| 12 |

369 51 6
                                    


Zehra'dan

Bir buçuk saatlik antrenmandan sonra alınan duş gibisi yok. Gerçekten dünyanın en rahatlatıcı şeyi.

"Zeze konsere gidiyoruz değil mi?"

Antrenman içi de dahil bu gün aynı soruyu 25.kez cevaplamak zorunda kaldım Ebrar'a.

"Bilmiyorum Ebrar. Daha vakit var nasıl olsa. Gideriz muhtemelen."

"Muhtemelen değil yaa. Bak Tuğba da geliyor. Bayadır beraber bir şeyler yapamıyoruz. Naz yapma alalım bileti işte."

Ebrar'ın kafasını banklardan birine geçirmemek için gerçekten zor duruyorum. Şiddet sevmeyen beni bile şiddet yanlısı yaptı artık. "Evet Zehrakuşum lütfen. Bak ben normalde ısrar etmem böyle şeylerde biliyorsun ama hem kafanı dağıtman için iyi olur hem de antrenman dışında biraz vakit geçirmiş oluruz. Eskisi gibi." Tuğba böyle tatlı tatlı konuşursa ben nasıl hayır diyebilirim ki.

"Tamam. Gidelim ama senin için bak."

"Oley be Zehruşum. Her zaman bestim sensin."

Tuğba yanıma gelip sıkıca sarıldığında gülümsedim. Karşımda Ebrar pis pis bize bakıyordu. Tuğba benden ayrılıp Ebrar'ın bakışlarını gördüğünde dayanamayıp kahkaha attı. "Kıskanma hemen pembe kafa. Senin yerin de ayrı biliyorsun." Dediklerinden sonra gidip Ebrar'a sarıldı. Sonunda Ebrar da gülümsemişti.

"Biliyorum canım. Kimse bir Ebrar Karakurt olamaz."

"Hemen de şımar zaten."

Onların bu hallerine gülerken. Duşların olduğu kısımdan üstünü giyinmiş bir Hande çıkınca bakışlarım istemsizce oraya kaydı.

"Tamam Singe'm haber vericem size merak etmeyin."

"Eve geçince mutlaka yaz."

Omzunda sporcu çantası vardı. Bir yere mi gidiyor? Normalde buraya gelip Ebrar'a falan bulaşması lazımdı. Merak etmeye başladım istemsizce. "Hande. Nereye?"

"Semih geldi. Dün söylemiştim size biliyorsun Saliş'im."

"Tamam ama dikkat et. Habersizde bırakma bizi sakın."

"Tamam tamam. Simge bir sen iki merak etmeyin anlatacağım her şeyi size."

Saliha'nın yanına gidip saçlarından öptü. Başka bir şey demeden soyunma odasından çıktı. Semih kim şimdi?

"Semih kim?"

"Hande'nin eski bir arkadaşı."

Sorumu Elif cevaplamıştı. Eski bir arkadaşı kelimesi daha da meraklanmama neden olmaya başladı şu anda. Ebrar ıslık çalınca ona döndüm. Yüzünde pis bir sırıtmayla bana bakıyor. Kesinlikle iyi bir şey demeyecek.

"Ne oldu Zeze? Kıskandın mı?"

Ben ne demiştim. Şiddet sevmem mi? Artık seviyorum. "Ebrar 3 saniye içinde yok ol."

"Ben yok olurum da senin kıskançlığın geçmez sanki ha?"

Sinirle ayağa kalkmamla koşarak kapıdan çıkması bir oldu. Zevzek. "Eski sevgilisi. Şu anda önemli bir konu var onun için konuşacaklar." Saliha bana açıklama yaptı.

"Olabilir canım. Beni ne ilgilendirir. Ben sadece siz öyle hep bir ağızdan dikkat et diyince merak ettim sadece."

"Anladım ben seni. Merak etme yani."

Saliha gülümsüyor. Ebrar bir şey mi anlattı? Eğer anlattıysa kendine mezar yeri beğensin.

Hande'den

"Semih direkt konuya giriyorum, kapanmış bir davayı tekrar açıp kazanma ihtimalimiz var mı?"

"Ben de iyiyim Hande teşekkür ederim."

Sinirle gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. "Semih inan bana şu an bunlarla harcayacak vaktim yok. Lütfen sorumu cevaplar mısın?" Meraklı bakışlarla bana bakmaya başladı.

"Ne oldu? Kim sana ne yaptı?"

"Bana değil. Değer verdiğim bir insana."

Sinirle kaşlarını çattı. Gözündeki gözlüğü çıkartıp masaya koydu. "Sevgilin mi?" Sinirlenmeye başlıyorum.

"Sevgilim ya da değil ne fark eder? Konu bu değil şu an. Senden yardım istiyorum sadece Semih. Barışmak için gelmedim buraya."

Masadaki gözlükle oynamaya başladı. Tadım kaçmaya başlıyor artık. "Sen böyle dediğine göre sevgilin belli ki. Konu ne?" Şu an ona sevgilim olmadığını söylemekle uğraşamam istediğini düşünebilir.

"Eski sevgilisi tarafından silahla tehdit edildi ama karşı taraf iyi bir itibara sahip olduğu için davanın üstünü örtüp kapattılar."

Kafasını kaşıyıp biraz düşündü. "Zor olur ama halletmeye çalışırım." Rahatlıkla derin bir nefes verdim. "Çok teşekkür ederim Semih."

"Sorun değil. Karşımıza alacağımız kişi kim bilmem gerek ona göre araştırma yapacağım."

"Eren. Eren Demir."

Az önceki gibi kaşlarını çatarak bana baktı. "Zehra Güneş?"

"Evet. Zehra Güneş ama sen nerden biliyorsun?"

"Hande, Eren benim çocukluk arkadaşım."

"Ne?"

Masadan gözlüğünü alıp taktı. Ayağa kalkıp başını sağa sola salladı.

"Hande sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun ama özür dilerim ben bu davaya karışamam."

Ne diyor ya bu. Ne saçmalıyor şu an.

"Semih ne saçmalıyorsun?"

Artık ben de oturduğum sandalyeden kalkmıştım. Sesim biraz fazla çıkmıştı ki etraftaki bakışlar bize döndü.

"Özür dilerim."

Arkasına bakmadan mekandan ayrıldı. Sanırım şimdi çaresiz kaldım.



Kısa sürede gelen bir bölüm oldu. Geçiş bölümü gibi düşünelim bunu. Olaylar iyice karmaşık bir hal almaya başladı.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum, sizce neler olacak ileride?

Okuduğunuz için teşekkülerrr

Portakal Çiçeği | gxg | HanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin