'' Eren'i çıkarttıklarında Hande yanıma gelip avuçlarını yanaklarımla buluşturdu. Ne zamandır aktığını bilmediğim göz yaşlarımı baş parmaklarıyla yavaşça silip gözlerime baktı. ''İyi misin? Bir şey yaptı mı sana?'' Gözlerine bakıp başımı hayır anlamında sallayabildim sadece. ''Tamam ben şimdi polislerle konuşacağım iyi olduğun bir zaman istersen Ebrar'la ifade vermeye gidebilirsin.'' ''Teşekkür ederim.'' Gülümseyip ellerini yüzümden çekti. ''Koruyucu meleklerin görevi budur.'' İstemsizce gülümsedim.
''Koruyucu melek mi?'' Bakışlarımı polislerle konuşan Hande'den çekip Ebrar'a baktım. Kaşlarını çatmış garip bir ifadeyle bana bakıyordu. ''Bunu daha sonra konuşacağız. Sen biraz toparlan konuşacak konu çok arttı.'' Gülümseyip saçımı okşadı.
''Ben ifade işini konuşup hallettim. Siz de iyiyseniz gideyim ben.''
''İstersen kalabilirsin bu gün.''
Hande şaşırmış olacak ki garip bir ifadeyle yüzüme baktı. ''İstersen tabi. Saat geç oldu buraya kadar geldin yoruldun falan. Misafir odam var.'' ''Teşekkür ederim rahatsız etmeyecek-'' ''Ne rahatsızlığı saçmalama ben Zehra'yla yatarım dimi Zehra?'' Ebrar'ın bu gün konuştuğumuz konunun peşini bırakmayacağı belliydi. ''Evet.'' ''Peki madem. Teşekkür ederim.'' ''Ben teşekkür ederim esas tekrar. Zor bir gündü ben sana odanı göstereyim. Ebrar sen geç ben geliyorum.'' Ebrar odaya giderken Hande'nin görmeyeceği bir şekilde bana göz kırptı. Deli falan ama o olmasa sanırım şu an burada değildim. Sahi Hande'nin nasıl her şeyden haberi oldu da geldi. Bunları sabah düşünsem daha iyi olacak.
''Burada temiz pijamalar var. İstediğini giyebilirsin.''
Gösterdiğim dolaba bakıp başıyla onayladı beni. ''Kendi evinmiş gibi düşün olur mu?'' ''Sen iyi olduğun sürece ben her şeye tamamım.'' Uzun zaman sonra gamzelerini çıkardı ortaya. ''Tekrar teşekkür ederim. İyi geceler koruyucu melek.'' Arkamı dönüp odadan çıkarken konuştu.
''İyi geceler portakal çiçeği.''
—
Yazarken fazlaca zorlandığım bir bölüm oldu açıkçası. Uzun zaman sonra bölüm yazdım evet. Elimden geldiğince de uzun tuttum. Kaos yazmadan duramıyorum maalesef. Bakalım nereye kadar gidecek. Kontrol etmeden atıyorum umarım çok hata yoktur.
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?
Okuduğunuz için teşekkülerrr ♡