Uyuz

Uyuz - Tipin Kadar Beyninde olsa...

Belirtisiz bir surat ifadesiyle bakakaldım o tatlı piç smilesinin bulunduğu yüzüne bir süre saçlarımın arasından yüzünü izlerken hafiften sırıtıyordum da . Birden bire ne olduğunu anlamadığım bir kadının sesiyle kafamı kaldırıp saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdikten sonra sinirli ve kıskanç bir görüntü ifadesi takındığım yüzümle kadına bakıyordum. Meriç'in sinirli edasıyla karşılaştığımda bir bana bir de kadına bakıyordu sanırım kadını hatırlamaya çalışıyordu. Kadın birden bire gelip Meriç'in dudaklarına yapıştı. Meriç ' Ne oluyor lan ' bakışı atıyordu. Kafasını çekip kadına bakmayo sürdürdü. Kadın sandalyeyi çekti ve oturdu. Yavaş yavaş gelen sinyallerle haraket edemezdim bekleyemezdim gözüme çarpan bardakta ki duran suyu alıp içtim. Bardağı masaya koyarken kadından gülünç bir şekilde anlam veremediğim iğrençlik derecesinin kotasını aşmış bir suratla sırıtıyordu.

" Ben gidiyorum siz devam edebilirsiniz" diye tıslayıp mekandan çıkmaya yöneldim. Kendi kendime söylenirken kadının kahkahasına sinirlenip kafamı çevirdim. Meriç'e ölümcül bakış atıp kadının Meriç'in boynunda duran eline baktım ve önüme döndüm hızlıca kapı kulubunu tutup aşağı doğru kuvvetli bastırıp dışarı çıkmıştım. Hafif hafif esen rüzgarın yüzümle buluşması güzeldi. Meriç'in arabasına yönelip tekmelemeye başladım. Sinirimi Meriç'in arabasına vurarak çıkarıyordum ne güzel.'' Omzuna elini atıyor elini bak bak sürtüğe bak Meriç Bey de hiçbir şey yapmıyor yese umrun da olmayacak işine geliyor tabi '' birden arabadan ses gelmesiyle korkup yoldan geçen taksiyi çevirdiğimde kolumda hissettiğim sıcak bir elin dokunduğunu anladığımdaysa '' ne var Meriç ! '' sinirli bir tavırla döndüğümdeyse karşımda gördüğüm yüze çok şaşırmıştım. '' Latif '' şaşırmıştım. Arkamı döndüm ve taksiye binecekken kolumu tuttu. Ondan kolumu kurtarmaya çalışıyordum ki '' Lan yine mi sen '' diye koşar adımlarla bize doğru ilerlediğini gördüğüm Meriç arabasının alarmını duyup çıkmış olmalıydı restauranttan , yüzümde belli belirsiz bir sırıtmanın yer aldığı dudaklarımın gerilme boyutu gittikçe artıyordu. İçimden ' Meriç dövecek şimdi Latif'i ' bu düşünceler nedense beni eğlendiriyordu ki Meriç'in arayı kapattığını görünce yüzümdeki tebessümden eser kalmamıştı. Latif ' e 'Latif Ağlama ' bakışı atıyordum. " Ne yapıyorsun lan sen Beril'in yanında bana bak çocuk geçen sinirimi alamadım şimdi alırım senden acısını " diyerek Latif'i yakasından tutup arabaya yasladığında hızlıca yumruklarını savuruyordu. Onları ayırmam gerekiyordu. Biraz izlesem fena olmazdı aslında anneme şikayet edersin ha al sana. Meriç bir tane daha vur falan demek isterdim ama neyse iyilik yapaaım tuttu. " Meriç tamam, Meriç sakin ol , Meriç , Meriç , Meriçç, Meriççiğimm '' istemsizce o aksiyon yönelik çok fazla adıyla hitap etmiştim. Son meriççiğim deyişimde hafif sırıtmıştu. h
Halbuki aşkım desem beklide yumuşayıp bırakırdı Latif'i kavga sırasında bir de bunu düşünmekle uğraşıyordum birden kavgaya döndüğümde Latif bayılacak duruma gelmişti. Birden '' Aşkım bırak ne hali varsa görsün hadi biz gidelim '' diye bilmiştim. Meriç bana döndüğünde kulağıma " Beni vazgeçirme yolların güzelmiş minik Latif yokken de yap bi ara '' diye fısıldamıştı. Nefesi kulağımdaydı. Ay yarabim sakin Beril. Meriç geri çekildi ve bir yumruk daha geçirdi.Birden önüne geçmeye çalıştığımda ise Meriç beni geriye doğru ittirdiğinde taşa vurmuştum ayağımı. Yerde " Ah ! " Diye acı içinde kıvranırken Meriç bana doğru dönüp Beril diye haykırdığında yere oturmuş bulunuyordu. " İyi misin ? Bok mu varda önüme geçmeye çalışıyorsun. Bir vuruşluk canın var zaten " deyip sustu.
Gözümden üç beş damla yaş süzüldüğünde ağzımdan şu sözleri yanıt olarak sundum " Meriç sana bir vururum görürsün kaç vuruşluk canın olduğunu tam bir öküzsün tipin kadar beynin olsa profösör olurdun " deyip göz devirdim. " Niye önüme atlıyorsun ki " dediğinde " Latif'i dövmeyi bırakmak için benim acı çekmemi görmen mi gerekiyordu " Meriç üzgün bir surat ifadesiyle bana bakarken Latif konuşacak hali kalmayacak şekilde birkaç kelime kurma çabalarındaydı." Be Beril iyi misin ? " diyebilmişti.

Meriç " Bak hala konuşuyor az gelmiş buna " diye ayağa kalkar pozisyonuna geçtiğinde eline sarıldım. " Yeter !! ayak bileğim çok acıyor gidelim buradan artık " sözcüklerim ağzımdan süzüldüğünde Meriç beni kucağına almış arabasına götürüyordu. İlerler pozisyona geçtiğimizde Latif " Beril " diye seslenişler içerisindeydi ki Meriç beni bırakıp kavgasına devam etmesin diye boynuna daha sıkı sarıldım ve kulağına " Beni bırakma " diye fısıldadım.

Arabanın kapısını açıp beni arka koltuğa yerleştirdiğinde " İyi misin ? " diye tekrar soru yöneltti.

" Çok iyiyim Meriç inanılmaz iyiyim bomba gibiyim sorman hata " Hızlıca şoför koltuğuna geçti.

" Seni hastaneye götüreceğim "

" Bir zahmet " dedim.

Hastahaneye geldiğimizde beni girişe kadar kucağında taşıdı sonra bir sedye bile muayene odasına kadar eşlik etti .Odaya geldiğimizdeyse ayağıma kısa bir müdahalede bulundular. O sırada Meriç'in elini sıkıyordum bir yandan da üzülüyor mu acaba beni ittiği için diye düşünmeye başladım üzülmese bırakıp giderdi acaba beni seviyor mu ? diye soruları art arda düşünürken tebessüm oluştu yüzümde.

Meriç kulağıma eğilip " İyi oldu sana atlamasaysın önüme " dediğinde

" Al işte öküzlükte mastır yapmış bir erkek daha "

Kulağıma tekrar eğilip " Teveccülünüz " deyip sırıttı.
Acıdan gözümden istemsizce yaş akıyordu. Meriç eğilip gözyaşlarımı eliyle sildiğinde içimden ' Bu çocuk bir harika dostum ' diyordum. Kaleyi içerden fet ediyordu. Doktorun söze girmesiyle bütün düşüncelerden uzaklaşmış onu dinlemeye yönelmiştim. " Beril Hanım'ın ayak bileğinde çatlak olduğunu tespit ettik alçıya alıp ev göndereceğiz sizi. "

★☆★☆★

Bir saat sonra ayağım alçıya alınmış bir şekilde eve gidemeyeceğimi düşünüp Meriç'e " Bu gece Dilara'da kalmam lazım bu halde eve gidemem beni oraya götür " dedim annemle kavgalı olduğum için gitmek istemediğimi fark ettiğini anlamıştım.

Oda birden " Oraya gitmeyeceksin Beril " emir kipi ile doldurduğu cümlelerden alev oluşturup bana atıyordu resmen

" Nerede kalmam gerektiği konusunda bir fikrin yok diye tahmin ediyorum ha Meriç dediğimde

" Ayağını bu duruma ben soktum ben tedavi edeceğim , bize gidiyoruz " dediğinde

" Ne saçmalıyorsun sen ya kafayı yemiş olmalısın size asla gitmeyeceğim " diye tepkiler verirken bir yandan da Meriç'in sözüne kafam takılmıştı ' Ayağını bu duruma ben soktum ben tedavi edeceğim ' bu çocuğun arada bir kibarlıkları da tutsa onlara gidemezdim.

" Israr etme eline bir şey geçmeyecek bize gidiyoruz dedim konu kapandı ha bu arada annem ile babam bir sevgilim olduğunu biliyorlar sorulara hazırlıklı ol "

Afallamıştım.

Ne yani beni onlara sevgilisi olarak mı tanıştırmıştı soracaktım ama çekiniyordum bir den " Meriç sen ailene benden mi bahsettin ? " dediğimde

Meriç'in cevabı " Evet her onlar ile konuşmaktan kaçtığımda sevgilim ile konuşacağım deyip aralarından sıvışıyorum kaçma sebebim olduğunu bildikleri bir sevgilim var ve seni evde gördüklerinde senin sevgilim olduğunu düşünecekler bu yüzden bir şey belli etmesen eğer çok sevinirim oyunumuzu onlara karşı sürdüreceğiz bir nevi '' deyip göz kırptı. Oyununu baatırarak söylemişti.

" Tamam " dedi . Olayları oluş sırasına göre tekrar sıralarken birden aklıma masadaki kadın geldi ve Meriç'e

" O kadını ne yaptın nerede şuan " demiştim.

" En son arabadan ses gelince çıktım oda orada oturuyordu gerisi hakkında bir fikrim yok "

Bu soruya yönelik " Peki " diye kısa bir cevap sunmuştum.

Meriç büyük bir eve geldiğinde onların evi olduğunu düşünüp ne kadar büyük olduğunu düşünüyordum. Meriç arabadan inip beni kucağına aldı ve eve yürüdü. Meriç kapıyı çaldı ve bir kadın açtı. İçeri daldığında kadın bize bakıyordu

" Buyrun efendim " diyen kadına baktım. Büyük ihtimal hizmetçiydi. Meriç birşey demeden içeri daldı. Annesi babası ve Deniz oradaydı. Bir dakika Deniz mi dedim ben Deniz ' in ne işi vardı burada Ne oluyordu lan. Gözlerimi direk Deniz ' e dikmiştim kimse fark etmeden parmağını dudağına götürüp 'sus' demek istedi. Şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.