Beklemediğim bir ilgiyle karşılaştım açıkçası. Hepinize teşekkür ederim. Satır araları yorum bırakırsanız çok sevinirim.
—
Hande'den
İlla ki herkesin lise aşkı olmuştur bu hayatta. Evet benimki şu an tam karşımda durup bana gözlerini kırpıştırarak bakıyor. Zehra Güneş...
Güneş'im. Benim Güneş'im. Şaka gibi ama değil. Onu en son mezun olmadan yani 2 yıl önce görmüştüm. O zamandan bu zamana hiçbir şey boyu dışında. O zamanlar de uzun olmasına rağmen şimdi daha da uzamış. Aşık olduğum parfümünü bile değişmemiş. Her şeyi geçtim şu an tek bir problem var. Onun burada ne işi var.
''Zehra?'' Göz temasını bir an olsun kesmemesi gerilmeme neden olmaya başladı. ''Şey, ismimi nerden bildiğini sormayacağım. Ben seni doğal olarak çok iyi tanıyorum Hande ama izninle ilk günden antremana geç kalmak istemiyorum.'' Yanımdan hızlıca geçip giderken ardından buram buram bıraktı en sevdiğimi. Evet, lise dönemlerimde asosyal olmanın cabasıydı beni sadece voleyboldan tanıması.
Ayrıca o antreman mı dedi? Lise boyunca hiç voleybol oynadığını görmemiştim ki sınıf arkadaşları boyundan dolayı onu sürekli oyuna sokmaya çalışmasına rağmen. Sanırım şu an bunu öğrenmenin tek yolu canım arkadaşım Simge'nin yanına uçmak olacak. Bir şeyler bildiğinden adım kadar eminim. Ondan habersiz burada kuş uçamaz.
Soyunma odasının kapsını açıp salona doğru geçtiğimde ısınma yapanların arasında Simge'yi aradım. Köşede Elif ve Saliha'nın yanında oturmuş esneyen Simge'yi görmemle yanlarına gitmem bir oldu.
''Günaydın ahali!'' Simge'nin yanına oturup ısınma hareketlerine başladım. ''Günaydın Handan sabah sabah ne bu neşe. Ben seni uyandığın için mutsuz bekliyordum.'' ''Senin gül yüzünü gördüm ya Singe'm ondan bu neşem'' Simge'ye laf atarken bir yandan gözlerimi diğer kızların üzerinde gezdirdim. Aradığım kişiyi bulmamla yüzüme hafif bir tebessüm yerleşti. ''Simge abla bu kız seni sevdiği kadar kimseyi sevmiyor inan bana.'' Saliha'nın hafif kıkırtısıyla yüzümdeki tebbessümü silmeden ona döndüm. ''Haklı Singe'm bak değerimi bil kimseyi böyle sevmem ben.''
Simge kahkaha atıp tam gitmek için ayaklanacaktı ki kolundan tutup durdurdum. ''Bu yeni gelenler kim? Birilerinin geleceğini söylememişlerdi bize.'' Gözlerimi bir köşede ısınan Zehra ve diğer kızlar üzerinde dolaştırdım. Zehra bakışlarımı fark etmesiyle gözlerimizin buluşmasına izin vermeden yerde bana sırtını döndü. ''Takımımızın yeni oyuncuları kendileri. Bu sene altyapıdan çıktılar. Bak şu kısa saçlı olan Ebrar. Tahminen yaşının küçüklüğünden fazla bir hiperaktivitesi var. Soyunma odasında biraz konuşma fırsatı buldum. Sahaya adım attığından beri yerinde duramıyor.'' Bahsettiği kıza biraz baktım. Eli ayağı asla yerinde durmuyordu. Ya Zehra'ya ya da yanlarında oturan diğer arkadaşlarına sürekli el kol hareketleriyle bulaşıyordu.
''Yanındaki diğer kızıl olan ise Tuğba. Ebrar'dan daha sakin olduğu kesin. Şimdilik gözlemlediğim kadarıyla olgun biri olarak görünüyor. Diğeri ise Ze-'' Tuğba'yı incelerken Simge'nin cümlesini yarıda kestim. ''Zehra biliyorum.'' Gözlerimi kızlardan çekip Simgelere döndüğümde çatışlmış kaşlara bana bakan arkadaşlarım yerimde huzursuzca hareket etmemi sağladı. ''Sen nerden biliyorsun ismini?'' Saliha'nın sorusu ona bakmamı sağladı. ''Soyunma odasında karşılaştık. İsmini öğrenme şansım oldu.'' Elif ve Simge kaşlarını çatmayı bırakmadan bana bakmaya devam ediyorlar. Yalanıma bir kere inansalar şaşarım.
''Kızlar hızlıca sahaya.''
—